İslamda 3 aylar ve kandiller
İslam’da bazı zamanlar, gün ve geceler kutsal kabul edilmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları da bahse konu geçen kutsal zamanlar cümlesindendir. Bu ayların "Haram aylar" olarak nitelenmeleri de dikkat çekicidir. Ay, Haram olur mu? Ya da ayın haram olması ne demektir? Bu ayların haram olmasına sebep olan olay nedir?
Ayın hareketlerine göre belirlenen Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarını da içerisinde bulunduran Kameri takvimindeki haram ayların, haram oluşu ve bu aylardan üçünün peş peşe gelişinin (Zilkade, Zilhicce, Muharrem) İslamiyet öncesi Araplar da Hac mevsimi olarak kabul edilmekteydi. Ayette de hac zamanının belirli günlerde olduğu açıkça ifade edilmektedir. Hanefi ve Hanbelilere göre hac ayları Şevval, Zilkade ile Zilhiccenin ilk on günü iken Şafi mezhebine göre Zilhiccenin ilk 9 gününe yani Arefe gününe Kadardır. Haram aylar anlayışı aslında Hz. İbrahim ve İsmail'den beri mevcut olan bir uygulama idi. Araplar o zamandan beri buna titizlikle riayet etmişler, bu uygulamayı nesilden nesile büyük bir özenle devam ettirmişlerdir. Bu aylar musamaha ayları idi, mukaddes aylardı. Bu itibarla Cahiliye Arapları bu aylara son derece hürmet ediyor, hiçbir şekilde savaşmayı doğru görmüyorlardı. Hatta bir şahıs baba veya kardeşinin katiline dahi rasgelse ona saldırmadan sessizce yoluna devam ediyordu. Bu yasak nedeniyle herkes çarşıya ve pazara son derece güven içerisinde gidiyordu.
2- Haram.Ayların Hikmet-i Teşrii
Bu ayların kutsallığının gerçek nedenini/illetini bilmek bize kapalıdır. Bazı konuların sırrı yanlızca Allah (c.c) katındadır. Şu var ki Allah'ın her hükmü sayısız hikmetler barındırdığından fakihler bu ayların hikmetleri çerçevesinde şunları söylemişlerdir: Güzel hasetlere sahip olmak, istikrarlı dini bir hayata sahip olmak ve kâmil bir mü'min olmak için bu kutsal zamanlar bir fırsat ve güzel vesiledir. Cahiliye Araplarının dahi büyük saygı duyduğu bu günlere nass ile sabit olduğu için biz müslümanlar daha çok saygı duymayı bir vazife bilmeliyiz.
Günümüzün en çok problemlerinden biri olan “Sünneti reddeden ve Kur’an bana yeter” anlayışında olan her anında Sünnete hadise saldıran bu zihniyetsiz görüşler son günlerde Dini gün ve gecelerede saldırmaya başlamış Kandil geceleri yok diyerek birkez daha çirkin yüzlerini perde önüne sermeye başladılar. Geçtiğimiz günlerde bütün islam aleminin büyük bir huşu içerisinde taat ve ibadet ile geçirdiği “Regaip Kandili” Regâib, Arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarfetmek demektir. Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak "reğabe"den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe"nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır (el-Bakara, 2/ 130; en-Nisa, 4/ 127; et-Tevbe, 9/59,120; Meryem, 19/46; el-Enbiyâ, 21/90; el-Kalem, 68/32; el-İnşirah, 94/8).
Osmanlılar döneminde, II. Selim (1566-1574) zamanından başlayarak minarelerde kandiller yakılarak duyurulduğu ve kutlandığı için Kandil olarak anılmaya başlayan gecelere Kandil-i Şerif de denir. Ayrıca her gece, Leyle-i Kadir, leyle-i Mirac gibi terkiplerle de anılır.
“Kadir dışındaki gecelerin kutsallığı hakkında Kur'an'da herhangi bir bilgi bulunmaz. Hadiste de Berat gecesi dışındaki geceler hakkında kesin sayılabilecek bir bilgi ve yönlendirme yoktur. Bu nedenle bazı İslâm bilgin ve hukukçusu bu gecelerin kutlanmasına, hem de bu gecelerde toplu biçimde ibadet yapılmasına bid'at olduğu gerekçesiyle karşı çıkmışlarsa da, İslam toplumu içerisinde bu gecelerde ibadet etmek yaygınlaşmıştır. Ayrıca bu gecelerin kutlanmasını nehyeden bir rivayet de yoktur. Kaldı ki direk Kur’an-ı Ker’im’de geçmesede bir çok ayaetten içtihat ile hüküm verilemsi İslam Hukukunun bir şiarıdır mesela “Kur’an’da Miraç kandilinden bahsetmesede ismini “İsra Suresinen aldığı ve Miraç olayından bahseden ayatte Miraç olayı ve gecesi açıkca bahsedilmektedir.”
Bu sebepledir ki bu günlerde ortaya çıkan ve Müslümanların manevi ve kutsal saydığı gün ve gecelere musallat olan Mealizm anlayışı içerisinde olan Vahhabi zihniyetlerine müsade etmemelidir
Ne hikmetdir ki; Sahabenin aktardığı Kur’an’a inanan Mealciler aynı sahabenin aktardığı hadislere inanmamaktadır. Sahabeler Kur’an-ı Ker’imi aktarırken dürüst hadisleri aktarırken mi Haşa ihanet içindeler?
Bütün bu eğrilere karşın her zaman düz duranlar Elif gibi dimdik durabilenler kazanacaktır biz müslümanlara düşen vaziyet şudur ki; her anında bize ve İslam kimliğimize zarar vermek isteyen ve bizleri bölmek isteyenlere karşın Dini gün ve gecelerimizi Naas (Kur’an ve Hadis) yaşatmak taat ve ibadet etmekle geçirmeli bizi ibadetten uzak kılmaya çalışanlara bu fırsatı asla vermemeliyiz Duam odur ki bu 3 aylara girdiğimiz ve içerisinde Ramazan gibi Kadir gecesi gibi gün ve geceleri Allah’a yaklaşma vasıtası, fırsatı olarak görmek ve Dualarda buluşmaktır. Rabbim dualarınızı ve dualarımızı kabul buyursun Üç Aylarınız size ve ailenize Bereket ve Bolluk getirsin İnşeAllah. Selam ve dua ile.