Muhtarlıklar kaldırılsın…
Nüfus kayıt örneği lazım oldu.
Açtım e-devleti hemen 5 dakika içinde aldım.
Askerlikle ilgili bir belge lazım oldu.
E-Devlet’e bir göz atmam yeterli oldu.
Ohh sıcacık odamda oturduğum yerde bütün Resmi evraklarımı tamamladım.
Artık eskisi gibi değil hiçbir şey. Teknolojiyi dibine kadar kullanabiliyoruz.
O zaman muhtarlıklar ne iş yapar, niye varlar sorusu aklıma geldi doğal olarak.
Yazımın başlığı nedeniyle bana gönül koyacak muhtarlarımız olacaktır elbet ama mantıklı düşününce bana hak verenler de olacaktır.
Muhtarların ülkemize bir dönemlik maliyeti tam 8 milyar TL.
Bu maliyetle her dönem 1 tane Marmaray yapabiliyor Türkiye. Ya da kabaca 5 tane şehir hastanesi hizmete açabiliyor. Yüksek teknolojili 50’den fazla fabrika da kurabiliyor.
Bu maliyet külfeti bir yana, sistemdeki kafa karışıklığı ve seçmen taşımacılığı da çok önemli bir sorunu oluşturuyor.
Şu bilinsin ki muhtarlara karşı en ufak bir saygısızlığım yok. Asıl derdim sistemin çarpıklığı…
Her şeyi teknolojiyle yapabiliyorken o kadar gereksiz bir iş yükü yüklemişiz ki muhtarlara…
Seçim zamanları sandık kurullarına muhtar yerine YSK memurları ya da siyasi parti teşkilatları katılabilir.
Sağlıkla ilgili komisyonlara İl Sağlık Müdürlüğü personeli katılamaz mı?
Ya da emlak tespit gibi komisyonlarda belediye yetkilileri yetmez mi?
Sandık listeleri asmak gerekli mi cidden? Ben hiç listeye bakmadan gittim oyumu kullandım mesela. Ya da seçmen kâğıdı dağıtmak niye, postacılar ne iş yapar?
Cadde sokak tabelalarını belediye kontrol etsin. Bir yığın işçisi var, muhtara ne hacet?
Salgın hastalıkları, seferberlik tebligatını megafonla mı bildirecek muhtar halka? Teknoloji bu seviyedeyken hem de!
İkametgâh, nüfus belgesi 5 dakikada e-devletten alınabiliyor.
Yeşil kart ihtiyaç sahibi belirleme işini Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yapmalı.
Mahallelerde yürütülen hizmetlere dair görüş bildirmek ya da şikayette bulunmak da vatandaşın asli görevidir. Belediyelerin ‘Beyaz Masa’ gibi merkezleri var. Hepsini boş verelim, Twitter, Facebook gibi bir sürü kanal var. Hem de anında geri bildirim alma imkanı var buralarda.
Türkiye gittikçe değişiyor. Hem kurumlar hem de yöneticiler yeni döneme ayak uyduruyor.
Bu gelişmelere ayak diretenlerin zaten var olma şansı yok!
Bu meseleye şu açıdan da bakabiliriz.
Son 2 hafta içerisinde Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca ve Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş’u ziyaret ettim.
3 başkanında hem özel kalemlerinde hem de odalarında sıradan vatandaşlar Başkanlarla tanışmaya gelmişler.
Her 3 Başkan da vatandaşla oturup çay içiyor, şikayetlerini ve taleplerini dinliyor. Ne kadar güzel bir şey.
Gönül siyaseti artık ‘Türkiye’nin Mega Proje’lerinden biri haline gelmişken, Resmi kurumlar vatandaşa bu derece gönlünü açmışken, istek ve şikayet için aracıya neden ihtiyaç duyalım?
Bu konuya bir şerh koyacak olursak, köy muhtarlıklarının görevlerine devam etmesini ama özellikle büyükşehirlerdeki merkez mahalle muhtarlıklarının kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Eski köy muhtarlıkları, devletin en ücra birimi diye hâlâ gerekli olabilir fakat merkez mahalle muhtarlarına artık şimdiki tanımlarıyla ihtiyaç yok.
Gelin bu seçimler son muhtarlık seçimi olsun…