Cuma ne renktir?
Ne diyordu; “İnsanlar insanlıktan çıkmış bazen gördüm gerçekten”
Evet, gördük, görüyoruz.
Hatırlayacaksınız, geçen senelerde tüm dünyada Black Friday yani Kara Cuma olarak bilinen indirim günleri ülkemizde de başlamıştı. Fakat sosyal medyada cumanın Müslüman alemi için manevi değeri olması dolayısıyla bu isim epey eleştirilmişti.
Öncelikle bu isim nedir, nerden gelir diye merak edenlere bir küçük anlatmakta fayda var.
Black Friday ilk olarak Philadelphia’da 1961 yılında ortaya çıkmış. Fakat o zaman henüz adı Black Friday değilmiş. O dönem gazetelerde böyle bir ucuzluk günü olacağı haberi yapılınca ve indirimler çoğu zaman yüzde 90’ların üzerine çıkınca insanlar marketlere hücum etmiş. Ortalık karışmış. Ezilenler ve ayakaltında kalanlar, zarar görenler olmuş. İşte bu vahim olaylar neticesinde ucuzluk gününü Black Friday yani Kara Cuma adı ile anmaya başlamışlar.
Fakat Türkiye’de Kara Cuma ismi kabul görmeyince bu sene bu çılgınlığa yeni bir isimler bulup tekrar halkın önüne sundular. Efsane Cuma diyenini mi ararsın, Şahane Cuma mı, Muhteşem Cuma mı, hatta Pembe Cuma bile diyen oldu.
Bu isim bulma telaşı boşa gitmedi de hani…
İnsanımız çıldırmış gibi alışveriş yaptı.
Hem sanaldan hem mağazalardan ne bulduysa alan bir güruh oluştu.
Zaten, “Vay ben indirimleri bilmiyordum, benim haberim yoktu” demek gibi bir bahanemiz olmasın diye sağ olsunlar gerek televizyonda, gerek internette gözümüze gözümüze soktular reklamları resmen!
Özellikle bir alışveriş sitesi bütün ünlülerle ayrı ayrı reklam yapmış. Günler öncesinden her kanalda bir reklamı, her sitenin kenarında bir reklam bandı mevcuttu.
Bir dakika!
İndirim günleri geldi ama fark ettiniz mi? Bir sorun vardı fiyatlarda?
İndirim günlerinden önce şişirilen fiyatlar, cuma gün mevcut fiyatına tekrar getirilmiş, sanki indirim varmış süsü verilmiş ve işin acı tarafı bakıyorsun kapış kapış da gitmiş.
Ya da normalde çok pahalı olan bir markanın ürününe yüzde 20 indirim yapılmış. Bizim orta halli insanımıza o fiyat bile pahalı ama nedense indirim deyince büyülenmiş gidip satın alıvermiş.
Bir de sürü psikolojisi var tabi… “Bu kadar insan yanılıyor olamaz değil mi?” deyip, “Ayşe parfüm alıyorsa, Fatma’nın o kazaktan varsa benim neyim eksik” fikrine kapılıp sepetler doluvermiş.
Bu resmen kapitalizmin sana malımı her türlü satarım demek şekli…
Nasıl bir ruh halimiz var nasıl bir zengin ülkeymişiz ki, 09.00’da açılacak mağazanın önünde sırf indirim var diye, 07.00’de metrelerce kuyruk oluşturuyoruz.
Akıl alır gibi değil.
O sırada duran adam daha; “Dün para pul yok diye ağlamıyor muydu?” diye düşünmeden edemiyorum.
Oldu o zaman, kapitalizmin hepinize selamı var.