Macit Uluçamlıbel
Macit Uluçamlıbel Değişim Başlıyor…

Değişim Başlıyor…

Tesadüf mü?

Son zamanlarda dünyada olup bitenlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Gerçekten tek sorunumuz ekonomi mi?

Neredeyse akraba diyebileceğimiz Rusya ve Ukrayna savaşı… Dünyanın en önemli tahıl üreticisi iki ülke olmaları… Savaş halen devam ederken ve tahıl sıkıntısına evrilebilecek bir durum söz konusuyken dünyanın farklı yerlerinde tarlalarda çıkan yangınlar çıkması… Gerilim filmi senaryosu gibi değil mi?

Evet ve bu filmin içindeyiz maalesef…

Japonya eski başbakanı Şinzo Abe’nin tuhaf bir suikaste uğraması hemen ardından İngiltere başbakanı Boris Johnson’un istifası ki istifa ettirilmesi demek daha doğru olur… Amerika’da başkanın istifasına giden süreç aslında seçimin hemen ardından başlamıştı. Özellikle son zamanlarda ardı ardına gündeme gelen potları Biden’in yıpratılması için çalışmalardı. Son bombası da malum, oğlunun telefonundan ele geçirildiği söylenen bilgiler. Büyük ihtimalle yakın zamanda Amerikan başkanı da görevini devredecek. Amerika’nın bir kadın başkan tarafından yönetilmeye başlamasıyla daha ne gibi gelişmeler yaşayacağız acaba?

Tüm bu yaşananlar ve yaşanacak olanlara ışık tutan olaylar pandemi süreciyle başlayan yeni dünya söylemlerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Tabi dünya bir gerilime doğru ilerlerken bizde her şeyin güllük gülistanlık olmasını bekleyemeyiz. Özellikle sığınmacılar üzerinden toplum gerilmeye çalışılıyor. İşlenen cinayetler neden sonuç ilişkisine bakılmaksızın siyasallaştırılmaya çalışılıyor. Sosyal medya öylesine yalan ve yanlış bilgiyle dolu ki herkes galeyana gelmek için adeta bahane arıyor.

Pandemi, ekonomik sorunlar, doğal felaketler derken zaten yeterince yorulmuş olan halkı yalan yanlış bilgilerle kargaşaya bilinçli ya da bilinçsiz bir iç karışıklığa teşvik etmekte kendilerini oyun kurucu olarak görenlerin planlarının bir parçası olabilir.

Aslında adına Arap baharı denilen domino etkisiyle ilerleyen ve devirdiği her ülkeye sadece kargaşa ve yıkım getiren süreçte süreci başlatanların hedeflerinden birisinin de ülkemiz olduğu aşikar…

Bizi bizden iyi tanıyorlar… Bir işgale karşı nasıl birleşeceğimizi nasıl karşı koyacağımızı biliyorlar… Onun içinde sürekli içerde ayrıştırma çalışmaları yapıyorlar. Ve maalesef bu çalışmalar için en çok gereken şey olan hain karakterler bizde baya var…

Meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının da artık millileştirilmesi şart. Yabancılar tarafından fonlanan stk’ları ve terörle aralarına mesafe koyamayan hatta mesafe koymak gibi bir derdi bile olmayan stk, parti ve meslek örgütleri konusunda atılması gereken adımları belirleme konusunda benim bir önerim var. Amerikan başkanına ya da Avrupalı liderlere El Kaide ya da DAEŞ yanlısı bir oluşuma nasıl tepki verecekleri sorulsun aynı şekilde davranılsın…

Çok şey değişiyor. Değişecekte. Ülkemizin birliğini dirliğini korumalıyız. Emin olalım kurmaya çalıştıkları yeni dünya düzeninde biz oyuncu değil oyun kurucu olacağız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Macit Uluçamlıbel Arşivi