HDP’yi ne yapmalı?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin HDP kapatılsın çıkışının ardından yeni bir tartışma başladı. Dön dolaş yine parti kapatma meselesini konuşmak bile inanın insanı yoruyor. Bugüne kadar HDP öncesinde çok sayıda sözde Kürtleri temsil ettiklerini söyleyen parti kapatıldı da ne oldu? Bu tartışma komaya girmek üzere olan HDP’ye can suyu vermekten başka bir anlama gelmemektedir.
Bundan 13 sene evvel acar gazetecilik dönemimde DTP‘yi kapatma davası açıldığında “DTP’yi ne yapmalı?” diye bir yazı yazmıştım. 13 yıl sonra benzer bir yazı yazmak boşa enerji harcamaktan başka bir anlama gelmiyor. Aslında parti kapatmanın bugüne kadar bir işe yaramadığını siyasetle az çok ilgilenen herkes farkındadır. Bahçeli’nin durduk yere neden böyle bir çıkış yaptığını bilmiyoruz. İşin sevindirici yanı gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse AK Parti’nin içerisinde bu konuyla alâkalı bir destek açıklaması gelmedi. Biraz araştırma yapınca bu güne kadar HDP öncesinde HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP olmak üzere altı partinin kapatıldığı görülüyor. DTP’nin ardından kurulan BDP kapatılmadan isim değiştirerek HDP’ye dönüşmüştü.
Birbirine benzer, kelime oyunlarıyla isimleri değişen partilerin kapatılması, kapatma davalarının açılması bile yeni bir güç elde etmelerine neden olmaktadır. HDP’ye yapılması gereken şey ise çok basit. Genel başkanları, milletvekilleri, parti yöneticileri, üyeleri falan kim varsa incelenmeli. Terörle bağlantılı olanlar hakkında gereken davalar açılıp bireysel olarak ceza almaları sağlanmalı. HDP tabelası içi boşaltılmış bir şekilde olduğu yerde durmalı. Gerek 2019 yerel seçimleri öncesinde gerekse sonrasında atanan kayyumlar, AK Parti’nin kazandığı belediyeler eliyle bölgede olumlu bir hava esiyor. Bir sonraki yerel seçime üç yıldan daha fazla var. Bu arada yapılacak olumlu icraatlarla bölge halkının gönlüne daha fazla girilebilir.
Diğer yandan PKK’ya yönelik devam eden başarılı operasyonlarla örgüt hareket edemez hale geldi. Bölge halkı ile örgüt arasındaki bağlantı kesilmeye devam ettiği sürece örgütün halk üzerindeki etki ve baskısı da azalacaktır. Yani zaman şu an ki politikayı izlediğimiz sürece bizim lehimize işlemeye devam ediyor. 2023 genel seçimleri geldiğinde belki ortam daha da olumlu bir hale gelir. PKK kâğıt üzerinde bitmez. Çok kullanışlı bir örgüt olduğu için küçülmüş haliyle uzun süre daha uğraşırız. AB, ABD, Rusya, İsrail ve İran örgütün yaşaması için ellerinden gelen desteği vermeye devam eder. Önemli olan bölge halkının gönlünü kazanmaya gayret göstermektir.
PKK ve onun siyasi kanadına meşruiyet kazandırmaya çalışılan sözde mağduriyetleri aşalı çok oldu. Kimse ırkı, kimliğinden dolayı devlet tarafından bir ayrımcılığa uğramıyor. Özellikle yeni nesil batıdaki gördüğü rahatlığın peşinde. Belediyeler eliyle gelen hizmette devletin olumlu yüzünün bir yansıması oluyor. Hâl böyle iken bayram değil seyran değil HDP kapatılsın demenin bir anlamı yok. HDP bir tabela partisi, siyasi karikatür haline gelesiye kadar yaşamalı. Günün birinde ilgisizlikten dolayı kendini feshetmeli. İlk siyasi partilerini kuralı 30 yılı geçmiş. Şimdi ortaya sürecekleri bir mağduriyetleri de yok. O yüzden parti üyelerine yönelik davalar devam ederken, örgüt çözülme sürecine girmişken yeni bir can suyu verilmemeli.
Devlet Bahçeli ne düşünüyor bilmiyoruz ama gerek Alaattin Çakıcı çıkışı, gerekse de HDP’nin kapatılması söyleminin Cumhur İttifakını zor durumda bırakacağı ortada. Enerjimizi iç ve dış politikada atacağımız yeni adımlara harcamalıyız. 90’lı yıllarda bitmesi gereken ama 2000’lerin ilk 10 yılında anca nokta koyabildiğimiz parti kapatma muhabbeti iyice kabak tadı verdi. Bizim ise büyük hedeflerimiz var…