Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu Konya çiftçisinin gündemi…

Konya çiftçisinin gündemi…

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarıma uygun toprakların taşınarak korunacağını açıkladı. Pekdemirli, konuyla ilgili olarak çeşitli kararların alındığını ve mevzuat taslağının da hazır olduğunu söyledi.

Bakanlığın bu konuya eğilmesinin arkasında önemli bir sebep var.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'de işlenen tarım alanı Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu yıl 20 milyon hektarın altına düştü.

TÜİK verilerine göre 2018 yılında Türkiye’de işlenen tarım alanının en geniş olduğu il 1,84 milyon hektarlık işlenen tarım alanı ile Konya olarak belirtiliyor.

Fakat bu geniş tarım alanı hızla yok oluyor.

Tarım arazilerimizi şehirleşmeye hızla kurban ediyoruz ne yazık ki.

Eğer önlem almazsak Konya’nın tarımdaki üstünlüğü yok olacak.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye'de tarım alanlarındaki azalma yüzde 17,11 seviyelerine dayanmış durumda.

Bu istatistik içerisinde Konya’nın payı ise oldukça dikkat çekici boyutlarda.

Konya'nın tarım alanındaki azalması yüzde 28,59 olarak tespit edilmiş.

2004-2018 yılları arasında Türkiye'de işlenen tarım alanı en fazla azalan il ise yüzde 59.40 ile Trabzon olmuş. Konya, Trabzon’dan sonra ikinci sırayı alıyor. Tarım alanı en fazla artan il ise yüzde 30,34 ile Iğdır olarak listeye alınmış.

Rakamlar ortada.

12 bin yıldır tarım yapılan topraklarda, yakın gelecekte belki de dışa bağımlı hale geleceğiz.

Geçtiğimiz dönemlerde yaşadığımız sıkıntılar da aslında bunun sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

Meyve, sebze, tahıl gibi ürünlerde yaşadığımız fiyat artışlarının tek sebebi elbette tarım alanlarının azalması değil. Üründen para kazanamayan çiftçinin tarıma küsmesi de önemli bir sıkıntı.

Mesela son bir yılda soğan üretimi 245 bin ton, patlıcan üretimi 48 bin ton, domates üretimi de 600 bin ton azalmış durumda.

Ülkemiz için düze çıkmanın tek yolu var, o da üretim. Boşa geçirecek bir dakika bile yok.

Fakat doğru alanlarda ve doğru yöntemlerle üretim yapmak zorundayız.

Hani tarım deyince hep Hollanda ile kıyaslarlar ya…

Aşağıdaki rakamları görünce insan ister istemez şaşırıyor.

BM verilerine göre 2017'de Hollanda'nın canlı hayvan ihracatı 2.6 milyar dolar iken Türkiye'nin aynı yıl canlı hayvan ihracatı sadece 34.7 milyon dolar.

Kendi yağımızda kavrulalım, kendimiz pişirip kendimiz yiyelim de ihraç etmesek de olur diyebilirsiniz.

Ama durum öyle değil ne yazık ki…

2018'de 1 milyon 200 bin başla dünyanın ABD'den sonra en fazla sığır ithalatını yapan ülkesi de biz olduk.

Durum düşündürücü.

Hayvancılığın da elbet bu tarım alanlarıyla ilgisi var. Türkiye’de mera kalmadı neredeyse.

Tarım Bakanlığı’nın atacağı o kadar fazla adım var ki. Buraya yazmaya satırlar yetmez inanın.

Çiftçilerle ne zaman sohbet etsem Bakan Pakdemirli’den şikayet ediyorlar.

Konya çiftçisinin gündemindeki 5-6 maddenin aciliyeti büyük. Onlar adına dile getirmiş olayım.

-Sulama sıkıntısı had safhada. Sulama birlikleri tüm yatırım ve dağıtımın çiftçilerce karşılandığı birlikler haline geldi. Susuzluk sıkıntısı çekiliyor.

-Elektrik, gübre ve mazot fiyatları çok yüksek. Üretim imkansız hale geldi.

-Tarımsal destekler yetersiz ve adil değil. Çiftçi değil, toprak sahibi para kazanıyor.

-Tarımsal ürünler için devlet tarafından açıklanan fiyatlara sadık kalınmıyor. Tüccarlar çiftçiyi kandırıyor, ürünü ucuza alıyor.

-Hayvancılık destekleri doğru dağıtılmıyor. Çok sert kurallar var ve esneme sağlanmıyor. Gerçek üreticiye destek çok sınırlı seviyede.

Buradan bir uyarıyı da çiftçilere yapmak lazım diye düşünüyorum.

Konya tabiriyle; Masarisle göreceğin iş için bankadan 400 bin lira kredi çekip 4 çeker traktör alma. Helal aşına haramı bulaştırma güzel kardeşim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi