Hayvan hakları ve sorumlulukları
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı tarafından örnek gösterilen hayvan barınağı ile ilgili video internete düşünce yeni bir oyunla karşı karşıya kaldığımız sonucuna ulaştım.
Ne zaman olumlu bir gelişme, örnek bir hizmet kamuoyu ile paylaşılıyor hemen arkasından bir olumsuzlukla cevap veriliyor.
Türkiye’nin terörle mücadelesi ve toplumsal şartların iyileştirilmesine yönelik adımlarında arkasından böylesi bir provokasyonun ortaya çıkışı şaşırtıcı gelmedi.
Hakikaten örnek bir girişim, faydalı bir iş yapılırken kim oldukları, niçin bu zalimliği yaptıkları anlaşılamayan tiplerle gündeme gelen şehir ve yöneticileri yine karalanmak isteniyor.
Süt banyosu görüntüleriyle şehrin süt endüstrisi hedef alınmıştı yine bir süre önce.
Olayın oluşu da videonun yayılışı da şüpheli. Bu görüntüler ilgililerine verilmiş olsaydı, mutlaka işlem yapılırdı.
Devasa bir tesisi hizmete koyma ihtiyacı hisseden bir belediye niçin doğru düzgün çalışmasını istemesin.
Bir kesim hemen üzerine atladı ve sürekli olarak paylaşımlar yaparak ciddi bir algı operasyonuna imza atıyor.
Yapılanları tasvip edecek ya da normal karşılayacak bir insan çıkmaz. Doğru değil.
Sorumluları en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
Fakat olayı genelleştirmek ve sürekli bu işlem yapılıyormuş gibi göstermek doğru değil. Bir de bu bilinçli olarak kabartılıp, köpürtülüyorsa olayın vahameti daha da artıyor.
Aynı tavrı sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldürülen çocuklara karşı sergileseler...
Veya Urumçi’de Kovid karantinası uygulanması esnasında ihmal ve tedbirsizlik sonucunda yanarak hayatını kaybeden Uygur Türklerine yönelik aynı tavrı gösterseler…
Çin devletinden hesap sorsalar…
Samimi olduklarına hükmedebiliriz.
Sonra videonun önü, arkası da belli değil…
Zulmü yapan yapıyor, çeken de çekip yayıyor…
Kim bunlar?
Hayvan hakları alanında bir ilerlemeye neden olacak mı saldırılar?
Bu çıkışla yapılmak istenen ne?
Kanaatimiz bunun bir tertip olduğu yönünde.
Sokak köpeklerinden müşteki olmayan, çekinmeyen yoktur herhalde.
Özendikleri ülkelerin hiçbirinin sokağında sahipsiz bir hayvan olamaz.
Sokakta ancak kuş görürsünüz.
Kedi de köpek de evlerdedir.
İnsanlar bakamayacaklarını düşündükleri hayvanların iğneyle öldürülmesini sağlarlar.
Eskiden belediyelerin köpek itlaf ekipleri vardı.
Sokak köpeklerini o şekilde bertaraf ederlerdi.
Fakat şimdilerle iş çığırından çıktı maalesef.
Sokaklarda köpekler başıboş biçimde kol geziyor.
Özellikle kenar mahallelerde, ıssız bölgelerde ikamet eden insanlar bu köpekler nedeniyle sıkıntı yaşıyorlar.
Özel arabası olanlar nispeten rahat.
Ama toplu taşımayı kullananlar, yaya olarak veya bisiklet, motosiklet türü araçlarla ulaşımlarını sağlayanlar korku içindeler.
Bu kadar ‘hayvan sevgisi’ fazla.
Sokaklarımızda terör kol geziyor.
Her şeyi belediyelere ve devlete bırakmak doğru değil.
Varsa bir ihtiyaç, hayvanları sevdiklerin söyleyenler kursunlar bir dernek, vakıf ve bulsunlar maddi kaynağı. İlgilensinler sokak hayvanlarıyla.
Öncelikle iyi niyet gerekiyor.
Tüm yükü kurumlara yükleme kolaycılığı kabul edilebilir değil.
Yayılan bu videoyu masum görmüyorum.
