Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu Kavala Davası AKP’lileri de açığa çıkarıyor

Kavala Davası AKP’lileri de açığa çıkarıyor

Gezi Parkı süreci Türkiye’de kritik bir dönüm noktasıydı. 2013 Mayıs’ında başlayıp birkaç hafta devam eden olaylar hükümete karşı kalkışmanın miladı oldu.

Böylece, MİT Müsteşarı’nı tutuklama girişimiyle başlatılan saldırılar, Gezi olayları ile doruğa ulaştı.

Olayların Başbakanın tam da ‘İMF’ye borcumuzu ödedik’ dediği günlere denk gelmesi tabiiki tesadüf değildi. Tam bağımsızlık adına kritik bir adım atılmış, küresel sermayeye ‘herkes yoluna’ denilmişti.

Ancak küreselci güçler öçlerini Gezi olaylarıyla almak istediler. Bereket versin hükümet dirayetli davrandı da saldırı püskürtüldü.

17 – 25 Aralık’ta bir kez daha saldırdılar. Bu kez o güne kadar Ak Parti ile beraber yürüdüğü düşünülen satılık kesimler ve kalemler aracılığıyla.

O günlerde İstanbul valisi olan kişi de Cumhurbaşkanı ve Başbakan yardımcılığı görevlerini yürütenler de olayın bir biçimde içinde yer aldılar.

Cumhurbaşkanının hangi amaçla ‘demokraside sandık her şey demek değildir’ sözünü kullandığını anlamak mümkün değildi.

Gezicilerle iletişim halinde olduklarını, onları anladıklarını söyleyen kişilerin bu saldırganların yelkenlerini şişirdiği aslında o gün de belliydi, bugün de.

Osman Kavala adlı şahıs sıradan biri değil. Göstericilere sağladığı lojistik desteğin içeriğini en iyi kendisini yargılayan mahkeme bilir. Bütün bu konular yargının görev alanında olduğu için daha fazla tartışmaya açmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum.

Sonuçta mahkeme bir karar vermiş. Önümüzdeki günlerde davanın Bölge adliye mahkemesi, Yargıtay, AYM ve AİHM süreçleri de olacaktır. Adaletin tam manasıyla tesis edilmesini temenni etmekten başka düşüncemiz yok.

Asıl üzerinde durulması gereken nokta karara verilen tepkilerle ilgili. Bugün sadece Gezi olayları esnasında kafalarını kaldıranlar değil, o dönemde seslerini yükseltmeyen eski Ak Partili, ama özünde AKP’liler de itiraz ediyorlar.

Sabık cumhurbaşkanı şaşırtmıyor, eski Başbakan yardımcıları yanıltmıyor, eski vekil olup da eşini genel müdür, vali yapanlar bile sıraya girmiş vaziyetteler.

Bugüne kadar susmuş beyefendi, fakat anlaşılan gemi karaya doğru yanaşıp, hızını azaltınca atlamaya çalışıyor.

Seçim dönemine fiilen girilmiş oldu. İster bu yılın Güz aylarında isterse seneye yazın yapılsın artık seçim sathı mailinde olunduğunda kuşku yok. Böylece içerideki İrlandalılar açığa çıkıyor.

Hangi cevheri nedeniyle eşinin vali yapıldığı anlaşılamayan, hangi gerekçeyle milletvekili olduğu bilinemeyen şahıs atıyor kendisini meydanlara. ‘Ben bunlardan değilim’ diye bağırıyor.

Ak Parti bütün bunlardan bir ders çıkarmalıdır. Kimmiş bunun referansı bakılsın lütfen.

Aynı şeyi başka bir partili yapmış olsaydı da aynısını söylerdim. Son düzlükte kulvar değiştiren, makası oraya buraya kıranlar siyasetten silinmeden, topyekun bir arınma olmaz.

Belki DP belki de CHP’ye yamanmaya çalışıyordur.

Söylediklerinin bir rasyonalitesi yok. 31 Mart seçimini de bulamaç etmiş.

Daha kimler çıkacak, merakla bekliyoruz.

Gezi olayları ve Kavala davası hakikaten bir ölçü. Verilen tepkiler ve tutulan taraf kişilerin eğilimini gösteriyor. Olay siyasi olduğu için belirlenen konumlar da siyasi.

Bürokrasi maalesef sınıfta kalıyor. Kocabıyık ve eşi yalnız değil satışlarda.

Pek çok memur ‘acaba cumhurbaşkanı değişir de ayazda kalır mıyız’ kaygısıyla sağa-sola gülücükler, temennalar çakıyorlar.

Evet, bütün bunları Cumhurbaşkanı ve çevresindekiler de görmelidir: Akademinin hali pürmelalini, siyasetin kayganlığını ve menfaatçi çevrelerin yanardönerliklerini.

Olanda hayır vardır. Vatandaş olarak, olacak olanın hayra tebdili için duadan başka bir kapımız yok.

Mübarek günlerde…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi