Yiğit Berkay Çopur
Yiğit Berkay Çopur SAVAŞ, MESLEKLERİN SAVAŞI!

SAVAŞ, MESLEKLERİN SAVAŞI!

Dünya’da 7 milyar kişi yaşıyor.  Bu 7 milyar insanın içinde 2 milyar yaşlı ve hasta insan yer alırken 1 milyarı ev hanımı da ya çalışmıyor ya da çalışmak istemiyor.

4 milyar insanın ise 1 milyarını genç ve çocuklardan oluşuyorken kalan 3 milyar insan çalışmak zorunda.

1,2 milyar insan dünya üzerinde çalışıyor. Ancak 1,8 milyar insan işsiz ve açıkta. Dünyada bir savaş var. Bu savaş, mesleklerin savaşı!

Sadece mesleklerin değil hepimizin savaşı. Öğrencilerin, öğretmenlerin, kurum ve kuruluşların, devletimizin savaşı.

Gelecekte robotların, yapay zekaların, yeni meslek dallarının ve endüstri 5.0’ın varlığı konuşulurken bu savaşa kayıtsız kalamayız.

Dün katıldığım bir konferansta Münir Arıkan konuşmacıydı. Konuşmacı derken ne konuşmaydı ama. İnsanların ufkunu açan, yapılması gerekenlerin nasıl yapılması gerektiğini anlatan ve hatta yapılan hataları yüze vuran bir konferans…

Bazen insan yaptığı işi, konumunu, çalıştığı ortamı sorgular ya. İşte benimde hayatı sorgulamama neden oldu diyebiliriz.

Aslında sorun o kadar basitti ki, ancak çözümü için kimse elini taşın altına koymuyordu. Kimse kendi hayatından vakit ayırarak, kendi düzeninden ödün verip bir şeyleri düzeltmek için çabalamadığı ve görmezden geldiğiydi.

Burada sorun eğitimdi. Sorun; eğitim sistemi, eğitmenler ve öğrencilerdi.

Öğretmenlere rehberlik, motivasyon ve rol modelliği amacında verilen bu konferans, aslında anlayan için sadece bununla sınırlı değildi. Hayattaki yaşayış, tatminsizlik, beğenmeme, şikâyet etme ya da ne dersen de…

Mezun olduğunuz da okulunuzdan aldığınız diploma ne işinize yarıyor? Kendinize, hayatınıza ya da ülkenize faydalı olabilmek için neler yaptınız?

Hadi soruyu şuradan sorayım. Asıl sorun eğitim ve eğitimcide bitiyor. Ve siz eğitimciler, öğrencilerinizi mezun ettikten sonra hiç kontrol ettiniz mi? Nerede çalışıyor, nasıl yaşıyor, konumu veya işi nasıl?

Bu kadarını da biz mi yapacağız? Diye sitem eden eğitimcilere, bir yerden bir yere gitmek için bile sorgularken, eğitim verdiğiniz öğrencilerinizin karakterini, huyunu, kendisini değiştirmek için çabalıyorsunuz. Siz onları ne kadar anlıyorsunuz?

‘Bir şeye inanmak için inanç şemsiyenizi yanınıza alın’ demişti Arıkan. Bırakın şemsiyeyi yanınıza almayı, bazılarınız yağmurun yağmasını hiç istemedi.

Burada sorun tek taraflı değil. Burada sorun insanların doyumsuzluğu ve tatminsizliği. Burada asıl sorun değişimin emir komuta ile olacağına inanalar. Değişim, gönül komuta ile olur.

Asıl sorunu anlayanlar için konumuza dönecek olursak; bu meslek savaşında ne kadar mücadeleci olursak bizler varız. Geleceği şekillendirecek, ülkemizi ayakta tutacak ve insanlara refah katacak bu değişimde herkes elini taşın altına koymalı…

Ben ne yapabilirim? diye düşünenler ya da hareket edenler çıkabilir aramızdan. Sen; ne düşüyorsan, O’sun. Dolayısıyla ümitli olmalı, zeki olup hareket etmeli ve geleceğimizin garantisi çocuklarımıza rol model olmalıyız.

UNUTMA! SEN NE KADAR VARSAN, ÇOCUKLARINDA O KADAR VAR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yiğit Berkay Çopur Arşivi