Deneme bir iki…
Geçenlerde Açık Öğretim Fakültesi’nde (AÖF) okuyan bir arkadaşımdan 18 Nisan’da yapılacak sınavlarının ertelenmediğini ve ders çalışmaya devam ettiğini öğrendim.
Bu durum beni epey şaşırttı. ‘Herkes peşi sıra erteleme ve tedbir kararları alırken AÖF uyuyor mu?’ diye araştırma yapmadan edemedim.
Dünde bu konuyu yazmak için hazırlanıyordum ki AÖF ile ilgili yeni bir gelişme düştü telefonuma…
“Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İktisat ve İşletme fakültelerinin bahar dönemi ara sınavları, 18 Nisan-7 Mayıs tarihlerini kapsayan 20 günlük süreçte internet tabanlı ortamlarda yapılacak.”
Karar daha yeni tabi ve gelecek olan detaylar çok önemli…
Ama bu karar ne yalan söyleyeyim beni epey güldürdü. Sınava girerken kolumuza taktığımız saate kadar karışan bir sistemin şimdi tutup da online sınav yapması enteresan olacak.
“Başka bir seçenek vardı da onlar mı yapmadı?” denilebilir.
Doğrudur.
Yaşadığımız kriz sürecinde maalesef bu tür dönemi kurtarmaya yönelik adımlar atılacak.
Zaten şu an öğrenci olan herkese o kadar üzülüyorum ki…
Mesela üniversite son sınıf öğrencileri…
Üniversitede son sınıfı çok özel ve güzeldir. Arkadaşlarınla geçirdiğin son yıldır ve dolu dolu bitirmek istersin. Bu sene ki son sınıfların bunu yaşayamayacak olması üzücü…
Neyse konumuza dönecek olursak dediğim gibi artık iş prosedür gereği yapılan sınavlara dönecek gibi duruyor.
Çünkü eğitim camiamızın elinde sınavdan başka bir öğrenci puanlama sistemi yok. Ve yapılmış olsun diye yapılan sınavlarla günü kurtarmaya çalışacaklar.
Buna şu an için mecburlar da diyebiliriz.
Rektöre sorulan; “Kopya çekilmesi konusunda nasıl önlem alacaksınız?” sorusuna; “Ben öğrencilere güveniyorum” diye cevap vermesi de alelade bir düzenleme olduğunu gösteriyor zaten…
Açıkçası online sınavı duyunca, online eğitimde olduğu gibi aklıma ilk gelen, ‘Herkesin evinde bilgisayar var mıdır?’ oldu. Umarım o konuda kimse sorun yaşamaz çünkü artık internet cafeler de açık değil bilindiği üzere…
Şöyle bir gerçek var ki her konuda belli tedbirler alınacak. Belli ertelemelerde olacak. Tüm bunların olumlu ya da olumsuz geri dönüşleri de olacak.
Çünkü bu virüs konusuna yüzyıllardır yabancıyız.
Elimizde bu tarz bir soruna alınabilecek önlem senaryoları da yoktu. Yeni yeni oluşturulmaya başlandı. Yani her anlamda bir deneme yanılma süreci bizi bekliyor.
O yüzden bütün öğrenciler öyle yada böyle virüsün eğitim sistemine yaptırımlarını fazla evham yapmadan, üzülmeden, gerilmeden kabullenmeli…
Zaten birinci önceliğimizin hayatta kalmak olduğu şu günlerde anı yaşamaktan ve hayatın getirdiklerini kabullenmekten başka da bir çaremiz yok…
Öyle değil mi?