Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Siyasetin Efendileri

Siyasetin Efendileri

“Efendi” kelimesinin Rumca olduğunu biliyor muydunuz? Bizim dilimize Rumcadan geçen bu kelimeyi biz çok geniş bir alanda kullanırız, kah çok iyi yönde kullanırız, kah dönüveririz tahakkümcü için de “efendi” deriz.

Yani bir kişiye efendi dendiğinde, görgülü, nazik, kibar, eğitim görmüş bir insandan da bahsedebiliriz, toplumun kendini önünde sanan, topluma tahakküm etmeye çalışan, kendini Allah’ın seçkin kulu sanan ve toplumun da kendine hizmet etmekle mükellef kullar olduğunu düşünen kibirli birinden de bahsedebiliriz.

Neticede biz Türkler sevmek için de sövmek için de “efendi” kelimesini kullanıyoruz.

Öncelikle Konya’mızdaki siyasetçiler şunu kabul etmeliler, şehrimizin “Siyaset Efendileri” ne yazık ki Konya halkıyla, Konya’nın ilçeleriyle, köyleriyle, tarlasıyla, pazarıyla, marketiyle çarşısıyla, gölüyle, ovasıyla, dağıyla istenen düzeyde, vatandaşlarımızı memnun eden, verimli bir temas kurabilmiş değiller.

Konyalı siyasetçileri Konyalı hemşerilerimiz pek sevmiyor ve onların bir dertlerine derman olabileceğine de ne yazı ki inanmıyorlar.

Şimdi, bu doğru mu yanlış mı?

Samimi ifade ediyorum, bu öngörünün yanlış olduğunu düşünen bir siyasetçi var mı Konya’mızda ve elbette kanıtı nedir?

Evet, bugün siyasilerle toplumun çok başarılı bir bağ kurabildiğini düşünen özellikle bizim şehrimizde kimse yok…

Her şeyi bırakın sosyal medya paylaşımlarına bakın, orada bile bunu görebilirsiniz…

Bizim konuştuğumuz Konyalı hemşerilerimiz Konyalı siyasetçilerin kendilerini düşündüklerini, yerel ya da başka bir deyişle mikro anlamda ise bir varlık gösteremediklerini belirtiyorlar.

Peki, nasıl olmalı?

Nasıl irtibat kurulmalı?

Nasıl toplumla barışılmalı?

Bunun çok yoğun politik tezlerle desteklenerek oluşturulacak bir yol haritası ile çözülebilecek bir konu olduğunu düşünüyorum da, siyasetçilerimiz gerçekten hemşerilerimize dokunmak istiyor mu? Böyle bir amaçları var mı?

Siyasetçilerin Kulu kavşağını geçtikten sonra Konya’ya ve Konyalıya hor bakmaya başladığı bir gerçeklikte söyler misiniz nasıl bir temas ya da diyalogdan bahsedebiliriz ki?

Halkın derdi ile dertlenmeyi bilmeyip hatta onları aşağılayan biri nasıl siyasetçi oluyor, onu da zaten ben oldum olası anlayamıyorum, bunu da belirteyim.

Siyaset, sadece parlamentoda size verilen talimat doğrultusunda el kaldırıp indirmek olabilir mi?

“Siyaset ağalığı” diye bir kavram geliştirmişti bir arkadaşım, “eskiden sendika ağalığı vardı, şimdi de siyasetçiler ağa gibi davranıyor, milletin derdini aşağılıyorlar, kendi itibarlarından başka bir konuyla ilgilenmiyorlar” demişti.

“Hep iş konusuyla geliyorlar” demişti bir siyasetçi de bana, biraz da aşağılayan bir tavırla ifade etmişti bu sözü…

Düşünmüyor ki işte…

Çocuğu iş bulamıyor ağam da onun için geliyor sana...

Senin çocuklar, yiğenler, enişte, kayın, baldız… Hepsi KPSS’siz devlette iş buldu ya, onun çocuk inan buna ağam özel sektörde, ortalama bir kurumda bile iş bulamıyor.

Elektrik Elektronik Mühendisi bir tanıdığım genç var, babası annesi beni arar, “bir düzgün iş bulabilsek de evlense” diye, yıllardır hayıflanırlar…

KPSS’de yüksek puan da almış ama mülakatta takılıyor muş…

İnanın buna bir köle gibi asgari ücrete çalışır ağam, var mı sizde böyle bir akraba?

Bunları görmeden üst dereceden yapılacak siyasetin ne topluma, ne nesillere ne de geleceğimize bir katkısı olmaz inan ağam…

Gelin, topluma dokunun, toplumun dertlerini dert edinin, Ankara’ya bunu taşıyın.

Ankara’dan buralar ya da nasıl görülecek?

Sosyal medya paylaşımları ile çok iyi biliyorum ki oldukça kötü, basit, bayağı bir husus bile topluma çok değerli, güzel; hımbıl bir insan bile çalışkan, başarılı gösterilebilir de, bunun bu aziz millete faydası ne olacak?

Her hafta mesela bir gününüzü Konya’ya ayırın, tarlada çiftçinin, pazarda esnafın, markette halkın nabzını tutun, bununla ilgili çalışmalar, raporlar hazırlayın, sorunları gerçekliğiyle ilgililerine aktarın, toplumu geliştirecek bir dinamo olabilirsiniz bunları yaparsanız.

Bakın gençlerimize, toplumun acısı bizim acımız olmazsa, söyler misiniz ey Siyasetimizin Efendileri siyaset yapmanın ne anlamı olacak?

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı büyük yapan şey halka dokunmasıdır, halkın derdini ciddiye almasıdır, halkla irtibat kuran siyasetçi büyür, bunu bilmek gerekiyor, bunu bilen Efendi olur, bilmeyen de yine efendi olur da “nerede?” diye sorarsanız, siyaset dehlizinde der geçeriz, bilginiz olsun.

Seçime az bir süre kaldı, bugün bu konuları siyasetçilerimize demeyeceğiz de ne zaman diyeceğiz?

Değil mi ama…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi