Millete rağmen siyaset yapılmaz
Almanya başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde bakanlarımızın referandum süreciyle ilgili yapacağı mitinglerin gülünç bahanelerle iptal edilmesi tepki çekti. Hükümet ya da AK Parti’ye değil doğrudan devletimize yapılan bu haksızlığa CHP’li vekillerin yaptığı açıklamalarda en az iptal gerekçeleri kadar absürt bir durum oluşturdu.
Aslında Almanya’nın davranışı beklenen bir şeydi. 15 Temmuz sonrası süreçte FETÖ’cülerin ikinci vatanı haline gelen, ülkeye kaçan vatan hainlerine kucak açan bir ülkeden farklı bir tavır elbette sergilenmeyecekti. Bizim tuhafımıza giden, bu haksızlıklara karşı içimizden gösterilen tepkiler oldu. Olayın adını açık bir şekilde koymalıyız. Avrupa ülkelerinin bu tavrı Ak Parti ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişiliğine değil doğrudan Türkiye Cumhuriyetine karşı bir operasyondur. İç siyasi çekişmelerimiz bir kenara bırakılıp bu konuda ortak bir tepki göstermek gerekiyordu ama nerde… Bu ülkenin ana muhalefet partisi CHP’nin milletvekillerin bir kısmı batının bu tavrına ne kadar sevindiklerini hiç saklama zahmetinde bulunmadan gayet güler yüzlü açıklamalar yaptılar. Bu arada Deniz Baykal’a da yine iyi polis rolü yazılmış.
CHP Grup başkanvekili Özgür Özel, Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Almanya’ya gidebileceğini söylemesiyle kendi çapında dalga geçip, “Bahçeli, Cumhurbaşkanıyla Almanya’ya gidecekse korkarım dış hatlar terminalinde elinde bavulu, gözü kapıda çok uzun bir bekleyiş yaşar.” diyebiliyor. Bir başka CHP milletvekili olan, Kılıçdaroğlu sonrasının en büyük adayı gözüyle bakılan Muharrem İnce ise Erdoğan ve Esad’ı kıyaslayıp, “Türkiye’de üç milyon Suriyeli var, yarın Esad İstanbul’da miting yapmak isterse ne olacak” dedi. Nereden tutarsanız elinizde kalacak bir açıklama. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esad’ı karşılaştırılması, üstüne sanki Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız o ülkede mülteciymiş gibi bir tavır sergilenmesi. Ondan sonra bir de soruyorlar “CHP neden seçim kazanamıyor diye.” Yöneticilerin ve milletvekillerinin kapasitesi bu soruya yeterli cevap olur.
MHP lideri Devlet Bahçeli’yi beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz tartışılır ama tartışılmayacak olan şey, Bahçeli’nin ülkemizi zor durumda bırakan her olay karşısında devletimizin yanında yer almasıdır. Bahçeli, yine bu meselede de isminin hakkını vererek, günlük siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp, Cumhurbaşkanı ve hükümetimizin yanında durdu. CHP’lilerin Bahçeli’nin bu tavrını anlamalarını elbette beklemiyoruz. Çünkü dediğimiz gibi bazı şeyler çap meselesidir, yani varsa vardır yoksa yoktur(!)
CHP’lilerin anlayamadıkları, ya da işlerine gelmediği için anlamazlıktan geldikleri şey, referandumdan evet veya hayır çıkmasından daha önemli bir meseledir. Bu millet 15 Temmuz sonrası süreçte artık neyin ne, kimin kim olduğunun farkına vardı. Mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan veya AK Parti meselesi değil, ülkemizin istikbalidir. Referandumda hayır diyecek çok sayıda insan bile liseli ergen tarzındaki bu açıklamaları trajik buluyor. Milletin yanında yer almayanların mitinglerdeki açıklamaları ancak davulcunun yellenmesi kadar bir etki yapacaktır.
Ana muhalefet, her fırsatta insanların referandumda neyi oylayacaklarını bilmediğini söyleyip duruyor. Her zamanki seçkinci bakış açısıyla “cahil halk” neye evet dediğini bilmiyor ayağına yatıyorlar. Hâlbuki referandumda oylanacak 18 madde devlet sırrı değil. Bu maddelerin içeriğine internet üzerinden çok rahat bir şekilde ulaşılabiliniyor. Günümüzde teknoloji o kadar gelişti ki onların deyimiyle “dağdaki çoban” bile elindeki 4 buçuk G’li cep telefonuyla birkaç saniyede bu maddelerin detayını öğrenebiliyor. CHP’ler halkın cehaletini bir kenara bırakıp, ilk önce kendi genel başkanlarına bu maddelerin ne olduğunu öğretsinler kâfidir.
Yine değişen bir şey olmayacak. Millete karşı, millete rağmen siyaset yapanlar bu referandumda da bir kez daha kaybedecekler. Peki, akıllanacaklar mı? Sanmıyoruz. Konforlarını hiç bozmadan sanki kaybeden onlar değilmiş gibi cahil halk edebiyatına sığınacaklar. Onlar bu tavırlarını sürdürürken, milletimizden oluşan şanlı kervan kaldığı yerden yola devam edecektir.