Erdoğan’ın ziyaretinden notlar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Konya’dan yine büyük bir özgüven ve mutlulukla ayrıldı. Her ne kadar her gelişinde hissettiği coşkuyu bu defa Koronavirüs önlemleri nedeniyle hissedemese de Konya ziyaretinde yine moral buldu.
Objektiflerimize takılan birçok görüntüsünde yüzünün güldüğünü ve hiçbir yorgunluk belirtisi göstermediğini müşahede ettim.
Konya’ya geldiğinde yüzünün asık olduğunu hiç görmedim bugüne kadar. Konya her zaman ona moral oluyor.
Her zamanki gibi Konya’dan dünyaya çok önemli mesajlar verdi. Kobani olaylarından Gezi kalkışmasına, Azerbaycan’dan Libya’ya kadar birçok hayati konuda dünyaya seslendi.
Ama benim için dikkat çekici olan konuşması, AK Parti Konya İl Teşkilatı ile Ecdat Parkı'ndaki yenilen yemekte yaptığı konuşmaydı.
İsimlerini anmadı ama AK Parti’den parça koparmaya çalışan isimlere de uyarıda bulundu.
AK Parti'den küçük parçalar kopartarak bu davayı zayıflatma senaryolarını boşa çıkarmak için teşkilat yapımızı daha da güçlendireceğiz cümlesi bu açıdan tarihi öneme sahipti.
Erdoğan hem Konya teşkilatını motive etti hem de AK Parti’den kopan siyasilere de mesaj vermiş oldu. Konuşmasının devamında da ‘Gönüller Şehri Konya’dan yeni bir gönül hareketi başlatmış oldu.
Kapıları herkese açtı. Ayrımız gayrımız yok dedi. Bu ayın ortasında başlayacak olan İl Kongreleri öncesi AK Parti teşkilatlarına da kenetlenme çağrısı yaptı. Teşkilatlardaki küskünlere kapıların açılmasını ve gönüllerinin alınmasını salıkverdi ve üye çalışmasının da önemine de dikkat çekti.
Bu konuda AK Parti Konya İl Başkanlığı’nın eli rahat. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesi misafir olduğumda Hasan Angı’dan bu konuda bazı bilgiler almıştım.
AK Parti Konya Teşkilatı yeni üyelikler için uzun zamandır özel bir çalışma yürütüyor. Özellikle genç üye kazandırma konusunda gençlik kollarının büyük bir çabası var.
Herhalde nüfusa orantılarsak şuanda nüfusa oranla en fazla üye kaydı yapan illerin başında Konya geliyor.
Sadece teşkilatlar değil, milletvekilleri de son zamanlarda çok özverili görünüyorlar. Özellikle bazı milletvekillerini sürekli sahada görüyorum.
Kısacası, Erdoğan’ın başlattığı yeni gönül hareketini Konya teşkilatı çok uzun süredir sahada uyguluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabiriyle de AK Parti’den parça koparmak isteyenlere karşı epeydir saha siyaseti yürütüyorlar.
AK Parti İl Başkanı Hasan Angı’nın tecrübesi bu konuda çok önemli. AK Parti’den kopan partileri gündeme taşımıyor ama sahayı da onlara bırakmıyor.
Hasan Angı aslında öne çıkmayı çok sevmeyen bir insan. Bunu çok kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Konya’da AK Parti’nin bir numarası olduğu halde, koşa koşa Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı kareye girme telaşına düşen birisi değil.
Fotoğraf meraklısı olmadığını Şehir Hastanesi açılışında bir kez daha gördüm. Şehir Hastanesi açılışında çekilen o fotoğrafta, sahneye çıkan isimlerin en sonunda yer alıyor.
Hatta gazete manşetimize kullandığımız o fotoğrafta, Hasan Angı kare dışında kalacak diye kadrajı daraltma imkanımız olmadı.
Diğer fotoğraflarda da hep arkalarda kalmış.
Bence daha ön plana çıkmalı. Tecrübesini daha göz önüne taşımalı diye düşünüyorum.
ŞİŞİRİLMİŞ ANKETLER!
Geçtiğimiz günlerde Konya’da yapıldığı söylenen, gazetemize mail olarak iletilen bir anket sonucu bana çok komik geldi.
Anketin sonuçları hayatın gerçekleriyle asla uyuşmaz nitelikte.
Anketin sonucunda, AK Parti’den ayrılan partilerin oy oranları o kadar şişirilmiş ki, anketin AK Parti’den ayrılan siyasi partiler tarafından yaptırıldığı ayan beyan ortada.
Sahayı ve kamuoyunu bilmesek inanacağız yani…
Breh breh…
Eee, efendim biz anket yaptık da oy oranları şöyle değişmiş miş...
Kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar akıllarınca.
Bu anket meselesi Türkiye’de hep arızalı bir alan olarak dikkat çekiyor.
Normal şartlarda büyük ve bilimsel esaslara uyan bir anketin maliyeti binlerce liradır. Ama adamlar kafalarına estikçe anket yayınlıyorlar.
Aynı isim için bir ankette yüzde 60, diğer ankette yüzde 20 sonuç buluyorlar.
Anketi kim yaptırdı, kaç liraya yaptırdı, hangi teknikler kullanıldı, hangi esaslara bakıldı. Bunların hiç birisi yok.
Bunun ağır bir cezası olması gerekir. Nasıl şirketlerin hakkını korumak için borsayı manupile etmenin cezası varsa, insanların siyasi davranışlarını manupile etmenin de bir cezası olmalı.
