Hisarcıklıoğlu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden açıkladığı talimatını takiben TÜSİAD başkanı tarafından ekonomiye dair yapılan açıklama toplumu şaşırtmadı. Verilen talimat doğrultusundaki açıklamasını yaptı. Kritik zamanlarda tarafını açıkça belli eden bu kuruluş genlerine uygun davrandı.
TÜSİAD’ın, gayrimüslim başkanının, tepkisi beklenmekteydi. Hayret etmediğimiz gibi, söylenenleri takmadık da. Aksi olsa, Erdoğan’ı destekleyici açıklama yapsaydı, ‘ne oluyoruz’ derdik.
Kendisi yalnız değil aslında…
Asıl üzerinde düşünülmesi ve sorgulanması gereken açıklama, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan geldi. Kendisi iki gün evvel benzer beyanıyla gündeme gelmişti. Ancak, henüz CHP lideri konuşmamış olduğu için tepki çekmedi. Ekonominin gidişatını tasvip etmediğini söyledi.
Oysa faiz indirimi en çok ‘KOBİ temsilcisi’ olduğunu söyleyen TOBB’u memnun etmesi gerekiyordu. Düşük faiz oranı asıl, yatırımlarını ve faaliyetlerini dış finansman kullanarak yapan küçük ve orta ölçekli işletmeleri ilgilendiriyor.
Kendisinden beklenen ‘yastık altındaki 150 milyar doları çıkarın, ekonomiye kazandırın’, demesiydi.
‘Yıkılmaz’ başkanı tercihini rantiye tarafında kullandı. Türkiye’nin son yirmi yılında hacıyatmaz misali, türlü badireler atlatan Hisarcıklıoğlu hiçbir zaman hükümetle tam uyum içinde hareket etmedi.
Ak Parti’ye kapatma davası açıldığı dönemde farklı kurumları yanına alarak, tüm televizyon kanallarında canlı yayına çıkarak ‘aracı’ rol üstlenme yönündeki öne çıkma çabasını hiç tasvip etmemiştim. Güya aktörleri teskin etme, sağduyuya davet rolüyle durumdan vazife çıkarmak istediği kanaatine varmıştım. Kendisine yol açma niyetinde olduğunu düşünmüştüm.
Bugün benzer bir durumla karşı karşıya olduğumuza inanıyorum. Aradan geçen zaman içinde görüşlerim değişmedi.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı arayışı içinde olduğu, farklı formüllerin çalışmadığını gördükleri bir dönemde öne çıkması, ‘ben de varım, hem de etkili olabilecek bir adayım’ der gibi açıklama yapmasını başka türlü okumak mümkün değil.
Ekim ayı içinde de bir başka beyanatı olmuş; faiz düşürme kararını onaylamadığını söylemiş. Bugün benzer bir durumla karşı karşıyayız.
Bildiğim kadarıyla üretici, sanayici ekonominin gidişatından ve artan talepten gayet memnun. Sanayici özellikle yurtdışından gelen yoğun talebe yetişmekte zorlandığını söylüyor.
TOBB durup, dururken niçin rahatsızlandı, acaba?
Ortada bir ekonomi politikası olmadığını düşünüyorlar. Ancak, gerek bakan, gerekse hükümet yetkilileri faizleri düşürerek üretimi destekleyici bir yatırım ortamı oluşturmak istiyorlar. Ekonomistler ortada bir politika olduğu fikrindeler.
Eleştirenlerin argümanı, netice almanın iki yılı bulacağı yönünde. Başarılması halinde ülkenin faiz kamburundan kurtulmasının mümkün olabileceğini ancak hükümet açısından iki yıllık sürenin risk anlamına geldiğini vurguluyorlar.
Evet, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmaya aday bir TOBB başkanımız var. Muhafazakâr görünümlü, liberal ve pragmatik bir kişi olduğu ortada. Tartışılan aday adayları Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş’ı siyaseten de, zekâ bakımından da, ilişki açısından da yüz kere alıp, satabilecek kapasitede biri olduğuna inanıyorum.
Cumhur İttifakı seçmeninden de Millet İttifakı seçmeninden de oy alabileceğini düşünüyor.
2001 yılında başkan oldu. Kimse onun, kendisi istemezse, yıkılabileceğine inanmıyor. 1.5 milyon işletmenin üye olduğu bir kuruluşun başında. Hem de rakipsiz.
Yönettiği ekonomik kaynakları haddi hesabı yok. Elinin altında bir yüz milyonlarca dolar harcayarak kurduğu bir üniversitesi var. Dünya kadar düşünce kuruluşu ve lobi ile irtibatı mevcut. Kimsenin açıktan düşmanlık etmeye cesaret edemeyeceği güçlü bir figür.
Hisarcıklıoğlu, ‘ben buradayım’ diyor.
Yönelttiği ekonomi eleştirisinin başkanın güdümündeki çeşitli oda ve borsalar tarafından bir işaret fişeği olarak değerlendirilerek Ak Parti aleyhine bir ince eleştiri sürecini başlatması muhtemel.
Karar vericiler stokçularla mücadele ederken, bunları da dikkate almalı…