İpek Özkayaalp
İpek Özkayaalp Edeb, Bir Damladır; Damladı Mı Yok Olur! (Hz.Ali)

Edeb, Bir Damladır; Damladı Mı Yok Olur! (Hz.Ali)

Cenab-ı Hak, bilinmek istedi ve neticesinde zerreden küreye herkesi, her şeyi yoktan var etti. Bu yoktan var edilişe de Peygamber Efendimiz’i(sav) vesile eyledi. O’nun yüzü suyu hürmetine yaratıldık. Hayatımızın ilk anından son anına kadar “sadece şükretsek” Cenab-ı Hakk’ın bizi yoktan var ederek Zat’ına(cc) “kul kabul etmesinin” şükrünü eda edemeyiz!

Gerçek böyleyken Allâh(cc) bizi bir de Habibi’ne(sav) ümmet olma şerefine de mazhar eyledi! Nihayetsiz şükürler olsun!!!

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz(sav) “Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuşlardır. İki cihan saadetine nail olmamız için insanlığa gönderilen “son İlahî kanun” olan İslâm dini, Peygamber Efendimiz’in(sav) ahlakı ile ahlaklandırılarak hayatımıza istikamet verecektir.

Bu yön veriş sadece camide, namazda, ramazanda değil; siyasette, ticarette, zanaatta, sosyal hayatta velhasıl attığımız adımdan aldığımız nefese kadar her yere sirayet etmeli! Buna erişebilme adına sarf ettiğimiz gayret, bizi esfel-i sâfilinden (sefillerin en sefili) ahsen-i takvime (en güzel yaratılış) ulaştıracaktır!

Dinimizi yaşamak, onu hayatımızın merkezine alabilmemiz ise ahlakımızı güzelleştirmeyle mümkün olacaktır. Ahlak ile sağlamlaştırılmayan, süslenmeyen dinî anlayış; elbette sekülerizmin ifsad dalgalarına “bir gün” kapılacaktır! Bu kapılmanın sonu da hüsran ile biterse mahvoluruz! Allâh(cc) esirgesin!!!

İşte bu noktada ahlakımızı güzelleştirme adına, bu güzel kapıdan geçip sonsuz güzelliklere kavuşabilmenin anahtarıdır âdâb!

Edeb kelimesinin çoğulu olan âdâb; usul,yol, yordam, terbiye anlamına gelmektedir. Sırat-ı müstakim yani Allâh’ın(cc) razı olduğu en doğru yol, Peygamber Efendimiz’in(sav) ahlakı ile ahlaklanarak yürünebilir. Bunun için de illa edeb, illa edeb gerekmektedir! Yunus Emre Hazretleri ne güzel buyurmuş: “Gezdim Haleb ile Şam’ı
Eyledim ilim taleb
Meğer ilim, bir hiçmiş
İlla edeb, illa edeb!”

Bugün ise âdâbı haliyle ahlakımızı sekteye uğratan bir kavram hayatımızı altüst etmeye başladı: Sekülerizm. Dünya hayatına odaklanma adı verilen bu anlayış, bizim yaratılış gayemizle asla uyuşmayan ve bizi felakete sürükleyecek bir salgındır. Bu salgından muhafazanın yolu elbette vardır.

Hayatımızın her anına hakim kılacağımız âdâb-ı muhaşeret ile ahlaklı bir fert olup ahlaklı bir toplumun temelini atacağız inşâAllâh! Âdâb ile önce yalanı, aldatmayı, hileyi hayatımızdan çıkaracağız. Böylece “eminlik, güvenilirlik” adımını atacağız. Zira bu çok ama çok büyük bir başlangıçtır.

Çünkü Peygamber Efendimiz(sav) “Muhammedü’l-emin”di. Üstelik bu sıfat, İslâm’ın güneşi yeryüzüne doğmadan önce müşriklerce de kabul edilmişti. Hatta İslâm dini yaşanmaya ve yayılmaya başlayınca da müşrikler -Efendimiz’e(sav) iman etmeseler de- “Muhammedü’l-emin” demekten hiç vazgeçmedi. Neticede Efendimiz (sav) güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmişti, elbette ki tamamladı!

Sırat-ı müstakim üzere olmayı ve kalmayı, Efendimiz’in(sav) mübarek ayak izlerini takip ederek O’na(sav) kavuşabilmeyi Rabb’im hepimize lütfeylesin! Âdâbı, güzel ahlakı hayatımızın merkezine alarak kurtuluşa erenlerden olmayı Rabb’im hepimize ikram eylesin!

Selâm ve duâ ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
İpek Özkayaalp Arşivi