Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Her resim kendi çapında büyüktür

Her resim kendi çapında büyüktür

ABD’nin tutuklu rahibi bahane edip, İçişleri ve Adalet Bakanlarımıza yaptırım uygulama kararıyla gül gibi yeni bir gündemimiz daha oldu. Amerikan yönetiminin bu tavrının ne akılla, ne kanunlarla ne de bürokratik açıdan mantıklı bir açıklaması yok. Zaten emlakçı başkanlarının da böyle bir derdi yok. Peki, bu aşamada biz ne yapacağız, asıl önemli olan soru bu…

Meselenin sadece bir rahip meselesi olmadığı olayın başından belliydi. Olayların bu aşamaya geleceği hatta daha da ileriye gideceğinin belli olduğu gibi. Biz kendi açımızdan son derece haklıyız. Rahip hakkında terör örgütü üyeliği, casusluk gibi çok farklı suçlamalar var. ABD yönetimi küstahça bizim yasalarımızı umursamadan baskı yapıp rahibi kurtarmaya çalışıyor. Hükümetin kararlı tutumu ve yargı vurgusunu da görünce kendi vatandaşlarına şirin görünmek için pratikte uygulanması mümkün olmayan yaptırımların peşine düştüler. Asıl hedef elbette Rusya, İran ve Çin ile yakınlaşmamıza ceza kesip, ekonomik açıdan bizi zora sokmak. Kısa vadede elbette başarılı oldular. Döviz ve altın fiyatları bir anda uçtu. Fakat ortada onların istedikleri tarzda bir kriz oluşmadı.

Dış politikada elbette dik duracağız, ülkemizin itibarını, çıkarlarını sonuna kadar koruyacağız. Öte yandan da aynı şekilde iç politikaya, özellikle de ekonomiye de yoğunlaşmak zorundayız. Bu zorlu dönemi en az kayıpla atlatabilmenin ilk şartı aynı anda birkaç cephede birden mücadele vermek olacaktır. Bize hep büyük resme bakmamız, küçük detaylarla oyalanmamız söyleniyor. Bir yere kadar doğru bir bakış açısı. Lakin asıl doğru olan her ressamın kendi resmine odaklanmasıdır. Çünkü her resim kendi çapında büyüktür…

Küstah, kukla emlakçı başkana karşı oluşturulacak stratejiyi Cumhurbaşkanı, kurmayları, bürokratlarımız en doğru şekilde belirlemeye çalışırken diğer yandan gündelik hayatımıza da kaldığımız yerden devam etmeliyiz. Ekonomiden sorumlu bakan, kısa vadede üretimi artırıp, döviz ve altın fiyatlarının belli bir seviyeye düşürmekle uğraşmalı, Tarım Bakanı, patates, soğan fiyatlarıyla, ekmeğe zam söylentileriyle ilgilenmeli. Millî Eğitim Bakanımız liseye giriş sisteminde yaşanan sıkıntılara çözüm bulup, göz göre göre yaşanan mağduriyetleri engellemelidir. Küçük gibi görünen kalemler birleşip büyüyünce asıl sıkıntı ortaya çıkıyor.

ABD yönetiminin yaptırım sözü bile ekonomimizi dalgalandırmaya yetiyor. Çünkü ithalat konusunda Amerika ve dolarıyla doğrudan ilişkilerimiz var. Yerli üretimi artırmadığımız, stokçulara fırsat verip, sebze-meyve fiyatlarına bile hâkim olamadığımız sürece ekonomimiz dön dolaş belli bir seviyede kalır, sağlıklı bir ilerleme olamaz. Kendi iç gündemimizdeki sorunlarımızla ilgili yetkililer çözüm bulursa, dış sorunlara karşı daha bilinçli hareket edebiliriz. İşçimiz, memurumuz, esnafımız, işverenimiz, oturduğu yerden memleket kurtarmak yerine kendi üstüne düşen görevi en iyi şekilde yerine getirerek ülkemizin sağlam durmasına katkıda bulunmalı.

Ülkemizin bekası hükümetin, muhalefetin ve en önemlisi milletlimizin kararlı duruşuyla olacaktır. ABD’nin küstah tavrını görmezden gelen, “İşte yeni hükümet sisteminde patates-soğan fiyatı, dolar, altın uçtu, ne güzel ilerliyoruz” diye aklınca ülkenin haline üzülüyormuş gibi yapıp bir yandan paradan para kazanmaya devam edenler yeterince kendilerini belli ediyor. Bize düşen bu ruhları satılmışları mümkün olduğunca azınlıkta tutup, akıl, fikir vermesi için Allah’a dua etmek olmalıdır.

Postmodern kurtuluş savaşımız kaldığı yerden devam ediyor. Onlar oyun kurmaktan, biz de oyunlarını bozmaktan yorulmayacağız. Bizim yolumuz, davamız doğru, er ya da geç kazanacağız… Yeter ki birlikte ve kararlı durup, üzerimize düşen görevleri küçümsemeden yerine getirelim…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi