ÇIKARLARIN FATURASI
Tüm ülkeler başta ekonomi olmak üzere siyasi, sosyal, hukuki, toplumsal hatta askeri unsurlar bakımından birbirleriyle çok sıkı ilişki içindedir. Söz konusu ilişkinden hiçbir ülkenin kaçınması, soyutlayabilmesi, kendini dışarda tutabilerek dışlayabilmesi mümkün değildir. Bu olgunun yansımalarının ülkeleri etkilemesinde şaşılacak bir durum yokken üzerinde durulması gereken nokta, tüm çıkar gelişmelerinin adeta ışık hızıyla değişerek uzun, hatta orta vadede bile ülkelerin politika üretememeleridir. Üstelik çıkarları neyi gerektiriyorsa, her şeyin kendi istedikleri seyirde cereyan etmesini isteyen ABD, Almanya, İngiltere, Japonya, Çin, Rusya gibi ekonomileri güçlü temellere dayanan ülkeler olduğu göz önüne alındığında, hiçbir konuda dünyanın yakın ve orta dönemde istikrara kavuşmasını ümit etmek, hayalden öteye geçmeyecek beklentiden başka bir şey değildir. Bu ülkelerin içinde günümüz itibariyle, dünyanın en büyük askeri gücüne sahip olması nedeniyle jandarmalığa soyunması ile en büyük reel ve finans sektörü olması yanında başında da Trump gibi ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen ABD ile, Avrupa Birliği ekonomisinin bir numaralı lokomotifi konumundaki Merkel’in Almanya’sının bulunması, global istikrarı zorlaştırmaktadır. Ayrıca bu ikiliden başka ekonomileri göreceli olarak güçlü ülkelerin çıkarlarının aşağı yukarı aynı coğrafi alan üzerinde yani Orta Doğu Bölgesinde kesişmesi, başta o bölge olmak üzere dünya ekonomisinin merkezini yerinden oynatmaya yetmektedir. Çünkü gün geçtikçe azaldığı öne sürülen ve yaklaşık yüz yıllık ömür biçilen petrol rezervinin büyük bir kısmını bünyesinde barındıran bu bölgeden gelişmiş ülkelerin aslan payını kapma mücadelesi, içinde yaşadığımız tüm sorunların en büyük nedenidir.
Avrupa ülkelerinin doğal gaz bakımından Rusya’ya muhtaç olma çaresizliği ve mecburiyeti, dünya için belki de büyük bir şans olarak değerlendirilebilir. Çünkü Orta Doğu’daki petrolün üzerine çökme adına ABD ile birlikte büyük hayalleri olan Avrupa’nın önündeki en büyük engel, uzun sürecek bir kriz ortamında doğal gaz vanalarının Rusya’nın elinde olmasının ellerini kollarını bağlaması ve daha yumuşak bir politika takip etmek zorunda kalmasıdır. Diğer bir unsur ise her ne kadar üstün savaş teknolojisine sahipliği yanında Avrupa ve Orta Doğu’yu kara ve denizde kurduğu üslerle kontrol etse de, fiziki olarak çok uzakta olması ABD’nin manevra, mukavemet gücünü kısıtlamaktadır.
Genel politikalar bağlamında olaya bakıldığında Rusya’nın büyük miktarda petrol ve doğal gaz rezervlerinin üzerinde oturması ve doğal kaynaklar bakımından zengin olan Orta Doğu Bölgesinin yanı başında yer alması gibi önemli avantajı yanında, global ölçekli politikaların uygulanması sürecinde Çin ile ortak görüşler ortaya koyması, ABD ve AB’nin hoyratlığını dengelemek adına dünyanın bir diğer şansıdır. Türkiye gibi hem bölgeye komşu olması hem de gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunun kendi ayakları üzerinde doğrularak kabuğunu kırma yolunda önemli gelişmeler göstermesi, ABD ve AB’nin emellerini gerçekleştirmede elini zayıflatan ciddi bir faktör olarak olumlu sonuç ortaya çıkarırken, diğer yandan amaçlarına ulaşmak için altı doldurulmayan basit sebeplerle dünya kamuoyu ikna edilmek suretiyle ekonomik ambargo, bunların yetersiz kalması halinde ise askeri müdahaleleri sertleştirmekten çekinmemesi, bu girişimin sonucu ise terörize olmuş bir dünya gerçeğiyle karşı karşıya kalınmasıdır. Bu duruma getirilmiş adeta kaostan nemalanan anormal bir yapının normalleştirilmeye çalışılması, büyük ekonomik güce sahip ülkelerin, emtialara sahip olma isteklerinden kaynaklanan menfaat çekişmesi, dünya ekonomisi ve siyasetinin istikrara kavuşmasının önündeki en büyük engeldir. Bundan dolayı gelişmiş ülkelerin politikaları değişmediği müddetçe dünyanın huzura kavuşması, ülke ekonomilerinin tek tek, istikrar içinde sürdürülebilir büyümeyi sağlayarak düzlüğe çıkması neredeyse imkânsızdır.
Soru: Klasik sistemde fiyat, faiz ve ücret esnekliği rijit midir? Neden?
Sözün Gözü: Kıyamete kadar kötüler eksik olmayacak, iyiler de…