Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Kitap okunmuyor klişesi ve kitap günleri

Kitap okunmuyor klişesi ve kitap günleri

Konya kitap günleri bu yıl da dolu dolu geçti. Yaklaşık on gün boyunca onlarca yayınevinin, yüzlerce yazarın katıldığı kitap günlerinde farklı atölye çalışmaları da yapıldı. Selçuklu Kongre Merkezi'nin fiziksel anlamda kullanışlı olması da etkinliklerin kalitesini arttırdı. Bir klasik olma yolunda ilerleyen kitap günlerinin organizasyonunda emeği geçenlere teşekkür ederken gelecek yılı şimdiden beklediğimizi söyleyelim.

Konya kitap günlerinde söyleşi yapılan salonlar oldukça büyük olmasına rağmen birçok yazarın söyleşisinde salonun tamamı doldu. İmza almak için abartmıyorum birkaç saat sıra beklenen, oldukça uzun kuyrukların oluştuğu yazarlar oldu. Okullardan öğrencilerin de gelmesi ile birlikte yayınevlerinin stantlarında izdihamlar vardı. Bazı kitaplar gerçekten tutanın elinde kalıyordu. Geçtiğimiz cumartesi günü tekrar ziyaret ettiğimizde çoğu kitabın bittiğini gördük. Yayınevi görevlileri ilgiden oldukça memnundu, gelecek yıl kitap sayısını daha da arttıracaklarını söylüyorlar. Benim gibi hafta sonu, günü birlik Ankara ve çevre şehirlerden kitap günleri için gelenlerin sayısı da oldukça fazlaydı. Kitap günleri sayesinde Selahattin Yusuf, Tarık Tufan ve Tuna Kiremitçi'ye kitap imzalatma fırsatı bulduk. Daha ne olsun...

  Türkiye'de kitap okunmadığı konusunda bir klişe yıllardır tekrar edilir durur. Bir Japon yılda bilmem kaç kitap okurken Bir Türk şu kadar kitap okuyor gibi birbiriyle alakasız rakamlarla sözde okumadığımız konusunda bir küçümse hâli var. Bunun böyle olmadığı gerek kitap satış rakamlarıyla gerekse de kütüphanelerimizden temin edilen kitap sayılarıyla her yıl yüzlerine vurulsa da kendi milletine düşman olmayı marifet sananların sesi hep daha fazla çıkıyor.

Türkiye'de 30-35 yaş ve altı kitle kitap okuyor. Bu yaş grubunu 25 yaş altı üniversite, lise, ortaokul öğrencilerine çektiğimiz zaman okuma oranları daha da artıyor. Yaş ilerledikçe kitap okuma oranları düşüyor. İşin tuhafı genelde kitap okumayanlar ülkemizde çok kitap okunmadığı konusunda şikâyetçi(!) İnsan belli bir çevrede, rutinde yaşadığı zaman diğerlerinin ne yaptığının farkına varamıyor. Kendisi ve çevresi kitap okumadığından da herkesi aynı kefeye koyabiliyor. Bunu da gayet rahat, utanmasızca yapıyor. Birde 40-50 üstü kitlede biz de zamanında çok okurduk, şimdi okumaya fırsat bulamıyoruz, gençler de zaten okumuyor diyenler çoğunlukta.

Belli bir yaşa gelmiş, iş, güç, aile ve diğer meşgalelerle uğraşan kişinin elbette bir üniversite öğrencisi kadar kitap okuması beklenemez. Lakin kitap okuma alışkanlığı kazanmış bir kişi her türlü kendine bir kitap okuma zamanı oluşturabilir. Kitap boş zamanda okunacak bir şey değildir. Zamanı değerlendiren, anlam katandır. Önceliklerimizi yeniden planlayıp sosyal medyada daha az vakit geçirsek, dijital platformlarda bir bölüm daha az dizi izlesek elbette daha fazla kitap okuyabiliriz. Ülkemizde önümüzdeki yıllarda emin olun okuma oranlarımız daha da artacak. Çünkü gençlerin büyük bir kısmı kitap okumayı bir ihtiyaç olarak görüyor.

Z kuşağı vb. sığ, sosyolojik olarak bir karşılığı olmayan sınıflamaları oldukça saçma buluyorum. Sırf benzer yaş grubunda diye ülkenin farklı coğrafyalarında, farklı eğitim, gelir grubuna sahip, gelenek, görenekleri, kendilerinin, ailelerinin dünyaya bakışları farklı olan milyonlarca genci tek bir potada eritmek oldukça yanlış. Bu yanlışı bilerek yapıyorlar ve işlerine geldiği kısmını kesip önümüze koyuyorlar. Bu kuşakta hiç kitap okumayan, ders kitabından başkasına elini sürmeyen olduğu gibi haftada birkaç kitap bitiren de var. Daha çok okumak istemesine rağmen kitaba ulaşamayanlar da...

Türkiye'de kitap okunmuyor, bizden adam olmaz diyenleri, gençleri küçümseyenleri kafanıza takmayın. Ülkemiz o günleri aştı. İnternette biraz araştırma yapsanız rakamlara ulaşabilirsiniz. Onun için gönül rahatlığı ile Türkiye'de kitap okunmuyor diyene küfredebilirsiniz. Çünkü hak ediyorlar. Hak edene hak ettiğini vermek gerekiyor. Bir süre sonra kendi zırvalarını gerçek sanıp millete ayar vermeye kalkıyorlar. Gerekirse küfredelim, izin vermeyelim...     

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi