Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Şimdi Türkiye Zamanı

Şimdi Türkiye Zamanı

Başlığın, epeyce beylik, biraz hamasi, hatta iddialı olduğunun farkındayım. Lakin kiminle konuşuyor kimi okuyor kimi dinliyorsam geleceğe dair ümit var cümleler duyuyor değilim. Lise yıllarında, “ülkeyi bölecekler, vatan elden gidiyor, İsrail vaadedilmiş topraklarını alacak, Ermeniler boş durmuyor ” yakınma ve haykırmalarının bir plan ve proje dâhilinde hiç aksamadan yürüdüğüne olan inancım bunda etkili oluyor mutlaka.

Oysa şöyle bakınca gelişiyor, ilerliyorduk; köprüler, yollar yapılıyor, ekonomimiz büyüyor, refah seviyemiz artıyor, kişi başına düşen gelirimiz tavan yapıyordu. Sağlıktan eğitime, trafikten tarıma hep bir yenilik, hep bir kalkınma…

Özgürlük adına atılan adımlar büyükçe adımlardı. Demokrasimiz olgunlaşıyor, hak ve adalet yerini buluyordu. Halkımız refah seviyesi arttıkça daha konforlu yaşama alışmış, kafasına göre yaşayıp gidiyordu. İşimiz gücümüz düzelmiş, paramız değer kazanmış, harcamaya da kazanmaya da imkân bulabilmiştik.

Elbette, herkesi her şeyiyle mutlu mutmain etmek zor ve hatta mümkün değil. O yüzden değil midir zaten, asıl olan devletin bekası, vatanın bölünmezliğidir. Ne oldu da bu kadar kısa zamanda içinde bulunduğumuz ateş çemberi birden harlandı, alevlendi?

Bu ülke hiçbir zaman dört başı mamur, ehli keyif, başı selamette olmadı ki. Batımız ayrı bir bataklık, doğumuz ayrı bir yangın yeri, kuzeyimizin güneyimizin sularla çevrili olduğuna bakmayın, oradaki savaş daha vahim. Ama son dönem üzerimize kurulan kumpasların, oyun ve desiselerin eşik atlamış halini mi yaşıyoruz nedir!

Camiada, büyük İsrail hayalinin adım adım gerçekleştiği dillendiriliyor. Bu oyunun bir parçası yanı başımızdaki akıl almaz örgütsel piyonların savaşı içine çekilmek istenişimiz sanki… İyi de biz bunu biliyor değil miyiz? Bu İsrail ve onun tedarikçi uşakları, kendi çıkarları ve hedefleri için tüm Ortadoğu ve çevresini yakıp yıkmaya hazır değil mi zaten? Acaba diyorum, bu sonun yaklaşmış olması mı bizi bu hale ve ümitsizliğe düşürmüş durumda?

Bu İsrail mevzuu bitecek değil, göz göre göre bu plan ve projenin önüne geçebilecek güce kavuşamıyor oluşumuz acı…

Şimdilerde bir sen-ben davası aldı başını gitti. Çizgiler, şartlar, yok saymalar, kişisel tutum ve ret edişler… Bu ülke hanginizin? Senin ya da benim metodum, her ikimizin menfaatini aynı oranda ve aynı güçte gözetip kollayamıyorsa neme gerek koalisyon, neme gerek gelişmişlik!

Düştüğünüz bu kavga ve hesaplar sizi ne kadar ilgilendiriyor, umurunuzda mı bilmiyorum ama birileri boş durmuyor. Bu boş durmayanlarla tuttuğunuz bir iş mi var, sorusu da akıllara gelmiyor değil. Bizimse aklımıza Türkiye’den başka bir şey gelmiyor. Bu topraklara ait olanlar, buraya ait hissi taşıyanlar vaktin ne vakit olduğunu sorar kendine.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi