Demokrasi Reçetesi...
8 Haziran itibariyle özellikle gündeme getirilen hususlardan biri de Abdullah Gül oldu...Seçim sonuçlarında Ak Parti'nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybetmesini Ahmet Davutoğlu'na fatura edenler, yapılacaık bir kongre ile Abdullah Gül'ün bu koltuğa gelmesini dillendirmeye başladılar...
"AKP seçmeninin yazdığı reçete" başlıklık yazısında Fehmi Koru, bu konuya geniş yer ayırıyor... özetle şunları söylüyor Koru :
"Galiba kampanya sırasında Ak Parti adına yapılan konuşmalarda kırılan kalpler yüzünden, diğer partilerin Ahmet Davutoğluna'da itirazları var.
Herhalde başkları istedi diye bir parti, genel başkanına feda edecek değil...
öyleyse?
Ak Parti Eylül ayı içinde planladığı olağan kongresini daha yakın bir tarihe çekebilir ve delegelerin partilerini düştüğü sıkıntıdan uzaklaştıracak birini genel başkan olarak seçmesi sağlanabilir...
Yeniden genel başkan seçilirse Ahmet Davutoğlu'na yönelik itirazlar önemini kaybeder; bir başkası seçilirse, koalisyon pazarlığını yeni lider ile rahat yürütür...
istenirse kongre birkaç hafta içinde toplanır"
Fehmi Koru, bu cümleleriyle adeta Ak Parti'yi dizayn etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor... Çünkü ne tabanda ne de parti içinde Ahmet Davutoğlu'na karşı olumsuz düşünce emaresi yok iken, böylesi sözler partide ikilik çıkarma çabalarına hizmet etmekten başka bir işe yaramaz...
Mamafih Bülent Arınç br kaç önce yaptığı bir açıklamada gerek parti içinde gerekse tabanda "Ahmet Hoca" ifadesinin tuttuğunu belirtti... Yani parti içinde değişim arzusu olduğu yönündeki tüm söylemler nifak arayışlarından ibarettir...
Fehmi Koru, bu yazdıklarıyla da kalmıyor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de söyledikleri var:
"Sonradan "başkanlık sarayı'na" dönüştürüldüğü anlaşılan "külliye" "başkanlık" ümidi ortadan kalktığına göre, ilk amacına uyacak bir biçimde, başbakanlık ve ilgili birimlerine tahsis edilebilir. Cumhurbaşkanlığı yeniden Çankaya Köşkü'ne taşınır.
Simgeselden çok öte bir anlamı olacaktır bu değişimin..."
seçim sonuçlarının belli olmasından sonra marjinal kesimlerin bile henüz tenezzül etmediği bu tarz söylemlere, muhafazakar kesimin yazarı olarak bilinen bir kişinin meyletmesi çok düşündürücüdür... %52 halk oyu ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının simgelerini tartışma konusu etmek öncelikle milli iradeye olan bir saygısızlıktır... İleri demokrasinin reçetesinde seçilmişlerin meşruiyeti sorgulanmaz...
Selametle...