Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş İki Değer: “Asker ve Hacı Olmak”

İki Değer: “Asker ve Hacı Olmak”

Biz de 20 yaşına giren askerliğe mani durumu olmayan her genç (tabii ki erkekler) vatani görevini yapmak için silâh altına alınır. Halkın muhayyilesinde askerliğe peygamber ocağı olarak bakılır. Anne ve babalar çocuklarının askere gitmesinden büyük mutluluk duyarlar. Askere gitmeyene iyi gözle bakılmaz. Bazen bu durum evlilikte bile sorun oluşturur.

Dinimizde zengin sayılan kadın ve erkek her Müslüman ömründe bir defa farz olan hac görevini yapmak üzere muayyen bir zaman içinde Kâbe’yi ziyaret eder. Buna hac ibadeti,  bu işi yapan kimseye de hacı denilir. Her Müslüman’ın gönlünde Mekke-Medine özlemi yatar. Bazen bu özlem dualara, bazen bu özlem şiirlere, bazen bu özlem ilahilere dökülür.

Vatan topraklarını dış düşmanların saldırılarına karşı korumada askerlerin rolü büyüktür. Tarihimizde bu alandaki kahramanlıklar dillere destandır. Bu sebeple dini referans sistemlerimizde şehitlik ve gazilik gibi değerler üzerinde durulur. Milletin din, namus, mal ve can güvenliğini korumada nöbet tutan askerlerlerle ilgili Hz. Peygamberden gelen birçok rivayet vardır.

Hac, ise, zaten İslam’ın beş temel esasından birisidir. Kur’an, sünnet ve icma ile sabittir. Hacc-ı mebrur olan bir kimsenin geçmiş günahlarının bağışlanacağı yolunda hadisler vardır. Ayrıca, duaların en makbul olduğu mekânlar ve zaman dilimleri olduğu için hacca ve umreye gidenlerden kendilerine dua etmeleri beklenir. Özlemle, Efendimiz Hz. Muhammed (a.s)’a selamlar gönderilir.

 Bizim kültürümüzde asker ve hacı kavramları yüksek bir değere sahiptir. Mutlaka her ikisinin de aşkınlıkla bağlantısı kurulur. Dinimizde askere ve hacca giden kimsenin yaptığı eylemin adı cihad olarak algılanır ve Allah yolunda olduklarına inanılır.

Süreli de olsa, asker ve hacının her ikisi de gurbettedir. Kısa veya uzun, ata yurdundun ayrılınca, bir sıla özlemi yaşanır.

Anadolu’da askere ve hacca gidecek olan kimseler misafir olarak görülür. Evlere davet edilir. İkram ve izzette bulunulur. Hatta hediyeler verilir. Bu kişilere halkımız, büyük sevgi ve teveccüh gösterir.

Askere ve hacca gidecek olan adaylar ise,  gitmeden önce herkesten helallik alırlar. Gitmek var ama dönmemek olabilir, diye. Gerçekten de böyle şeyler de yaşanmaktadır. Bu konuda kadere derin bir iman ve mütevekkil bir eda vardır.

Özellikle kırsal kesimde askere ve hacca gidecek olanlar büyük merasimlerle uğurlanır. Akrabalarla birlikte uzak ve yakından gelen ahali, asker ve hacı uğurlama törenleri için köy meydanında toplanır. Askere ve hacca gidecek olanlar, bu meydanda büyük ve küçük herkesle tokalaşır, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpülür. Yoğun bir duygu seli yaşanır. Halkın büyük saygı duyduğu köyün imamı, öne çıkar gerek asker ve gerekse hacı adayları için dua eder. Herkes de bu duaya içten gelen bir coşkuyla âmin der. Bu tören, işin manevi boyutunu daha çok artırır.

Dua ve helalleşme faslı bittikten sonra, ayrılık zamanı gelmiştir.  Artık arabalara bindirilen asker ya da hacı adayları son defa Allahaısmarladık der ve yola düşülür. Bütün eller güle güle nidaları eşliğinde havaya kaldırılır. Dualar, ağıtlar ve sevinçler birbirine karışır. Asker ya da hacı adayını taşıyan vasıta gözden kayboluncaya kadar bütün gözler ona odaklanır.

Yolcular uğurlandıktan sonra, asker ve hacı adaylarının yakınlarına Allah kavuştursun denilir. Onların tekrar yuvalarına sağ ve salimen dönmeleri için dualar edilir.

Asker ve hacı adayının aileleri onlar dönünceye kadar korunması gereken birer kutsal emanet gibi değerlendirilir.  Hatta bu ailelerin dünyevi işlerinin halledilmesinde halk imece usulü meccanen yardım elini uzatır.  Korunur ve kollanırlar.

Nasıl ki asker ve hacı uğurlamasında büyük törenler yapılırsa, asker ve hacıların köye dönüşlerinde de benzer karşılamalar yapılır. Aynı zamanda bu durum, halk arasında hem paylaşma ahlakının gelişmesine ve hem de birlik-beraberlik ruhunun canlı tutulmasına hizmet eder.

 Özellikle bugünlerde vatan savunması için kışlaların yolunu tutan gençlerimizi, Yüce Allah’ımızın korumasına emanet ediyorum. Ayrıca birkaç ay önce Hac görevlerini yerine getiren Hacılarımızın haclarının makbul olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi