Mandacılık zihniyeti devam ediyor
Türkiye'nin, geçmişten bugüne kadar atlattığı badireleri saysak kaç günümüzü alır acaba?
Geçmişte yaşanan bunca menfi hadise sebebiyle atılan her adımın akamete uğratıldığını, engellendiğini ve üstüne toprak atıldığını rahatlıkla müşahede edebilirsiniz.
Mandacılık ve batı taklitçiliği zihniyeti, ülkeyi yüz yıl boyunca uykuya, rüyalara sevk etti. Ceremesini de maalesef Türk toplumu çekti.
Cumhuriyet sonrasında milli bir şuur ve aksiyon ile ülkenin bekası adına atılan adımlar çeşitli demokratik engellemeler ile karşılaşınca, o dönemin milli ve yerlilik düşüncesi kepenkleri kapattı bir müddet.
Uyuşturulan milli hücrelerimiz aslına bakarsanız maalesef Cumhuriyet sonrası tarihimizde başladı desek yalan olmaz. Birkaç misalle bunu anlatmama müsaade edin dostlar.
Vecihi Hürkuş Türk pilot, mühendis ve girişimcidir. Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden biridir, Türkiye'nin ilk uçak tasarımcısı ve üreticisidir, Türkiye'nin ilk yerli uçağını üreten şahsiyettir. Ayrıca Düşman uçağını düşüren ilk Türk olma özelliğini taşır.
Peki ne oldu? Vecihi Hürkuş bürokratik engellemeler ile karşılaşarak dükkanı kapatmak zorunda kaldı.
Mühürzâde Mehmed Nuri Demirağ ise Türk iş adamı, siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerindendir. Ve ilk uçak Fabrikasını kuran adamdır.
Hikayenin sonuna gelecek olursak Devletimiz tarafından maalesef ki fabrikasına mühür vuruldu. Mührü vurduran da dünyanın başına bela olan, kene gibi yapışan Amerika...
Bizi yıkan, yüreğimizi kanatan elim hadise, Türkiye'nin gelişmesi için gayret gösterme çabasında olması lazım gelirken, o dönemin mandacı zihniyet sahibi bürokratik kesimin mühür vurması idi.
O dönemden, bu döneme baktığımızda, geçmişin artıkları, zihniyetlerini tekrardan açığa vurmalarına şaşmamalı.
Can çıkar, huy çıkmaz misali...
İsmi lazım değil, milletin temsil makamında bulunan bir vekilin trolce twitini okuduğunuzda milletten, toplumdan ne kadar uzak kaldığını, vekillik makamını yok yere işgal ettiğini, Türkiye'nin çıkarlarını gözetmediğini rahatlıkla görebilirsiniz.
Bu kişinin cemaziyelevveli de oldukça parlak. Terörist cenazelerinde boy boy çekilen fotoğrafları, akıttığı gözyaşları, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na karşı tehditvari söylemleri...
Evet evet bildiniz. Sezgin Tanrıkulu...
Trol bir hesaptan atılan twiti alıntılayarak gerçek yüzünü bir kez daha gösteriyor... Atılan twiti sizlerle paylaşıyorum dostlar:
"Bayraktar SİHA’nın üretimi durduruldu. Dışişleri Bakanı Sezgin Tanrıkulu Türkiye’nin savaş suçu işleyen bu ölümcül silahlara ihtiyacı olmadığını söyledi. SİHA üretim merkezinin yurt dışına taşınması için Selçuk Bayraktar’a iki hafta süre tanındı."
Neresinden tutarsanız tutun. Bunun bir Türkiye düşmanlığı olduğu apaçık ortada.
Millilik ve yerliliğin hiçe sayıldığı bir yaklaşım. Rezalet diz boyu.
Selçuk Bayraktar'ın başarısı dünyaca bilinen bir gerçek. Bunun bir başarı öyküsü olduğu dünyaca kabul ediliyor.
Ancak Sezgin Tanrıkulu, “Bu korku size yeter troller. Ama emin olun adil olacağız” diye yazıyor.
Yani Selçuk Bayraktar'ı yargılayacaklarını ima ediyor.
Ancak bu yaklaşıma kimse tepki göstermiyor. Parti yöneticileri disipline sevk etmiyor.
Her söyleminde Savunma sanayisini ve milli teknoloji hamlesini destekleyeceğiz diyen Kemal Kılıçdaroğlu'na mı inanalım; yoksa Sezgin Tanrıkulu'na mı?
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Mesele çok, yaralarımız derin.
Bizler hak ve hakikatleri anlatmakla memuruz. Geçmişimizden alacağımız derslerle geleceğimizi çizmediğimiz müddetçe sorumlu kalacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Müslüman dirayet ve feraset sahibi olmalı. Günümüzde gelişen olayları dikkatle analiz etmeli. Günümüz siyasetinde aktif rol alanların satır aralarına bıraktığı imaları görebilmeli.
Bizler bekleneniz. Elbette dünya, Türkleri bekliyor.
Satır arası bizden olsun.
https://twitter.com/tarikziyad_53