Dr. Ramazan Tuzla
Dr. Ramazan Tuzla Selefinin hilafına güzel işler yapan halefler

Selefinin hilafına güzel işler yapan halefler

Selef, tarihsel olarak önce gelen, demektir.

Halef ise, selefin yerine gelendir.

Hilaf kavramı, bu yazı özelinde geçmişteki tavırlara benzememe anlamında kullanılmıştır.

İnsanımızın, kendisine siyaseten hizmet edecek partileri ve kişileri seçmede dikkate aldığı en temel kriterin hizmet olmadığını, son yapılan seçimler ayan beyan ortaya koydu.

Gerçekten, seçmenin tercihindeki tek kriter hizmet olsa idi, 25 yıldır aralıksız hizmet alan İstanbul’un yönetimi el değiştirir miydi?

Millete hizmet yolculuğuna İstanbul Belediye Başkanı olarak başlayan bir insanın gönüllere girmesi yaptığı hizmetlerle oldu ama gönüllerde kalmanın yalnızca hizmet ile mümkün olmayacağını anlamasından dolayı, son yerel seçimlerde hizmet belediyeciliği değil gönül belediyeciliği retoriğini (slogan) kullanmak zorunda kaldı.

Yaptığı hizmetler ile gönüllere giren bir insana gönül belediyeciliği yapmak zorunda bırakan ortamın aktörleri, hiç şüphesiz ki, yazımızın başlığında yer verdiğimiz seleflerdir.

O seleflerin, eski belediye başkanları olduğunu, bilmem, söylemeye gerek var mıdır?

Konya’mız için gönül belediyeciliği meselesini ele aldığımız zaman, seçmen tercihinin yönünün, parti bazında değişmediği, mâlumunuzdur.

Seçimden önceki mecburi değişimleri saymazsak, büyükşehir ve merkez ilçe belediye başkanları mevcut görevleri için ilk kez seçime girdiler.

Seçilmelerinin üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmiş olan merkez ilçe belediye başkanları ve büyükşehir belediye başkanı için en net tespitimiz, selefinin hilafına güzel işler yapan halefler oldukları yönündedir.

Mevcut haleflerin, insana dokunmak zorunda olduklarını anlamaları ve bu doğrultuda bir iletişim yöntemini benimsemeleri, dikkatlerden kaçmış değildir.

Bunu şöyle de ifâde edebiliriz:

Mevcut belediye başkanlarımız, yapabilecekleri en büyük yatırımın, hizmet sunmak zorunda oldukları insanları anlamaya yönelik çaba göstermek olduğunu anlamış bir görüntü vermektedirler.

Randevu vermemekle, ulaşılamamakla ünlenmiş bir büyükşehir belediye başkanı heyulasından görevin alınıp, Konyalının arasından çıkmayan bir başkan profiline görevin tevdi edilmesi, gönül belediyeciliğinin bir neticesi olsa gerektir.

Makamından muhtar kovmakla ünlenmiş bir siluetten görevin alınıp, bürokratik olgunluğu, nezâketi ve tevâzuu tam anlamıyla bünyesinde taşıyor hissi veren bir kişiliğe görevin tevdi edilmesi, yine gönül belediyeciliğinin bir neticesidir.

Her halinde masumca bir kalenderlik kokan bir başkana, Karatay insanına hizmet görevinin verilmesi ve selefinin bıraktığı kötü kokuyu ortadan kaldırmanın tek çâresi olarak görülmesi de yine gönül belediyeciliğinin bir neticesi olsa gerektir.

Buram buram toprak kokan Çumra’yı tabanca tüfek seslerinden arındırıp, türül türül tüten bir muhabbet bahçesine dönüştürme çabası içinde olan bir tevâzu insanı üzerinde karar kılınması da yine yolumuzu gönül belediyeciliğine çıkarmaktadır.

Seleflerin, hizmet olarak gördükleri işlerin birçoğunun, hizmete muhatap insanlar tarafından müsriflik olarak algılandığını görememelerine sebep olan körlüklerinin ve ‘benim için esas olan hizmettir’ şeklindeki inatlarının hezimete sebep olmasının kanaatimce tek nedeni, insana dokunabilme hassasiyetinden yoksun olmalarıdır.

Seleflerin bu hissiyat yoksunluğu, halefler tarafından fark edilmiş olmalı ki, mevcut başkanların, selefinin hilafına işler yapmaları, insana dokunabilme gayreti içinde olmaları, gönül belediyeciliğinin içini doldurabilme çabası olarak kayıtlara geçmiş durumdadır.

Seçimlerden önce hep söylediğimi bir kez daha bu satırlarda ifâde edeyim ki; gönül belediyeciliği diye bir retorik tek başına bir anlam ifâde etmez.

Gönül belediyeciliği retoriğinden medet ummayı ortadan kaldıracak en temel hassasiyet, enâniyet kokusunu üzerinden atamayanları, genel başkanın sırtından atmaktır.

Yaşantısı ve görüntüsü ile insanı anlama çabası içinde olduğuna kanaat getirilen kişilerin, Milletin evlatlarının önüne konulması, gönül belediyeciliği kavramını sloganlaştırmadan gönülleri kazanmanın tek çâresidir.

Ve böyle insanların imara ve iskâna yönelik hizmetleri de hezimete değil hazza dönüşür, hem partisi için hem de genel başkanı için.

Yazımızın başlığından uzaklaşmadan tekrar ifâde edelim ki, Konya insanına hizmet için seçilmiş mevcut başkanların yâni haleflerin fark edilen en güzel tavırları, insana dokunabilme çabası içinde olmalarıdır.

Bu çabanın arkasında samimiyet var ise, çabanın sahibi mahcup olmaz ve de mahcup etmez.

Yok eğer, cicilik kaygısıyla bu tavırlar sergileniyorsa, bu samimiyetsizliğin uzun mesâfelere dayanamayacağını en iyi, haleflerin bilmesi gerekir.

Şu tespiti yapmak durumundayız:

Millete hizmet için seçilmiş insanların analiz etmesi gereken en öncelikli husus, seleflerinin tavırlarıdır.

Öyle anlaşılıyor ki, halefler için imara ve iskâna yönelik en özgün hizmetler bile, selefin tavırlarını analiz etme mecburiyetinden öncelikli değildir.

Delilimiz ortadadır: İstanbul, Ankara, Adana….

İlçeleri de sayalım mı? Beyşehir, Ereğli, Hadim…

 

Genceli Nizami ile bitirelim:

‘Hizmet etmek sayılır erkeklikten nişâna.

‘Halkına hizmet etmek şereftir bir insana.’

Bu şerefe tâlip olan ve selefinin hilafına güzel işler yapan haleflere ve de güzel insanlara selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi