Kadınlar yetimdir!
Ey insanlar!
Kadınların haklarınızı korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız. Onların iffet ve namuslarını Allah adına söz vererek helal edindiniz.
Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır….
Peygamber Efendimiz tüm insanlık için irad ettiği, yirmi üç yıllık Nübüvvet mesajlarını özetlediği Veda Hutbesinde, kadınlar hakkında bu cümleleri kurmuştur…
Ne önemli bir emanet… Allah’ın emaneti…
Annesinin, babasının, kardeşinin, sülalesinin değil; herhangi bir kimsenin değil de Allah’ın emaneti…
Şimdi bu emanet, candan bile kutsal değil midir?
Eşine kıyan bir adam öncelikle Allah'ın emanetine ihanet etmiştir. Emanete hıyanetlik etmenin vebali çok ağırdır.
Düşünün, birisi size vatan haini dediğinde çıldırıyorsunuz. Peki Allah'a ihanet edenin hali ne olur? Korkunç olmaz mı?
Bu gerçeğin farkında olan biri, Allah’ın emanetine kıyabilir mi? Canice katletmeyi geçtim, ona sövüp hakaret edebilir mi? El kaldırıp dövebilir mi?
Ne yazık ki toplum olarak bu konuda çok ağır bedeller ödüyoruz.
Emine Bulut cinayetinin görüntülerini izlerken psikolojim harap oldu. Aramda kan bağı olmayan herhangi bir insan için ben bu kadar harap olurken, gözü önünde annesi katledilen 10 yaşındaki o çocuğun hali ne olmuştur kim bilir…
En acısı da ne biliyor musunuz? O çocuk, bundan sonraki hayatında ne zaman annesini düşlemeye kalksa, gözünün önüne hep annesinin o son feryadı gelecek. ‘Ölmek istemiyorum’ feryadıyla kulakları tırmalanacak. Uykusundan korkarak uyanacak…
Daha 1 gün önce benzer şeyi Konya’da da yaşadık. Tuba Erkol 3 çocuğunun gözü önünde 20 yerinden bıçaklanarak katledildi. Çocuklar, babalarını engellemeye çalışmışlar ama başaramamışlar. Yaşları 5, 9 ve 13 olan bu çocukların psikolojisi ne haldedir siz düşünün…
Haberlere göre; annesinin öldüğünden haberi olamayan 9 yaşındaki Müşerref; "Annemsiz uyuyamam ki. Onsuz nasıl yatarım? Ne olur doktorlara biraz daha para verin de annemi yaşatsınlar" demiş…
Hem annesiz hem de babasız kalmak ne acı… Ne olacak şimdi bu öksüz ve yetimler peki?...
Kadınlar, aile ve çocuklarla ilgili hükümler içeren Nisa suresi tüm insanlığa nazil olmuştur.
Anlam olarak da, kadınlar anlamına gelen Nisa suresinde aynı zamanda yetim haklarından da çokça bahsedilir.
Nisa suresinde kadınlar ve yetimlerin aynı yerde geçmesinin hikmeti de her halde kadınların baba evinden gidince öksüz ve yetim kalmasından olsa gerek…
Anne babadan yoksun, maddî ve manevî ilgi ve bakıma muhtaç olan kimselerdir yetimler. Kadın da aynı değil midir?
Kadın da evlendiği zaman, yıllarca onu büyüten, gözü gibi sakınan ana-babasından ayrı kalmıyor mu?
Peygamberimiz (s.a.v) bakın neler diyor:
"Allah katında evlerin en hayırlısı, içinde ikram ve saygı gören yetimin bulunduğu evdir. En kötüsü de, kendisine iyi davranılmayan, itilip-kakılan yetimin bulunduğu evdir."
"Kim bir yetimin başını okşarsa elinin değdiği saç telleri sayısınca sevap kazanır."
Haydi bir daha tekrar edelim o zaman:
Ey insanlar!
Kadınların haklarınızı korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız. Onların iffet ve namuslarını Allah adına söz vererek helal edindiniz.
Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır….
Peki biz Allah’ın emanetine hala layığı ile sahip çıkmayacak mıyız?
