Konya marka bir şehir mi?

“Gez dünyayı gör Konya’yı”

Kulağa güzel gelen, akılda kalıcı ve iddialı.

90’lı yıllarda Konya’nın sloganıydı.

Otobüslerde, sokaklarda ve protokol konuşmalarında bile hep bu slogan kullanılırdı.

Vatandaş, bu sloganı çok beğenmişti.

Bu söz kime ait bilmiyorum ama Konya ile bütünleşmişti.

Sonra, bu slogan kullanılmamaya başlanıldı.

Konya için “Çiçek gibi Konya, dünya kenti Konya vs.” gibi sloganlar kullanıldı.

Yeni sloganlar, eski slogan kadar akılda kalıcı olmadı.

Marka olabilmek için slogan önemlidir.

Konya, marka şehir olma yolunda önemli yatırımlar yaptı.

Daha da yapılacak.

Fakat Konya’nın, dünyada tanıtım konusunda önemli eksikleri var.

Günümüzde bu tanıtımları yapmak, eskisi kadar zor da değil.

İnternet ve sosyal medya sayesinde her yere ulaşmak mümkün.

Şeb-i Aruz törenlerinde konuştuğumuz bir Çinli turist “Çin’de Konya ile ilgili bilgi aradık fakat çok fazla bilgiye ulaşamadık” demişti.

Avrupa şehirlerine bir bakın…

Brüksel, Berlin, Roma, Venedik, Atina, Barselona, Prag…

Nasıl tanıtım yapıyorlar? Her yıl buralara akın akın turist gidiyor.

Konya’nın 2023 yılı turist hedefi, 10 milyon…

Az bir rakam değil.

Ama ulaşılması imkânsız bir rakam da değil.

2023’e ne kaldı ki…

Son yıllarda Konya’nın önemli tanıtımlara ihtiyacı olduğu halen görülmedi mi?

Ne yazık ki Türkiye’de bile bu şehri yanlış tanıyan çok sayıda insan var.

Konya’yı tanıtmak ve tanıtabilmek bu kadar zor olmasa gerek.

Hele ki tarihi bağı çok derin olan bir şehri…

Sadece Mevlana’nın gölgesine sığınıp tanıtım yapmak ne kadar doğru?

Mevlana ile birlikte bu şehirde tanıtılacak nice değerler var.

Marka şehir olmak kolay değil, ama olanlar var.

Markalaşmak, marka değerini sürekli güçlendirmekle olur.

Marka değerini güçlendirmek de markanın akıllarda kalması ile sağlanır.

“Çiçek gibi bir Konya” benzeri sloganlarla bu iş olmaz.

Madem “dünya kenti Konya” diyoruz…

Öyleyse önce, “dünyayı gezelim de Konya’yı görelim.”

Konya’yı tanımadan, Konya tanıtılamaz.

Maalesef kendi öz tarihimizden bile bihaberiz…

Değerlerimizi tam manasıyla bilmiyoruz.

Galiba en büyük sorunumuz da bu.

Şehri tanımadan, şehri tanıtmaya çalışıyoruz.

“Marka” demek kolay, “marka “ olmak zordur.

Marka olmayı hak eden ama bir türlü olamayan şehir konumundan artık çıkalım.

Zoru başaralım ve marka olalım.