Mesele ne?
Çin ve Amerika’nın bir ileri iki geri atışmaları. Kuzey Kore’nin Amerika’yı dümdüz ederiz tehditleri. Amerika’nın dünyanın her yerinde zırt pırt tatbikatlar yapması. Akdeniz’e yığılmış olan savaş gemileri. Rusya başkanına hakaretler yağdıran Amerikan başkanı. Bir Amerika’ya bir İsrail’e tehditler savuran İran. Güney sınırımızda devlet kurmak için çırpınan batı. Batılı devletlerle savaş tatbikatları yapan Ortadoğu devletleri. Fransız savaş gemileri kıyılarında dolaşıyor diye sevinen komşularımız. Ege denizinde cephaneliğe çevrilmiş adalar. Ve daha nice karmaşık ilişkiler ağı…
Bir taraftan da dünya’yı eve kapatmış bir virüs. Evlerinde olan biteni izleyen bizler....
Dünyada olan onca karmaşık şeyin yanında ekonomik olarak saldırı altında olmamız da cabası. Her türlü saldırıya bu millet bir şekilde göğüs gerer ama ekonomik saldırı en kalleşçe olanı. Bu dalgalanmalar evine ekmek götüren esnafı zora sokuyor. Zaten pandemi yüzünden zor günler geçiren millet bir de ekonomik zorluklarla cebelleşmek zorunda kalıyor. Bu bir varoluş savaşı. Daha önce de benzer saldırılar yaşadık. Dünyaya ayar verecek kadar güçlü olmadığımız sürece güçlüler bize ayar vermek için ellerinden geleni yapacaklar.
Mesele; teslim olacak mıyız olmayacak mıyız?
Yarın Cumhurbaşkanımız dese ki; İmf’ye ihtiyacımız var. Türkiye’nin tüm yatırımlarını bundan sonra dünya bankası ve imf kontrolünde yapacağız. Avrupa birliğiyle olan görüşmelerde de öne sürdüğümüz şartları askıya aldık Avrupa birliğine girmek için bizden istenen ne varsa yerine getireceğiz. Müttefik olduğumuz devletlerle işbirliği içinde olmadığımız hiçbir petrol ve türevleri araması yapmayacağız. Müttefiklerimizin belirlediği uluslararası deniz sınırlarını kabul ediyoruz. Kıbrıs konusunda dayatma yapmayacağız. Amerika ile yeni uçaklar, sihalar, ihalar ve silahlarla ilgili anlaşmalar imzalayacağız. Milli savunma sanayi yerine yedek parça ve destek ürünler üreterek yeni işbirlikleri kuracağız. Eskiden olduğu gibi tüm hava ve kara istihbarat çalışmalarında müttefiklerimizle tam koordineli çalışacağız…
Nasıl olur?
Dolar bir iki liraya kadar düşer, milletin tansiyonu düşer, Akdeniz’de gerilim düşer, Suriye’nin kuzeyi düşer, vatan savunması düşer, geleceğimiz batılı ellere düşer…
Muhakkak hatalı hamleler de yapılıyordur. Muhakkak yanlış kararlar da alınıyordur. Eleştireceğiz, kendimizce doğruları, olması gerekenleri anlatacağız, istişare edeceğiz. Ama düşmanın kuyruğuna takılıp ihanet etmeyeceğiz. Milletimizin, devletimizin, devleti yönetenlerin sonuna kadar yanında olacağız…