Tarafımız belli…
Muhalefet illaki hükümet ne yaparsa yapsın karşı olmak mıdır? Batıda böyle değil… Bize ne batıdan diyeceksiniz. Haklısınız. Lakin bizim muhalefetin en sevdiği yön batı. Hadi yapılan her şeyi eleştirdiler karşı çıktılar anladık. Gezi davası sonuçlandığı andan itibaren bazı muhalif parti milletvekilleri aleni tehditlere de başladılar.
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs etme" suçundan ceza alan Kavala için ana muhalefet partisi gurup başkan vekili "Kavala özgürdür. Tarih önünde Recep Tayyip Erdoğan mahkum olacaktır, hesap verecektir. Ant olsun, ant olsun, ant olsun." Diye açıklama yapıyor. Büyük bir kin ve nefretle yapıyor açıklamayı.
Ne enteresan. Demokrasiye ket vurmaya çalışan, milletin huzurunu hedef alan, terör örgütleriyle ilişkileri tespit edilen kim yargılansa ceza alsa onlara arka çıkanlar hep aynı…
Sosyal medyada organize olup benzer çıkışlarla yargıyı ve hükümeti asli olarak da sayın cumhurbaşkanımızı hedef alan paylaşımlar hızla yayıldı.
Geleyim asıl mevzuya. Daha önce de yazmıştım. Sosyal medyada gönüllü bir grup, yine gönüllü biraz gazeteci dışında Cumhurbaşkanımıza sahip çıkan kimse yok. O gönüllü hesapların ve gazetecilerin de bir kısmı zaman zaman trol damgası yemekten dolayı küsüp bıraktılar sosyal medyayı.
Parti sözcüsü sayın Ömer Çelik ve İletişim Başkanı sayın Fahrettin Altun’un vermiş oldukları cevaplarla yetinen koskoca bir camiaya dönüştük.
Karşı taraf tüm hatlarıyla birleşirken, bizim milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız sayın Cumhurbaşkanımızı tehdit edenlere neden bir paylaşımla cevap vermezler? İstisnalar muhakkak vardır. Ama bu tarz olaylarda hep Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yalnız görüyoruz… Mübarek Ramazan ayı siyasilerimiz ziyaretler, ziyaretçiler derken yoğunlar. Bu yoğunluğun arasında ant içerek Recep Tayyip Erdoğan’ı mahkum edeceklerini açıklayanlara bir iki kelam edecek vakit ayrılmalı diye düşünüyorum.
17 – 25 Aralıktan sonrada benzer manzaralar vardı. O dönemde yazılarımda neden Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız bırakıldığını sorguluyordum. Onca badirenin ardından yine aynı durumdayız galiba. Ya da daha da kötüsü hala sosyal medyanın önemini kavrayamadık…
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kimse tehdit edemez. Herkes haddini bilmelidir. Milletin takdiri ve oylarıyla seçilmiş olan Recep Tayyip Erdoğan’a parmak sallayıp tehditler savuranları da bu millet unutmayacaktır.
Mübarek Kadir gecesinin ardından, Ramazanı şerifin son günlerini idrak ederken Rabbimden bizleri nice Ramazan aylarına kavuşturmasını dilerim. Ramazan Bayramınızı da şimdiden kutlarım.