ÇOCUK EĞİTİMİ
Bir varmış bir yokmuş eskiden oyun oynayan çocuklar varmış. O çocukların tek isteği biraz daha fazla oyun oynayabilmekmiş bunun için annelerine yalvarırlarmış. On dakika oyun oynamak onlar için büyük bir mutlulukmuş. Sonra bu çocuklar kaybolmuş yerlerine oyun oynamayan çocuklar gelmiş. Evet çocuklar ne yazık ki artık oyun oynamıyor. Çünkü hepsinin elinde bir makine var ve onlar mı makinayı kullanıyor yoksa makine mi onları kullanıyor belli değil.
Geçen okulda yaşadığım bir hadiseden bahsedeyim. Ortaokul son sınıfta olan bir erkek öğrenci beşinci sınıftaki bir kız öğrencinin panoda hazırlamış olduğu çalışmanın altındaki adının yanına cinsel içerikli bir küfür yazmış. Bunlar okulda yaşanmaması gereken şeyler olup genel yaşanan şeyler olarak görülür maalesef. Tuhaf olanı çocuğun ben ne yaptım ki bakışlarını etrafa savuruyor olması. Evet çocuk yaptığı kötülüğün aslında önemli bir şey olmadığını düşünüyor. Çünkü küfür o kadar çok hayatına yerleşmiş ki bunun ayıp bir şey olacağını düşünemiyor. Cinsel içerikse sürekli beynine işlenip duruyor bunun ne sakıncası olabilir ki. İzlediği filmlerde, dizilerde hatta çizgi filmlerde bile her dakika bu konunun üzerinde durulurken bunun neresi hatalı olabilir. Hata olarak görülmeyen büyük hatalar.
Eğitim sistemi bence çökmüş bir durumda. Çocukları eğitmek yerine onların sadece bilgilenmesini sağlıyoruz. Şuan ki eğitimimizin bilgi kanadı olup ahlak kanadı malesef yok. Onun için çocuklar uçmayı beceremediği için öğretilen bilgiyi de sorgulamak zorunda kalıyor ‘bu benim nerede işime yaracak’ diye. İstenilen düzeyde ahlak eğitimi verilmiyor ve yukarıda anlattığım olaydaki gibi durumlar yaşandığı zamanda çocuk ahlaksızlıkla suçlanıyor. Çocukları yarış atı misali görüp gözlerini evrende gerçekleşen muhteşem olaylara kapatmışken bir de onları suçlayabiliyoruz. Aile de ahlaki davranış görmeyen çocuk okulda da eğitimini almayınca ortaya çocuk dışında her şeye benzeyen garip bir varlık olup çıkıyor ne yazık ki.
Ve bu yaşananlar olaylarda hep çocuk suçlu oluyor. ‘Bunun içi kötü’ gibi ithamlara maruz kalabiliyor. Halbuki on üç yaşındaki bir çocuktan bir masumdan bahsediyoruz neden hep çocuk açısından bakılıyor da onu eğiten biz eğitimciler açısından bakılmıyor olaya. Neden bir eğitimci olarak ben bu çocuğu eğitememişim diyemiyoruz.
Eğitim sistemi böyle devam ettiği sürece bu tip çocuklar daha çok göreceğiz gibi geliyor. Burada çocuğunda bir suçu yok sadece ona sunulanı izliyor ve etrafındaki büyükleri taklit ediyor. Olay bundan ibaret. Umarım en kısa zamanda eğitim konusunda yenilikler olup çocukların ahlaki yönlerine de eğilen öğretmenler yetişir veya buna imkan verilir. Vesselam…