KARA ADAMLARIN KARA YAZISI
Ne zaman karar verildi doğunun, batıdan geri kalmış olduğuna, kim vardı bu yargıya, yani kim doğu insanının çağdaş olamadığına inandırdı kendini?
Göç ediyor insanlar, yani yurdunu, diyarını, evini barkını, işini aşını bırakıp kurtulmak umuduyla yola düşüyor. Bir insan neden terk eder vatanını? Hem de geriye dönmeyi düşünmeden, kaçarak… Sahi memleketinden kaçmak ne demek?
Avrupa, Amerika’yı doğurduğunda bir türlü gün yüzüne çıkaramadığı sınır tanımayan “özgürlük” sınırsızlığına da mekân bulmuş oldu. Millet olamadılar ama dünyanın hamiş ağası, hayallerin yönü oldular.
Avrupa ve Amerika asıl yaşam şeklinin, olması gerekenin kendi yaşamları olduğuna öyle inanmışlardı ki, diğerleri geriliğin kıskacında yaşıyor sanıyorlardı. Hele Afrika; onlar için bu kıtanın kara derili insanı çağın gerisinde kalmış, medeniyetin uzağına düşmüştür.
Avrupa’ya göre doğu geride kalmıştır, geri kalmıştır. Bu nedenle ileriye götürülmelidir. Afrika’da bir çocuğun ayakkabı giymemesi, evinin çadırdan derme çatma olması, yiyeceğinin orman meyvelerinden yetişmesi batının öyle garibine gidiyordu ki, belgesellere konu ediyordu o hayatları.
Hangi hayat normal olanıydı, hangi hayat diğerine göre anormal ve çekilmezdi? Yerli halk kendi toprağında kendi yağıyla kavrulurken “bana da özgürlük, bana da kola, bana da hamburger” diye mi haykırdı. Beyaz adam oraya gidince siyah adam daha mı gelişmiş bir hayat yaşamaya başladı?
Batı, siyah adamın bu halini gördükçe acıyor, içleniyor, üzülüyor. Bir hal çaresi arıyor, çözüm yolları üretiyor. Ne yufka yürekli Avrupa mı diyeceğiz? Öyle olmadığını bizim kadar batı da biliyor. Acıdığı, içlendiği için mi koşuyor Afrika’ya?
Eğer cidden böyle ise, Batı dünyası, Afrika’nın daha müreffeh ve gelişmiş bir hayat yaşaması için girmişse bunca zahmete, neden şimdi bu çabanın doğurduğu çocukları kendi topraklarına almıyor, sığınmacı durumuna düşürüyor ve perişan ediyor onları?
Afrika ve onun sembolünde tüm doğu, Batı el attığı için daha mı huzurlu bir yaşama kavuşmuştur yoksa kavgayı daha da büyütüp o toprakları zindan haline getirmiştir. Nitekim olan şudur; batı zihniyeti ihya edeyim diye hiçbir yere adım atmamıştır. Adımını attığı yere de huzur getirememiştir.