Şule Yüksel Şenler’in ardından…
Yazar, fikir insanı, mücadele insanı Şule Yüksel Şenler, Ağustos 2019'da hayatını kaybetmişti.
Yeni jenerasyona etkisi pek olmadı…
Bilenler bilir, kendisi 60'lı yıllarda Türkiye'de kadın meselesinin özellikle inanan kadınların haklarının, varlıklarının ve toplum içerisinde yaşama imkanlarının farkına varılma olayını başlatan isimlerden oldu. İz bırakanlardan oldu.
Toplumsal olaylardaki duruşuyla, bakış açısıyla, hep Müslüman-Türk aile yapısının bozulmaması için mücadele etti.
Dönemin kontr-gerilla yapılanmasıyla karşı-karşıya geldi. Bu yapılanmanın devletin içerisindeki kirli izlerinin açığa çıkması yıllar aldı. Bu karanlık odaklar, yıllarca insanları hangi kanatta olursa-olsun mağdur ettiler. Bir-birine kırdırlar, sonrasında Allah yapılanları affetmedi, kendilerini, kendi elleriyle açık ettiler. Bize de düşen milletçe cevabını vermek oldu. Artık tüm unsurlarımızla ‘Tek Milletiz’
Şule Yüksel Şenler hanımefendi, “Ağlayın ey Müslüman kardeşlerim, ağlayın” başlıklı yazısından dolayı 13 ay hapse mahkum edildi. Ülkemizde, Şule Yüksel Şenler gibi akıllardan hiç çıkmayan o kadar çok mağdur ürettiler ki. Ülkenin geleceği ile oynadılar, başörtüsünü bir sorun olarak ortaya atıp ülkemizi 50 yıl geriye götürdüler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri M. Kemal, kadınlara seçme ve seçilme hakkını verdi, verdi ki kadınlar söz sahibi olsun, kadınlar toplum içerisinde etken rol oynasın. Öyle de oldu…
Fakat Şule Yüksel Şenler hanımefendi gibi Müslüman kadınlar ve Türk aile yapısı hep mağdur edildi. Putlaştırılan Atatürk’ün mirasına ihanet edildi. Kendi bakış açılarını ve kirli planlarını Mustafa Kemal’i kullanarak uygulamaya çalıştılar. Atatürk’ü işlerine geldiği gibi kullandılar. İçerideki Müslüman-Türk aile yapısına ihanet içinde olanlara hizmet ettiler. Hiçbir olay doğru anlaşılmadı. Amaç herkesi kutuplaştırıp birbirine kırdırmaktı. Başaramadılar, hiçbir zaman da başaramayacaklar!..
Günümüzde artık başörtüsü sorunu zaten çözüme ulaştı. Bunun gibi sorunların neredeyse hepsi artık çözüldü. Başka sorunlarımız olabilir, birlik ve beraberlik içerisinde hepsini çözeriz. Çözmeye de niyetli güzel yürekli insanlar mevcut.
Artık yeni Büyük ‘Türkiye Cumhuriyeti’ var. Durmadan, gece-gündüz demeden, tarihimizde olduğu gibi yeniden dünyaya ‘Buradayız, biz de varız’ demeye devam ediyoruz.
Millet için, Devlet için, iz bırakanları unutmadan, vefasızlık etmeden...
Güzel yüreklere, selam, saygı ve minnet borcuyla…