Mevlid-i Nebi Haftası’nın Teması: “Peygamberimiz ve Çocuk”
Dünya Müslümanları olarak Hz. Peygamber (a.s)’ın kutlu doğumunun 1449. Yılını idrak ediyoruz. İslam dünyasında ve Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda mevlid-i nebi değişik etkinliklerle anılmaktadır. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığımız Mevlid-i Nebi haftasında kutlu Nebi’ye yakışacak şekilde yurt içinde ve yurt dışında programlar icra etmektedir. Bu sene Mevlid-i Nebi’nin teması, “Peygamberimiz ve Çocuk” adını taşımaktadır. Biz de bu haftaya bir katkı olması hasebiyle Hz. Peygamber (a.s)’ın dünyaya gelen çocuklara ilk yaptığı uygulamalardan bazı örnekler vermek istiyoruz.
Çocuklar, Yüce Allah’ın anne ve babaya bir nimeti ve hediyesidir. Bu sebeple, dünyaya gelen çocuğun doğumu, İslam kültüründe farklı tören ve uygulamaların yapıldığı önemli bir olay olarak değerlendirilir. Çocuğun en yakınlarına doğum sevincini tatması için müjdeler verilir. Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığına göre, oğlu Yahya dünyaya geldiği zaman Hz. Zekeriya peygamberi melekler müjdelemiştir.( Bkz. Âl-i İmran 39; Meryem, 7). Tebrik ve müjdeleme konusunda erken davranmak, anne ve babanın sevincini artırır, insanlar arasındaki sosyal ve manevi bağları güçlendirir. İslam geleneğinde çocuk dünyaya geldiği günden itibaren yapılması gereken ve Hz. Peygamberin sünnetinde yer alan bazı uygulamalar vardır. Bunlar, çocuğun anne ve babası üzerinde bulunan haklarıdır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Yeni doğan bebeğin henüz anne sütünü tatmadan önce hurma, bal vb. tatlı bir besin ezilerek bununla damağının ovulması işlemine “tahnîk” denilir. Hz. Peygamber’den rivayet edildiğine göre, sahabeden Ebu Musa anlatıyor: “Bir oğlan çocuğum dünyaya gelince, onu alıp peygambere götürdüm. Çocuğun adını İbrahim koydu ve hurma ile onu tahnik yaptı. Bereket dileğinde bulunduktan sonra da çocuğu bana geri verdi.”
Çocuğun manevi gelişimi üzerinde etkili olacak hususlardan birisi de ona isim koymadan önce sağ kulağına ezan okumak ve sol kulağına da kamet getirmektir. Hz. Peygamber, bizzat torunu Hz. Hasan dünyaya geldiği zaman onun sağ kulağına ezan ve sol kulağına da kamet okumuştur. Böylece çocuğun kulağına ulaşan ilk sözler, Allah’ın büyüklüğünü ve yüceliğini içeren mesajlar olmuştur.
Çocuklara güzel isim koymak onları eğitmenin ilk basamağını oluşturur. Bu sebeple İslami gelenekte çocuk dünyaya gelince ona doğumunun üçüncü veya yedinci günü isim konulması tavsiye edilmiş, özellikle isim seçimi konusunda duyarlılık gösterilmesi istenmiştir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adı ile çağrılacaksınız. Bu sebeple kendinize güzel adlar koyunuz.” Bizzat Hz. Muhammed (a.s) tarafından sahabeden bazılarının isimleri putperestliği çağrıştırdığı, insan tabiatına çirkin düştüğü ve İslam ahlakına uymadığı için değiştirilmiştir.
Çocuğun doğumunun yedinci günü yapılacak işler arasında saçını traş ettirmek gelir. Hz. Peygamber başta çocukları; Fatıma, Ümmü Gülsüm olmak üzere, torunları Hasan ve Hüseyin dünyaya gelince, onların saçlarını traş ettirerek tartmış ve bunların ağırlığı kadar gümüşü sadaka olarak yoksullara vermiştir. Yine Hz. Peygamber’in, yeni doğan “çocuğu için akika kurbanı kesmek isteyen kurban kessin”, dediği, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin için birer veya iki şer koç kestiği belirtilir.
Diğer yandan, Hz. Peygamberin hadislerinde erkek çocukların sünnet ettirilmesinin insan fıtratının özelliklerinden birisi olduğu bildirilmektedir. Ashâb-ı kiramın ziyafet eşliğinde yapmış oldukları bu uygulamanın peygamber döneminden itibaren İslam toplumlarında icra edildiği görülmektedir. Erkek çocuklar, doğumlarının yedinci gününden itibaren on iki yaşını bitirene dek uygun bir zamanda sünnet ettirilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i doğumlarının yedinci gününde sünnet ettirdiği rivayet edilir.
Hz. Peygamberin çocuklarla ilgili bu uygulamalarına ek olarak onlara iyi bir terbiye vermek, çocuğun anne baba üzerindeki hakları arasında sayılmıştır. Çocuğun hem dünya ve hem de ahiret mutluluğunu hedefleyen böyle bir terbiye, Hz. Peygamber tarafından anne babanın çocuğuna bırakacağı en güzel miras olarak nitelendirilmiştir. Unutmayalım ki çocuklarımız bize, Allah’ın bir emanetidir. Emanetleri korumak ise, Allah’ın omuzlarımıza yüklediği ağır bir yüktür.
Mevlid-i Nebi haftamızı tebrik ediyor, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.