Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Köpeklerin duası kabul olsa

Köpeklerin duası kabul olsa

İlginç günlerden geçmeye devam ediyoruz. Önce ekonomideki sıkıntılar, artan fatura ve akaryakıt fiyatlarını bahane ederek halkı sokağa çekmeye çalıştılar beceremediler. Halk yaşadığı sıkıntıyı elbette biliyor, umursamazda değil. Lakin sokağa çıkarak bir çözüm elde edilemeyeceğine dair onlarca acı tecrübenin de farkında. Ardından HDP’li ismi lazım değil bir milletvekili kandil günü önce Osmanlı Devletini hakaret etti akabinde dinimize dil uzatma cüretini gösterdi. Bunun peşine Samsun’da Atatürk’ün anıtına saldırı geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hanımına edilen beddualarla haftayı tamamlamış olduk.

Sondan başlarsak; inanıyorsak dinimize göre, eğer bir inancımız yoksa asgari ahlâk düzeyinde bile hastalanan bir insan için şifa dilenir. O insanı sevmesek de bu böyledir. Çünkü ölümün ve bedduanın şakası yoktur. Başkasının hastalığına, ölümüne dua ederken bir de bakmışız ki aynı derde biz de tutulmuşuz. Kimin ne zaman ve şekilde öleceğini ancak Allah bilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve zevcesi Emine Erdoğan’ın korona olmalarının ardından sosyal medya çöplüğünde inanılmaz bir hareketlilik yaşandı. Sosyal medyanın nasıl bir çöplük olduğuna dair çok şey yazıldı, çizildi benzer şeyleri tekrar etmeye lüzum yok. Bazıları utanmadan açık açık Cumhurbaşkanı ve hanımın ölmesi için dua eden mesajlar yazdılar. Bazılarının ise mâbadları yemediğinden sözde ironiyle alçakça beddua ettiler(!) Diyeceksiniz ki onların dualarından ne olur. Köpeklerin duası bile kabul olur da bu hayvandan daha aşağılıkların duası yine kabul olmaz…

Elbette savcılık haklı olarak bu tarz paylaşımlarda bulunanlarla ilgili gereken soruşturmayı başlattı. Umarız en kısa zamanda hak ettikleri cezayı alırlar. İnsanın düşmanı için bile beddua etmesi doğru bulunmazken, ülkenin Cumhurbaşkanına bu tarz sözde dua edenlerin ruh hallerini çok iyi bildiğimizden şaşırmadık doğrusu. Çünkü demokratik seçimle iktidara gelemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Darbe ile denediler yine olmadı. Şimdi ise birbirleriyle taban tabana zıt, tek ortak yönleri Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı olan bir ittifak ile başarı elde etmeye çalışıyorlar. 2023 seçimlerinde bu milletten gereken dersi bir kez daha alacaklar.

Kandil gecesi HDP milletvekili bir kadın alenen dinimize ve Osmanlı Devletine hakaret etti. İşin ilginç yanı sözde milletvekilini görünce ilk önce CHP’den sandım. Biraz araştırınca boş yere böyle sanmadığım ortaya çıktı. Ablamız daha önce Halk evlerinde görev yapmış, Kılıçdaroğlu ile birlikte adalet yürüyüşüne katılmış. Bütün bunlarının mükâfatını da gayri resmi ittifak ortakları HDP’den İstanbul vekilliği olarak almış. Elbette ara sıra böyle konuşup, koltuğunun hakkını vermesi lazım. Açıklamanın Mehmetçiğin son operasyonunun ardından Kandil’e de operasyon yapılabileceği söylentilerinin peşine bir kandil günü yapılması ne kadar da tesadüf oldu… Kadın CHP zihniyetinde olabilir ama HDP milletvekili. Anlaşılan karışım yaparak iki tarafa aynı anda yaranmaya çalışmış. Böyle vekillerin olduğu bir mecliste işimiz gerçekten zor.

Samsun’daki Atatürk anıtına yapılan saldırı da çok klasik bir provokasyon türü. Genelde bu tarz provokasyonlar dindar süsü verilmiş kişiler üzerinden yapılırdı. Bu sefer aceleye gelmiş galiba prodüksiyon oldukça zayıftı. Atatürk üzerinden toplumsal bir çatışma yaratmayı düşünecek kadar alçalmışlar. Toplumun her kesiminden gereken cevabı aldılar. Burada en büyük sorumluluk emniyet teşkilatı ve Adalet Bakanlığına düşüyor. Öyle iki tane sarhoş ne yaptıklarını bilmeden saldırmışlarla geçiştirilemeyecek bir olay. Tutuklandılar ama maşa oldukları belli. Çok sayıda suç kaydı olan, madde bağımlılığı bulanan şahısları tanıyanlar, para karşılığı her şeyi yapabilecek tipte olduklarını söylüyorlar. Bunları kullananlar da en kısa sürede ortaya çıkarılmalı ki toplumun sinir uçlarında kimsenin kafasına göre gezemeyeceğini herkes bilmeli.

Bu tarz provokasyonlara karşı hem emniyet hem de yargımız uyanık olup göz açtırmamalı. Halkı sokağa dökmek için her kesimin değerlerine hunharca saldırıyorlar. Provokasyonları ortaya çıkınca da utanmadan hükümet yandaşları gündem değiştirmek için yapmış olabilir diyebiliyorlar. Onlara kalırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’da sırf gündem değiştirmek için korona olmuş olabilir hatta hiç olmamış da. Ne diyelim hastalıklı zihniyetlerinde kendi kendilerini yesin bitirsinler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi