Musab Seyithan
Musab Seyithan Hurafeci Cübbeli, yine sahnede

Hurafeci Cübbeli, yine sahnede

            İlkel hurafe pazarlayıcısı Cübbeli, yine sahne aldı. Ara dönemlerin başvurulan hocalarından Zekeriya Beyaz gibi, cübbeli de zaman zaman bazı televizyon kanallarında meze olmaktadır. Aynı camianın hocalarından merhum Metin Balkanlıoğlu, Mehmet Talu ve Fatih Kalender hocalar gibi ağır oturup batman dövmeyi bir türlü beceremeyen Cübbeli cenapları, Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sinde İmam-Hatip liseleri ile ilgili verip veriştirmiş. “Huzurlarınızda tüm vatandaşlarımıza alenen söylüyorum. Çocuklarınızı İmam-Hatiplere göndereceğinize düz ortaokul ve liselere gönderin. Daha az hasarla çıkarlar. Ben bunu gördüm, denedim. Orada sahabeye söven, Sünneti reddeden, mezhepsiz, kaderi inkâr eden, selefî veya modernist hocalar var. Öğrenciler de ona göre yetişiyor…” misüllü laflar etmiş.

            Yanmaz kefenci, Nakşibendî tarikatının Halidiye kolundan olanlara cennet garantisi veren, bindiği uçak türbülansa girip sallandığında "imdat yarabbi" demesi gerekirken "yetiş ya Abdülkadir Geylani" diyerek ölülerden yardım isteyen, hadisin zayıfı mı, şişmanı mı olur deyip uydurma hadisleri pazarlayan, Allah'ı "Ete kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm" diye şeyhine benzeten ilkel hurafeci-peştamallı şeytan Cübbeli, gözündeki merteği görmeden kalkmış “İmam Hatipler modernist, sahabe karşıtı, selefi yetiştiriyor” diyor. Hadi ordan iki yüzlü din bezirgânı!!! Bari dinime dahleden Müselman olsa.

            Bu adam hasta… Gerçekten hasta. Üzerine varsanız “Niye böyle laflar ettiniz?” diye çapraz sorguya alsanız; “Yahu ben şeker hastasıyım, bazen ne dediğimi bilmiyorum” itirafında bulunmaktadır.

            Bre densiz! “İmam-Hatip liselerindeki eksikleri, kalitenin düşüş sebeplerini, öğrencilere yeterli dini eğitim verilmediği, bunun için de şunları yapmak gerektiği” şeklinde yapıcı bir eleştirin olsa alıp başımızın üstüne koyacağız. Ama düşmanca tavır takınarak “Çocuklarınızı İmam-Hatiplere göndereceğinize düz ortaokul ve liselere gönderin” çağrısı yapıyorsun. Bu çağrıyı ezelî İslam düşmanı CHP bile yapmadı. Onlar “Türkiye’de şu kadar imam açığı var, onu karşılayacak kadar İmam-Hatiplere öğrenci alınmalı” dedi. Akıl fukarası olan sen ise, hiç öğrenci göndermeyerek köküne ayran suyu dökülmesini istemektesin. Maksadın üzüm yemek değil, bağcı dövmek. 28 Şubatçılar gibi İmam-Hatiplerin öğrencisizlikten kapanmasını sağlayarak İslamî duyarlılığı olan vatandaşların çocuklarını, pîrü pâk olan(!) sizin medreselerinize göndermesini sağlamak. Sizin medreselerde din çok sahih mi anlaşılıyor? Problemsiz misiniz? Yüzde on çarpıklık görsek, bunu genelleme yaparak “Mahmut Efendinin medreseleri işte böyle berbat” mı demeliyiz? Az da olsa her yerde çürük elmalar olur. Önemli olan onları ayıklamak, diğer elmaları çürütmelerine imkân vermemektir.

            Vatandaş çocuğunu normal ortaokul ve liselere gönderdiğinde orada ateist, deist, kemalist, komünist, materyalist, reformist, rasyonalist hocalarla karşılaşmayacak mı? Onlardan eğitim almayacak mı? İmam-Hatip liselerinde kubbedeki habbe, kürredeki zerre kadar hadis karşıtı, selefi veya modernist hoca var diye bu okullar boykot mu edilmelidir? Aklına yanarım senin.

            Ey peştamallı Ahmet! Sen de iyi bilirsin ki, Fıkıh ilminde hüküm çoğunluğa göre verilir. Bir madenin karışımında yüzde 49 gümüş, yüzde 51 altın varsa o madene “altın” hükmü verilir. İtibarı, çoğunluğa göre kazanır. Sen kalkmış yüzde onluk bir bozulmayı ölçü alarak yüzde doksanlık kaliteyi yok sayıyorsun. Sahi sen iyi misin? Aklın başında mı? Okuduğun, belki de okuttuğun mantık kitabı İsagoji’den sende bir eser kalmadı mı? Mantık fukarası mı oldun?

            Ben yirmi yıl İmam-Hatip lisesinde görev yaptım. Bu hurafecinin dediklerinin yüzde biri bile yoktu. Kendisine gelen münferit haberlere göre masa başından ahkâm kesiyor. Sahada değil. Zengin kayınpederinden kalan fildişi kuleden uydurma haberler imal ediyor.  “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.” (49Hucurat:6) Ayetinde buyurulan emre ne kadar hassas davranıyor?

            Cübbeli ve benzerlerinin, hadis münkiri Mustafa İslamoğlu’nun kitaplarının İmam-Hatip liselerinde müfredata alındığını ifade etmeleri üzerine yetkililer şu açıklamayı yapmıştı:

            Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Eğitim Ortamlarının ve Öğrenme Süreç Geliştirilmesi Daire Başkanı Mehmet Nezir Gül sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

"Önemli Duyuru

            Sosyal medyada yer alan "Anadolu İmam Hatip Lisesi Hadis Dersi Öğretim Programı ve Öğretim Materyalinde Mustafa İslamoğlu'nun "Üç Muhammed" kitabının başta öğrencilere tavsiye edildiği, bu ve benzeri kitaplara kaynakçalarda yer verildiği"ne ilişkin iddialar tamamen hayal ürünü ve mesnetsizdir.

            (1) Talim ve Terbiye Kurulu'nun 02/05/2017 tarih ve 46 sayılı kararı ile kabul edilen "Anadolu İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretim Programları"nda Mustafa İslamoğlu'nun hiçbir eserine, görüşüne yer verilmemiştir.

            (2) Anadolu İmam Hatip Lisesi Hadis Dersi Öğretim Materyallerinde (AİHL Hadis Dersi Öğretim Materyali ve AİHL (Seçmeli) Hadis Metinleri Öğretim Materyali) Mustafa İslamoğlu'nun hiçbir eserine, görüşüne içerikte ve kaynakçada yer verilmemiştir.

            Bakanlığın, Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün yardımcı kitap uygulaması da bulunmamaktadır.

            (3) Sosyal medyada yer alan tartışmaya konu olan metnin, bir ya da birkaç öğretmen tarafından hazırlanan "Yıllık Plan"dan alındığı izlenimi vermektedir. Genel Müdürlüğümüz Anadolu İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretim Programları veya diğer derslerle ilgili olarak "Yıllık Plan" hazırlamamakta, bu konularda öğretmenlere herhangi bir yönlendirmede bulunmamaktadır. Malumlarınız olduğu üzere Yıllık Planlar zümre öğretmeni/öğretmenlerince hazırlanmakta ve okul müdürünün inhası üzerine yürürlüğe girmektedir.”

            İşte bir-iki öğretmenin işgüzarlığı ile yapılan bir yanlış, genelleme yapılarak İmam-Hatip camiasına mal edilemez. Anlayan kafalara ithaf olunur. Anlamayan veya anlamak istemeyen kafalara da, önyargı ve bağnazlık hastalığından bir an önce kurtulmaları için tedavi öneririm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musab Seyithan Arşivi