Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Mursi Kurtardı Kendini…

Mursi Kurtardı Kendini…

Toprakların da kaderi var… Tıpkı insanlar gibi… Ve insanlar o toprağın kaderini yaşamak zorundadır…

Toprakların da müziği var… Kendi enstürumanlarıyla çaldığı. Bazılarına ağıt yakışır, bazılarına neşe…   

…..

Kaderi aynıdır Türkiye’yle… Ne zaman gülse Anadolu, yankısı ‘Oradan’ duyulur… Ve ne zaman üzülse bu toprakların insanı ‘Onlar’ hıçkırıklarla ağlar… Ve Türkiye’nin kaderi ‘Orada’, ‘Oran’ın tarihi Türkiye’de yazılır… Kur’an bile Burada yazılır, Orada okunur… Bu kadar ortaktır Kaderimiz…

Tüm dünya biliyor ki aslında kendi topraklarının kaderini yaşıyor Muhammed Mürsî Îsa el-Eyyat… Ve bu nedenle en çok ağıt yakışıyor aslında Yusuf’un topraklarına

Bugün yine ağıt günü…

Mursi için değil ama, kendimiz için…

Çünkü Mursi, Dünya’ya Allah’ı ve adaleti haykırarak başlattığı başkaldırısının ücretini en güzel bir şekilde aldı bugün… Huzur-u İlahi’de sunacağı ‘Şanlı bir hayatı’ var artık onun…

Peki geride kalanlar? İhvanın isyanı, Esma’nın şehadeti kurtaracak onlar… Ya Beni?    

Dünyanın herhangi bir yerinde zulme uğrayan insanlardan bihaber yaşayan…

Dünyanın herhangi bir yerinde canına kast edilen insanlara el uzatamayan…

Dünyanın herhangi bir yerinde haberimiz bile olmadan ağlayan Yetime sahip çıkamayan…

Dünyada adalet tesis etmek bir yana, adaletsizlik çarkının bir parçası olan…

Bencil, nemelazımcı, umursamaz, Kapitalist, hoşgörüsüz, başkaldırısız, sessiz, ümitsiz yaşayan milyarlar…

Ağlamalıyız… Mursi için değil, Kendimiz için…

Şehit olsa da olmasa da, kendini kurtaracak nedenleri var artık onun çünkü…

Geride kalan milyarların…? Onların oynayacak oyuncakları var… Belki ondan sonra…   

Nasılsa her Ramazan hüzne alıştı bu ümmet…

Bir Ramazan’a daha böyle girmişiz ne yazar…

 

Koalisyona Karşı Değilim, Koalisyonlar Bana Karşı!

Her insanın bir ‘fıtratı’ olduğu gibi, toplumların da, milletlerinde, devletlerinde ‘yaratılış’ gerçekleri var. Bu gerçekleri inkar ederek bir yere varamayız. Öncelikle bunları kabullenmemiz gerekiyor…

İtalyan ceza hukukunu, İsviçre medeni hukukunu, İngiliz Anayasasını alıp olduğu gibi herhangi bir şark medeniyetinde uygulayamazsınız… Alırsanız bir süre sonra toplum bünyesine alerji yapacaktır…

‘İnsan her yerde insandır, n’olcak’ derseniz, ‘Birlikte yaşamanın serbest, İmam nikahıyla yaşamanın yasak olduğu’ ucube bir toplum oluşturursunuz, hatta buradaki çelişkiyi bile anlayamayacak bir toplum… 

Türkiye’nin Büyük Koalisyonlar tarihini aktaracaktım, nerelere gittik… Konuya gelirsek; Koalisyonlar Türk toplumuna, Türk siyasetine, Türk ekonomisine hiçbir zaman katkı sağlamayacak bir organizasyon şeklidir… Bizde iki kardeş tarafından bile kurulmuş olsa çok ortaklı şirketlerin ortalama ömrü birkaç yılı geçmez… Batıdakiler gibi yüz iki yüzyıllık şirketler hayaldir bizim için. Ortalamayı  geçen ortaklıklar varsa da onlar ecnebilerin şirketleridir…

Bizim ailelerimizde, sınıflarımızda, işyerlerimizde koalisyon yoktur. Girişimler tarihe başarısız uygulamalar olarak geçmiştir… Olanlarda ya ayakta durmaz ya da çift başın teki yok edilerek çözüm bulunur…

“Ülkemde 1.5 yıla bir hükümet düşüyor” yaygarasının altında yatan temel sebepte koalisyonlar olmuştur…

Sistemi oturmuş, çarkların yağlamaya bile gerek kalmadan dönebildiği, gelenin keyfine göre şekillenmeyen bir Ülkede yaşamak istemez miyiz sanıyorsunuz…? 

 Şimdi herkeste bir heyecan bir coşku var ama…

Bizim Toplum genlerimizde de, Devlet genlerimizde de, Millet genlerimiz de de koalisyon yok…

En azından sonu mutlu biten…

İnşaallah bu sefer yanılırım…       

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi