Platonik İlham…
Sorgulamak sonradan öğretilmesi gereken ya da öğrenilmiş bir beyinsel aktivite olsa gerek… İnsan niçin bir eleştiri yapma ihtiyacı duyar. Ya da hitap ederken amacı nedir? Daha ötesi cahilliğin bir gerekçesi olabilir mi? Sorular üzerinden platonik olmayan bir ilhamın, sabitesi olan bir gerçekliğin ifadesi olabilir mi? Platonik ilham alanına sahip olan beşeriyetin hayal dünyasını bombardımana tutan gerçeklikten uzak düşüncelerin ederi nedir?
Eleştiri ve sorgulama düşüncesi birbirinden bağımsız kavramlar olsa da sorgulanmamış bir eleştirinin maddi ve manevi değerini ölçmeye çalışmak beyhude bir uğraş olsa gerek… Çünkü sonuçlarının götüreceği yer, sahibi tarafından sadece özür ile biten bir kelimeye ev sahipliği yapacak olması da aşikârdır. Eleştirinin aslında yapıcı yönü itibariyle elbette bir kıymet takdiri olacaktır. Çünkü diğer yönüyle söylenmekten öteye geçmeyecek olan cümleler yığınını oluşturacaktır.
İnsan, hitap ederken konuşma ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir durumun olmadığını baştan bilmesi gerekir. Fakat bir parantez açıp şunu da söyleyebilirim. (Sosyal medya aygıtlarının gelişmesi iletişimin ya da söylenmek istenenlerinin emoji adı verilen kavramlara evirildiği de bilinen bir gerçek.) Fakat hitap kısmı, iki amaca yöneliktir. Ya ikna mahiyeti taşır; ya da motivasyon sürecine katkı sağlamaya yönelik olduğundan konuşmaya bir amaç katacaktır. Amacı olmayan bir konuşma gündelik söylemler gündelik konular ve yarını olmayan ifadeler olacaktır. Çok fazla kelime dağarcığı istemez. Masrafsızdır; kişisel gelişim yönüyle… Diğer yönüyle en fazla anlaşmazlıkların buradan çıktığını söylemekte yersiz olmaz. Çünkü anlatan anlatılana ne yazık ki anlatacağını anlatamamıştır.
Sorduğumuz soruların açıklamasına dair birkaç kavramsal imgeyi dizge halinde paylaştım. Platonik ilham kısmını uzun uzadıya üzerinde irdelemeye tabi tutabiliriz. Neden paragrafın başında değil de şimdi paragrafın son kısmında konuşma ya da yazma gerekliğinin gerekçesini de cahilliğin ve hitap kavramının niteliğini konuşmak olacak olmasını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sorgulamak ve eleştirinin mahiyeti niteliğinde daha önce ki yazılarımda konuyu işlemiştim. Fakat konunun devamı niteliğinde şu kısmı da konuşmak gerektiği yönünde bir karar oluşturmak gerektiğini düşünmekten de insan kendini alamıyor.
Şöyle sorgulayan sorgulama parametlerini neye göre oluşturduğu ve bu parametlerin ederine dair yukarıda bahsettiğim kavramların yanı sıra yine hatırlamak ve hatırlatmak düşüncesiyle konuşmanın yönü ve içeriği hususunda düşünsel ve fikirsel altyapısını da oluşturalım. Cahilliğin kaynağının niteliği ve fabrikasyonel temeli yanında bonus niteliğinde olan eleştirel düşünce anlayışını da kendisiyle beraber taşımıştır. Ancak madalyanın diğer yönüne bakıldığında sorgulananın sorgulayanın kişisel parametrelerine yönelik verileri kullanması sorgulananın niteliğini tartışmaya açtığı gibi sorgulayan hakkında niteliksel bilgi verecektir.
Netice de; ilham sahibi olmak ufkunun hinterlandının bir mercek vasıtasıyla bakıldığında görülebilen alanın genişliği ve adı ne olursa olsun ve hangi eleştiriye maruz bırakılırsa bırakılsın; şu cümlenin gerekliliği ile doğru orantılı olacaktır. Bu cümlenin tanıdık geleceğini biliyorum. Fakat şart… Şart olan ne kısmının yanı başında eğitim ifadesi beyninizde yerini almıştır muhakkah.
Paragrafın son cümlesini işlerken şöyle eleştiriler gelebilir. Eğitimin niteliği de önemli değil mi denilebilir? Öyleyse bir cümle ile şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. Nitelikli eğitim şart. Çünkü bakış açısının, eleştirinin, sorgulamanın yönü, konuşma anlayışının içgüdüsel ve davranışsal yönü birçok verinin niceliksel bağlamının yanı sıra niteliksel yönü de aynı kapıya çıkıyor.
Sağlıcakla kalın…