Masada çatlak izi
Malumunuz üzere geçen haftalarda CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde 6 Parti lideri bir araya gelmişti. Özellikle “Güçlendirilmiş Parlementer Sistemi” toplantının ana konusu diyebiliriz.
Aslında burada temas edeceğimiz konu, bu altılı zirvenin toplumda göstermiş olduğu reaksiyon. Kimileri demokratikleşme adına güzel bir gelişme olarak görürken, bazıları ise toplumu inandırıcı argümanları olmayan, yaşanan sıkıntılara alternatif üretmeyen, bu birlikteliği sadece ve sadece Recep Tayyip ERDOĞAN’ı indirmekten başka bir amaç gütmeyen bir ittifak olarak görüyor.
Her iki tarafın da kendilerince haklı sebepleri olabilir. Ancak Saadet Partisi içerisinde aykırı seslerin yükseldiğini söyleyebiliriz. Özellikle yönetim kademesinde aykırı seslerin olduğunu ifade edebiliriz.
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Abdullah sevim, Saadet Partisi tabanının bu ittifaktan rahatsız olduğunu dile getirdi.
Geçen haftaki yazımızda Saadet Partisi tabanının özellikle CHP ve HDP ile anılmasında rahatsız olacağını ve parti içerisinde ciddi seslerin yükseleceğini, hatta ve hatta kısmi bölünmelerin olabileceğini ifade etmiştik.
Bu yazımızın ardından sesler yükselmeye başladı bile.
Abdullah Sevim’in açıklamaları kayda değer bir açıklama:
“Partimiz açısından ittifaklar mecbursa üçüncü bir ittifakı bizim oluşturmamız lazım. Yani bizim oluşturacağımız bu üçüncü ittifakın Türkiye’nin normalleşmesine büyük oranda hizmet edeceğini düşünüyorum. Bizim tabanımız CHP ile HDP ile bir algılanmaktan hoşnut değil. Bizim bunu Saadet Partili yöneticiler olarak görmemiz lazım.”
Temel Karamollaoğlu’nun bunu göreceğini düşünmüyorum. Çünkü idam sehpasına çıkanlar celladına aşık olmuş durumda.
Ya duyguları ile hareket ederek CHP ve HDP ile anılmaya devam edip siyaset sahnesine veda edecek, ya da mantığını kullanıp Farklı kulvardan devam edecek.
KEMAL KILIÇDAROĞLU İMAMOĞLU İLE YAVAŞI SİLDİ
Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU’nun Belediye Başkanı seçilmeleriyle birlikte muhalefet kanadı seçmenlerinin umutlarının yeşerdiği aşikardı.
Her ikisinden birinin seçmenlerce Cumhurbaşkanı adayı olarak görülmeye başlanması Kılıçdıroğlu’nu ziyadesiyle rahatsız etmişti.
Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı edasıyla şehir şehir gezmesi, İstanbul sorunları yerine Türkiye siyasetiyle ilgili demeçler vermesi, özellikle büyükelçi görüşmeleri kendisinin en ideal Cumhurbaşkanı adayı olduğunu kanıtlama çabası, bu görevi ne denli arzuladığı, istediği ortada.
Mansur Yavaş ise karda yürüyüp izini belli etmeyen cinsten. Türkiye siyasetine karışmayarak toplumun takdirini kazanma peşinde. Sesi soluğu çıkmadığı gibi, avını bekleyen aslan konumunda.
Bunca dedikodulardan sonra Kılıçdaroğlu net bir ifade kullanarak bu iki ismin Belediye Başkanı olarak görevlerine devam edeceklerini belirtmesi yeni hamlesi.
Anlayacağınız dostlar karşılıklı satranç oynanıyor. Herkes hamlelerini sağlam yapmaya çalışıyor.
Galibi kim olur bilinmez.
