GÜNDEMDE BİRLEŞME VE ÖZKAFA VAR
Pazartesi derin bir kulis yazısı yazdım. Saadet Partisi’nin Ak Parti’ye iltihak etme görüşmeleri.
Bu gecikmiş girişim beni ve pek çok kişiyi heyecanlandırdı. Zira taban ve dünya görüşü olarak bir birinin ikizi olan partilerin neden ayrı kulvarlarda siyaset yaptığını, neden Saadet’in her seçimde Ak Parti’ye çelme takmaya çalıştığını düşünüp dururum.
Bu işin dünyevi bir takım sonuçlarından ziyade manevi bedeli de var. Daha açık ifadeyle vebali var.
Düşünsenize Refah Yol hükümetinin güven oylamasında rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu kürsüye çıkıp: “bu ülkede Müslümanların iktidarına engel oldular dedirtmemek için REFAHYOL hükümetine evet oyu veriyorum” demişti.
O gün vebalden korkan Muhsin Yazıcıoğlu Saadet Partili yetkililere ilham vermelidir.
Bugün vebal onlardadır. Bu ülkede aynı hassasiyetlere sahip bir partinin iktidar olması engelleniyorsa Muhsin Yazıcıoğlu’nun kaçtığı veballe karşı karşıya kaldılar anlamına gelir bu tavır.
Pazartesi yazmış olduğum yazıdan sonra tepkilere bir kulak kabarttım. Herkes heyecanlı. Saadet’in Ak Parti oylarına % 1 etkisi bile yeni bir ivme kazandıracaktır partiye. Ayrıca Ak Parti’nin, Sayın Davutoğlu’nun da vurguladığı gibi, fabrika ayarlarına dönmesi açısından da katkısı olacaktır diye düşünüyorum bu birleşmenin.
Peki iki taraf arasında nasıl bir konuşma geçiyor?
Saadet "20 vekil verin bizimle koalisyon olursunuz" diyor.
Ak Parti ise "yüzde 1'den biraz fazla oy oranına bu kadar sandalye verilmez 5 vekillik verelim" düşüncesinde ısrarlı.
Neyse ki arada Recai Kutan var.
Saadet 5 - 7 vekilliğe razı olacak gibi görünüyor.
Bu vekillerden üçü İstanbul'a birer bölgeye dağıtılacak.
Bir vekillik Konya, Maraş, Kocaeli pazarlık konusu şehirler arasında.
Kaleme almış olduğum yazı bu haftanın konuşulan konusuydu adeta. Sokaktaki vatandaş “bu iş olur” diyor genelde… Ancak tereddüt edilen bir nokta var.
Mustafa Özkafa Ak Parti’den aday olmayı kabul eder mi?
Özellikle Konya siyasetinin gediklileri bu işin zor olduğu kanaatindeler. Yani Özkafa’nın aday olmayı kabul etmeyeceğini düşünüyorlar.
Şahsen ben öyle düşünmüyorum.
Özkafa’yı yakından tanıyan birkaç dostla yaptığım görüşmelerde Özkafa’nın bu işe mesafeli olmayacağını çıkarttım ben.
Kendisine bir iltihak sonucu teklif giderse “hayır” demeyeceği kanaatini edindim.
Ayrıca Konya’da 30 Bin Saadet oyunu toparlayabileceği izlenimini edindim.
Dolayısıyla Saadet’in Ak Parti’ye iltihakına ramak kaldı. Bu durumda Mustafa Özkafa Saadet’in Ak Parti adayı diyebiliriz. Her ne kadar gelmez diyenler olsa da iddiamın arkasındayım.
Öte yandan önemli iki gelişme daha bekliyorum.
Bunlardan birincisi Fatih Erbakan...
Saadet - Ak Parti birleşmesi gerçekleşirse bu adımda olasılık dışı değil. Ancak endişeye mahal yok. Fatih Erbakan Ak Parti’ye gelse bile Konya’dan aday gösterilmeyecektir. Kuvvetle muhtemel Sakarya ya da Kocaeli adayı olarak karşımıza çıkacaktır.
İkinci muhtemel gelişme ise BBP girişimi.
BBP’nin de Ak Parti’ye katılımı için bir takım girişimler olduğunu yazmıştım.
Bu işin başında ise Yalçın Topçu var.
Sayın Davutoğlu’nun Yalçın Topçu hamlesi çok isabetliydi.
BBP’nin makul kanadı Topçu etrafında toparlanmaya başladı.
Bir iltihak gündemde, ancak Destici Ak Parti tabanı tarafından tıpkı Kamalak gibi istenmiyor.
Dolayısıyla Destici’nin dışarda bırakılacağı bir formül üzerinde uzlaşma sağlanırsa bu birleşmede hayal değil.
Bu iki gelişmenin üzerine Hüda Par adımını da koyduğunuzda Ak Parti’nin 276 rakamının yeteri kadar üzerine çıkması zor görünmüyor.
Kısacası Türkiye’nin yeniden istikrarlı günlerine dönmesi için gereken tüm fedakarlıklar yapılıyor. Bu adımların ardından geriye bir şey kalıyor. O da, aynı sorumluluğu taşıması beklenen vatandaşın doğru kararı vermesi.
