“Selman-ı Farisi’dir pirimiz, üstadımız”
Kaynaklar, berberlik mesleğinin ilk olarak 15. yy başlarında resmi bir esnaf dükkanı olarak hizmet vermeye başladığını gösteriyor. Berber dükkanlarından önce; saçı, sakalı uzamış olan insanlar, yakınlarında kim varsa girermiş sıraya, yani herkes birbirini tıraş edermiş elde ki imkana göre.
Bildiğiniz üzere Müslüman halk için ise, Hz. Peygamberin hadisine dayanarak, “bıyıkları kısaltın sakalları uzatın” buyurulmuş ve sakalın kesilmesi mekruh kabul görmüş.
Hz. Muhammed’in sakal-ı şerifini kesen kişiye ve berberlerin piri olarak kabul gören zatı muhtereme güzel bir selamlama şekli olarak bazı dükkanlara şu muhteşem söz saygıyla asılırmış;
“Her seher besmele ile açılır dükkânımız, Selman-ı Farisi’dir pirimiz, üstadımız”
***
Berber kültürü asırlardır süren bir gelenek, kapısından geçerken selamlık, hoş sohbet durağı. Kışın bir bardak sıcak çay ile soluklanılan, mahalledeki amcaların namaz çıkışı uğrak yeri. Bereket ve hoş görü durakları. Mahalledeki herkesi tanıyan akrabadan da öte olan birini, bir esnaf dükkanını düşünün, güler yüzlü ve dert babası. Hatta geçmişte berberler sadece saç kesme işi değil; sünnet, hacamat ve dişçilik bile yaparlarmış. Eskiye dair pek bir şey kalmadı, eskiyi yaşatmaya çalışan da az.
***
Peki şimdi öyle mi? Maalesef değil.
Tabi eskiden yukarıdaki örnekte olduğu gibi berber dükkanı çoktu, şimdilerde berber dükkanlarının yerini yavaş-yavaş kuaförler ve güzellik salonları aldı. Berber dükkanları oldu mu kuaför dükkanı… Dikkatimi çeken ise çoğu iddia bayii gibi futbolla açılıyor, futbolla kapanıyor. Neredeyse kimse, kimseyi tanımıyor. Şu maça kaç bastın, bu maç kaç-kaç bitti vs… Zaman-zaman gereksiz futbol tartışmalarıyla ile samimiyetten ve esnaf kültüründen yoksun yerler haline gelmeye başladılar. Futbol da konuşulsun tabi ama keşke geleneksel berber dükkanı kültüründen uzaklaşılmadan devam edilseydi. Zaten bu agresif futbol tartışmaları da mahalledeki sevecen amcaları rahatsız ettiği için onların uğrak mekanları parklar, bahçeler oldu son günlerde.
***
Söze layık, isime layık olana aşk olsun. Gönül ister ki her kuaför dükkanı bu saygı dolu sözü eskiden olduğu gibi çerçeveletip assın. Keşke bu sözü her kuaför benimseyip, taşıyabilsin!
“Her seher besmele ile açılır dükkânımız, Selman-ı Farisi’dir pirimiz, üstadımız”