Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci İslam Üstündür

İslam Üstündür

Ramazan başladı, Müslüman coğrafyada dert, ıstırap kan ve gözyaşı arttı algısına kapıldınız mı? Taze olduğu için Mısır’ı aklınıza getiriyorsunuz. Kapı komşumuzda yangın devam ediyor, birileri Suriye’de bizim için oyunlar hazırlıyor. Gezi, gezi olmaktan çıktı, saflar daha mı netleşti ne? Afrika sıcaktan değil, üzerlerindeki sömürüden bezmiş durumda. Yahudi’nin de Hinduların da Hıristiyan da inanmayan da el birlik etmiş son dinin üzerine oynuyor hep kozlarını.

 

“Neden bu haldeyiz, neden yenildik ve kaybettik, niye bizden üstünler?” gibi soruların yoğunlaştığı dönemlerden geçiyoruz. Bu ilk değil, son da olmayacak, biz halimizi değiştirmedikçe elbet. Lakin bu soruların barındırdığı ezilmişlik, acziyet ve ümitsizlik duyguları İslam’ın özü ve ruhuyla ne kadar bağdaşır?

 

İnsanın en zayıf olduğu an belki de ümidini yitirdiği andır. Bir Müslüman için ümit korku ile birliktedir. Korku, ümidi besler, ümit, korkmanın gerek olduğunu hatırlatır. Korku ve ümit insanı dinç ve dinamik tutan iki kardeştir. Dünya sisteminin güç, itibar, para ve kontrol odaklı yapısı kimi zaman korkumuzu yönlendirmeyi, kimi zaman ümidi kaybetmeyi tesise uğraşmaktadır.

 

Uhud Savaşının son aşamasında Müslümanlar tepeye doğru çıkıp toparlandıklarında Hz. Ömer ve Ebu Süfyan arasında geçen konuşmayı sıkça hatırlamak gerekiyor belki de. Ebu Süfyan’ın Bedir’in intikamını aldığı vehmine kapılıp kazandığını iddia ederken, Hz. Ömer tam tersine bir durumu hatırlatıyordu. Şehit  olmak zaten bir kazançtı ve asıl galibiyet cennetin yolunu tutmaktı. Evvel emirde Müslüman elbet üstün ve galibiyete tek adaydır.

 

Peki, bu hal nedir? Sorusu ile muhatap olacağımız doğrudur. Her şeyden önce yaşananların tamamı takdirdir. Kadere inanmak bizim için şartlardan biridir. Ayrıca bu dünya, fani ve geçicidir. Ahrete inanan bizler için yolculuğumuz esnasında gölgesinde dinlendiğimiz bir ağaç gibidir. İmtihan yeri ve azık hazırlama mekanıdır. Sınavın kolay olacağını ise kimse söylemedi.

 

Durum bu iken, yaşananlara teslim mi olmak lazım? Hayır, kesinlikle hayır. Bir Müslüman ağlıyorsa, bedenimin her yeri aynı sızı ve acıyı duyar, duymalı. Kabullenmek, boş vermek, adam sen de demek harcımız değil, hakkımız hiç değil. Bahsettiğimiz; algılarımızın, kafamızdaki dünyanın hep diri, hep canlı, hep dinamik durması gerektiğiyle ilgili bir haldir. İnanmak tek başına üstünlük demektir. İnancımızın daha bilinçli, daha dik, daha dayanıklı ve yalın olmamıza yol veren bir durum olduğu unutulmamalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi