Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Lise çağında ne yapılır?

Lise çağında ne yapılır?

Lise talebesi kaç yaşındadır? Cevap verelim; ortalama on dört yaşında okula giren bir öğrenci dört yıl eğitimini bitirdiği zaman on sekiz yaşında olacaktır. Yani on sekiz yaşında, yasalar ve kanun önünde hür, mükellef, özgür bir vatandaş vasfını kazanmıştır. Gençliğinin ilk yılları, bahar mevsimi, başında kavak yelleri ve çoğunlukla yönlendirilmiş keskin fikirler…

            Bir millet, ülke, devlet düşünmeyin ki geleceğini gençlere göre hazırlamayı düşünmemiş olsun. Hatta geleceğe dair umutlarını gençliğine bağlamamış bir nesil düşünebilir misiniz?

            Konuya nereden geldik? Binlerce lise talebesi yaz tatiline girdi, kimisi üniversite sınavına girip lise hayatını bitirecek. Geriye kalanların uzun sayılabilecek yaz tatilini nasıl değerlendireceğini yazabileceğimiz bir ihtimal. Bununla birlikte meselenin son dönemdeki “lise bildirileri” tartışmasından uzak tutulabilmesi güç görünüyor.

            Sahi bu yaştaki birey neyi nasıl ne kadar yapabilmeli, ne kadar bir alan verilmeli? Bu sorunun net ve sarih bir cevabını verebilmiş olsaydık “eğitim” meselesi halledilmiş olurdu.

            Konuyu özetleyelim; çoğunlukla isim yapmış ya da özel okullar önde olmak üzere, lise talebelerinin ağzıyla yazılmış bildiriler üzerine siyasi ve sosyolojik bir tartışma alev aldı. Liseli gençler kocaman laflar ederek bir duruş ve ardından direnişten bahis açıyorlardı. Direniş gösterdikleri devletin en üstündeki adamdan başlayıp aşağıya doğru herkesti…

            Gençlerin önünü açmak gerektiği söylenmedi mi yıllarca ve aslında gençlik dediğimiz zaman bu toprağın gençleri gerektiğinde vatan, millet ve bayrak için cepheye koşmadı mı? Gençlik çağında padişahlarımız olduğundan, fetih sahibinin yaşından sitayişle bahsetmiyor muyuz?

            Yakın geçmişte liseyi bitirenler öğretmen olarak gönderiliyordu Anadolu’nun köylerine. Birçok lisede bitirme tezleri ve ödevleri vardı. Liseyi bitiren gençlere evlenecek yaşta diye bakılırdı. Liseden mezun olanlar çoğunlukla bir işe başlar bir baltaya sap olurlardı.

            Ne oldu da şimdilerde gençlerimiz gençlik çağından çıkamıyor bir türlü. Çocukların üzerine böyle yüklenmek olmaz, müfredat çok ağır, çocuk yaşta işe başlamak da neymiş, sınavlar bezdirdi, daha özgür, daha rahat olsunlar serzenişleriyle yakınan biz değil miyiz?

            Yeni nesilden şikâyet eden, daha ileri gidip “bu nesil bozuldu” diyerek kesip atan aramızdan birileri değil mi? Bunların elinden bir iş gelmez, iki koyun emanet edilmez diyerek onları sınıflayan da bizlerden çıkmıyor mu? Özgür olsunlar, bırakın serbest kalsınlar, dersleri hafifletip, yüklerini alalım derken sosyal medya denen dünyada sanal kimliklerle çift kişilikler ve kimlikler taşıyan gençlerimiz olmadı mı? Teknolojinin kullananı değil öğesi durumuna gelen ve kendini ifade biçimi olarak saldırmayı, hırçınlaşmayı bağırıp çağırmayı tercih eden liseli talebeler çok uzağınızda değil…

            Ümitsiz ve çaresiz olduğumuzu düşünmeyesiniz sakın. Yukarıda kurduğum cümlelerden yola çıkıp gençlerimizi ve özellikle lise talebelerimizi suçladığım, kötülediğim, ötelediğim algılanmasın. Lakin ne düne gereği gibi bakıp bugünü aydınlatabilmeyi, ne bugünden yarına hazırlanabilmeyi gereği gibi yerine getiremediğimiz gerçek.

            Liseli gençleri öne sürerek onların yaş ve konumları üzerinden bir direniş ve kalkışma ateşle oynamaktır. Bu tür bir hesaplaşma planlamak gerçekçi olmaktan ne kadar uzaksa lise talebelerinin sahip olduğu güce ve cevhere inanmamak da o kadar uzaktır gerçeklikten.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi