DOĞUYA YÖNELEN EKONOMİK AKTİVİTE
Ülkemizin ekonomik üretiminin çok önemli bir kısmını Marmara bölgesi gerçekleştiriyor. Altın üçgen olarak anılan İstanbul, İzmit, Bursa hattında üretilen ekonomik hacim GSMH’nın%70’i. Köklü ve Anadolu üniversitelerine göre daha üretken üniversiteleri, yetişmiş kalifiye insan gücü, lojistik açıdan sahip olduğu eşsiz avantajları ve ihracatımızda önemli bir paya sahip Avrupa’ya en yakın bölgemiz oluşu gibi özellikleri Marmara bölgesini diğer bölgelerimize göre ayrıcalıklı kılıyor. Her ne kadar Almanya, Fransa, A.B.D gibi gelişmiş ülkelerde de sanayi belli bölgelerde, bölgelerin özelliklerine göre yoğunlaşmışsa da, bizdeki kadar bir bölgede yoğunlaşma ve diğer bölgelerin neredeyse tamamen unutulup ihmal edilmesi gibi durum söz konusu değildir. Ülkemizde 1990’lı yıllara kadar Marmara bölgesi bütün yatırımları çekerken ve ekonomik üretimin neredeyse tamamını karşılarken, Anadolu adeta kaderine terkedilmiştir, ötekileştirilmiştir. 12 eylül darbesi sonrası rahmetli Özal’ın attığı tohumlar, 1000 yıl süreceği sanılan karşı darbeye rağmen bugün yeşermeye başlamış ve Kayseri gibi, Gaziantep gibi,
Konya gibi Anadolu şehirleri ekonomik alanda ciddi mesafeler kat etmişlerdir. Yirmi yirmibeş yıl öncesine kadar, değerlerine sadakatinin cezasını ötekileştirilerek çeken Konya, tarım dışında hiçbir ekonomik aktivite üretemezken, bugün ülkemizin ekonomik açıdan en hareketli şehirlerinden bir tanesi ve ülkenin Kobi başkenti haline gelmiştir. Dün olduğu gibi bugün de ülkenin hububat üretiminin çok önemli bir kısmını karşılayan şehir artık sadece tarımsal üretimi ile anılmıyor, Konya denince akla artık 1,3 milyar usd’ı aşan ihracatı, otomotiv yedek parça üretiminde yakaladığı başarı, ayakkabı sektöründen aldığı payı, kaliteli dökümhaneleri, kalıp sektöründeki başarıları vs. geliyor. Malum ülkemizde geniş çaplı teşvik uygulamaları çok yeni ve zaten yeni çıkan teşvik yasasında Konya 2.bölge. Buna rağmen Konya’nın desteksiz, teşviksiz yakaladığı bu tabana yaygın başarı incelenmesi gereken bir başarı hikayesidir.9 adet organize sanayi bölgesi, 38 adet küçük sanayi sitesi İle ve 104 farklı ürünle, 130 farklı ülkeye yıllık 1,3 milyar usd İhracat gerçekleştiren Konya, en fazla ihracat yapan iller sıralamasında 13. Sırada olmasına rağmen, ihracatın ithalatı karşılama oranında yakaladığı %112’lik oranla dış ticaret fazlası veren ender illerimizden biri. Bu rakamlara ihracatta sektör çeşitliliğinde 4. Sırada olduğunu da ilave ettiğimizde Konya’da yaratılan dış ticaret hacminin verimliliği çok daha iyi daha iyi anlaşılıyor. Konya bir tarım şehri, ancak ihracatında %22 ile en büyük
pay, makine sektörünün. Makine sektörünü %20 ile oto yedek parça sektörü takip ederken, hububat 3. Sırada yer
alıyor. Ülke dökümhanelerinin %25’i Konya’da. Tarım aletleri ve tarım makineleri üretiminin %65’ini Konya gerçekleştiriyor ve bu alanda ülke ihracatında %45’lik bir paya sahip. Ayakkabı sektörü için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sektörde yaklaşık 10.000 kişi çalışıyor, yıllık 15 milyon çift ayakkabı üretimi gerçekleştiren sektör, yakaladığı %15’lik ülke payı ile İstanbul ve İzmir’in ardından 3. sırada yer alıyor. Bu veriler gösteriyor ki, tarımsal üretimini Konya Şeker’in önemli atılımları ile endüstrileştirme yolunda önemli adımlar atan Konya, düzenli organize sanayi bölgeleri, güçlü alt yapısı ve yetişmiş kalifiye insan gücü ile artık güçlü bir sanayi şehri. Konya,teşvik yasasında 2. Kategoride yer alsa da, AR-Ge’ye dayalı İleri teknolojili ürünlerin üretiminde 5. Bölge avantajlarından, teknoparkı, bitmek üzere olan bilim merkezi ve en önemlisi de yetişmiş ve girişim ruhu üst düzeyde olan İnsan kaynağı ile en üst düzeyde yararlanıp, ülkemizin Bilimsel bilgi üretimine önemli katkılar sağlayacağından eminiz.
Şehirler batıya doğru gelişiyor, ekonomik aktivite hep batı orjinli ve tarih boyunca nehirler de hep batıya doğru akmıştır. Ülkemizdeki ekonomik aktivite de bugüne kadar hep bu minval üzere gerçekleşti. Ancak, akışın artık tersine dön düğünü Anadolu’daki ekonomik uyanış ve Konya örneği bize göstermektedir.