Evliliğin diploması da olurmuş!
Diyanet İşleri Başkanlığı “Evliliğe İlk Adım” projesi kapsamında 81 ilde nişanlı, yeni evlenen ve evliliğinin ilk 5 yılında olan çiftlere 4 haftalık bir eğitim verilmesi için seminerler düzenliyor. Konya İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu da seminere katılmak isteyen çiftlerin kayıtlarını almaya başlamış. Yani projenin Konya’da kısa zamanda hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Toplum olarak, aile konusunda hassas olduğumuz bu günlerde böyle bir projenin hayata geçirilecek olması çok güzel ancak tek başına yeterli mi diye soracak olursanız elbette ki cevabım hayır olacaktır.
Evlilik nedir? Aile olmaktır. Birken çok olmaktır. Toplumu oluşturan en küçük temel yapı taşı, evlilik ile meydana gelir. Aile her şeydir. Aile yıkılırsa toplumda da çatırdamalar oluşur.
Evliliği bir kurum olarak nitelendirecek olursak eğer ben “evlilik okulu” diye bir uygulamanın başlatılması kanaatindeyim. Evliliğin de bir sınavı olmalı ve o sınavı geçemeyenler evlenmemeli. Günümüzde evlenip de mutlu olan insan sayısı yok denecek kadar az. Bir hevesle evlenen insanların daha sonrasında heveslerinin kaçtığına şahit oluyorum. Çünkü evlilik, küçükken oynadığımız o evcilik oyunlarındaki kadar masum olmayabiliyor bazen. Geçim derdi başlıyor yani asıl hayat…
Çevremdeki insanların evliliklerinden gözlemlediğim kadarıyla ilk başta her şey tozpembeyken sonra birden kararıyor. Gözlerine taktıkları o pembe gözlükleri evlendikten sonra çıkarıyorlar. Peki, neden böyle oluyor? Çünkü evlilikte 4 S kuralını unutuyorlar. Yavaş yavaş Sevgiyi, Saygıyı, Sadakati, Sabrı kaybediyorlar ki bunlar bana göre evlilikte olmazsa olmaz kurallardır. Biri olmasa domino taşı gibi diğerleri de yıkılır. Sağlıklı bir evlilikte hepsinin olması gerekir ama ben görüyorum ki çoğu çift evliliğe başlar başlamaz saygıyı kaybediyor. Saygı olmazsa sevgi olur mu? Bence olmaz.
O yüzden evlilikler çatırdıyor. Yanlış eşle, doğru evlilik yürümez. O yüzden biriyle hayatımızı birleştirmeyi düşünürken o kişinin doğru olup olmadığını anlayamayabiliriz. Belki de sevgiden dolayı çoğu şeyini görmezden geliriz. Görmezden geldiğimiz konular da evlendikten sonra ayağımıza dolanabilir ve sonrasında da mutsuz olabiliriz.
He bir de en önemlisi olarak evliliğin sonu, üçüncü sayfa haberleri olarak bitebilir ki bu en korkuncu ve düşünmek istemediğim bir mesele. Sonra mutsuz çocuklar yetişebilir ve daha sayamadığım birçok şey…
İşte bunların önünü almak için bir okul olsun. Çiftlerin psikolojisine bakılsın, sabır testleri uygulansın. Gerekli eğitimler alınsın. Evliliğin eğitimi olur mu demeyin. Sağlıklı bir nesil için olması gerekiyor. Ben o çifti geçtim ama mutsuz bir çiften dünyaya gelen çocuğun günahı ne? Onun mutsuz olmaya hakkı yok.
Velhasılıkelam evlilik kurumundan diplomasını alamayanlar mezun olmasın…