Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu SONUÇLARI İYİ OKUMAK

SONUÇLARI İYİ OKUMAK

Seçim sonuçlarını iyi analiz eden siyasetçiler siyasette başarılı olurlar. Sonuçlar süreci yansıtır. Süreç sağlıklı bir şekilde yürütülürse sonuçlar da sağlıklı netice verir. Siyaset tüm toplumu kuşattığı, herkesi doğrudan biçimde etkilediği için herkesin meselesi.

Evvelki hafta sonu icra edilen seçimler her bakımdan farklı oldu. Sonuçlar herkesi şaşırttı. Dolayısıyla süreci ve etkileri her bakımdan tartışılacak bir seçim dememizde bir beis yok.

Bu gibi dönemler ilkelerin netleştiği, tarafların belli olduğu, başarı ve başarısızlıkların değerlendirildiği zaman dilimleridir. Partiler bu dönemi iyi gözlerlerse, gelecekte ortaya çıkması muhtemel aksaklıkların önünü alabilirler.

Ak Parti seçimden birinci parti olarak çıktı. Fakat tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamadı. O nedenle bugünler Ak Parti açısından altın fırsat değerinde. Hatları netleştirme, iyiyi kötüden ayırt etme imkânı sağlayan bir dönem.

Diğer partiler daha zor durumdalar. Koalisyon kurabilmek için muhalefetteki üç parti bir araya gelmek zorundalar. Kolay değil hepsini bir çatı altında birleştirmek. MHP ile HDP düşman iki kardeş gibi. Biri Türk milliyetçiliğine vurgu yaparken, diğer Kürt. İki ayrı kutup, yani.

Koalisyon görüşmeleri çok çetin geçeceğe benzer. Sağlıklı bir hükümet kurulabilmesi için belli asgari müşterekleri bulunan partilerin bir araya gelmesi gerekiyor. Eskiden, koalisyonu oluşturan partilerin birbirlerine yakın ideolojik tercihlerinin bulunması gerektiğine inanılırdı. Bugün bundan çok uzaktayız. Denklem bozuldu. Dengeler altüst oldu.

Hatlar şekilleniyor; vefalı – vefasız olanlar netleşiyor. Oyunu artıran, hele tek başına iktidara gelen parti herkesin ilgi odağı olur. İktidardan, güçten hazzedenler hemen o partinin etrafında kenetlenirler. Ama güç kaybeden, iktidardan düşenlere pek itibar eden olmaz.

Sürecin bir de bürokrat aktörleri bulunuyor. Onlar daha kaygan bir zeminde hareket ederler. Bugünlerde, mesela, memleket koalisyona kilitlenmişken, bürokratların büyükçe kısmı kendi siyasi ikballerinin derdine kapılmış durumdalar. Merkez bürokrasisinde görev yapan dostlardan aldığımız bilgiye göre, bürokratların belli bir kesimi risk almayı bırakmış, yeni gelecek hükümete odaklaşmış vaziyette.

Bu durumdaki kadrolar siyasi aktörlerce değerlendirilmelidirler. Belediyelerde, Ankara bürokrasisinde ciddi bir durgunluk göze çarpıyor. Onlar duraksadıkça, siyaset kilitleniyor. Toplum iş yaptıramadıkça sıkıntılar artıyor. Birbirini destekleyen sarmal geriye dönüp, dolaşıyor ve toplumu kilitliyor.

Siyasiler bu kesimleri iyi tanımak durumundalar…

Tecrübeli siyasetçiler bu dönemleri iyi değerlendirenlerdir. İyi günde, kötü günde kim nasıl davranıyor? Kim destek veriyor, kim köstek?

Demokrasinin iyi taraflarından biri iktidarın ve gücün el değiştirmesine imkân vermesidir. Bugün bu parti, yarın şu parti; bugün bu lider, yarınsa başkası iktidara gelir.

Bu değişiklikler partileri ve siyasileri mobilize eder; dinamik olmaya zorlar. Değişen iktidar birileri için nimet, diğerleri içinse külfet anlamına gelir. Değişme olması ihtimali ilginin belli bir yere toplanıp, kalmasını da engeller.

Siyasi parti liderleri destek verenleri de vermeyenleri de gözlemek durumundadırlar. Ancak onlar koalisyona kafa yormaktan, partilerini ön plana çıkarıcı etkinliklere zaman ayırmaktan parti teşkilatlarını ve bürokratları gözlemlemeye fırsat bulamazlar.

Onu başkaları yapmalı... Partilerde bu fonksiyonu üstlenecek insanlara ihtiyaç var. Değerlendirmeler parti dışından bir gözle yapıldığında daha doğru olabiliyor. Medya, kanaat önderleri, sivil toplum temsilcileri gibi aktörler dışarıdan bir gözle olayı ele aldıkları için bireysel menfaatlere kulak asmayacakları ön kabulüyle daha değerli fikirler ortaya koyabilirler.

Bugünler ‘muhasebe günleri’ deme sebebimiz bundan. Hesabını, kitabını iyi değerlendirenlere seçmen daha fazla itibar ediyor.

Bizler de partileri gözlüyoruz. Değerlendirme yapanları, değerlendirmek istiyoruz. Sizler de duyarlı olun.

Etrafınıza bir de bu gözle bakın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi