İhsan Görücü
İhsan Görücü Bizde kağıt ve kağıtçılığın anhası ve minhası

Bizde kağıt ve kağıtçılığın anhası ve minhası

Kağıt kelimesi geçince üçkağıtçılık deyimi tebellür ediyor zihinde. Kağıdın devri geçti diyenlere sıklıkla tesadüf ediyoruz ama dijitalin cafcafı yanıltıyor bence. Dijitale geçildiği hatta çöplüğe döndürüldüğü günümüzde kağıt ve kitaba ait konuşmaları veya yazmaları malayani, boş işle iştigal görenler olsa da; kağıdın, defterin ve özellikle yazmanın hiçbir zaman önemini hatta zaruret olmaktan çıkmayacağına inanan birisiyim. Bizi biz yapan, İslam’ı kainata ilan eden bütün külliyatlar kalem, defter yani kağıttan, kitaptan mamuldür.

Kadim kültürlerin her biri bir külliyattır. Bu cümleye istinaden Yunan, Helen klasikleri, Roma hukuk sistemi ile Hristiyanlık, Batının temel kültür kaynaklarını oluşturan klasiklerin cüzleridir.

Ramayana Hind’in ilaveten Vedalar’ı, İran’da Fars/Pers’ te Şehname, Antik Yunan da Homeros bu toplumların davranış kodlarını şekillendiren kaynaklarıdır.

Bize gelince; kitap, Sünnet, İcma-i Ümmet, Kıyas-ı Fukaha, İstihsan, Maslahat, Tasavvuf, Kelam, Örf, Adet ile Teamül’dür. Bu devasa delillere bakıp tefekkür edince kağıda kitaba dayalı kültür mirasımızın olduğunu aynel yakiyn görüyoruz. Yani demek oluyor ki bizi biz yapan uygarlık tarihine kaydettiren deliller kağıttan ve kitaptan gelmektedir. Bu kültürel varlıklar insanlık varoldukça Müslüman insanımızın gururla/onurla, başı dik varoluş sergilemesinin dayanak noktasıdır.

KAĞITÇILIK ESİR ÇİNLİLERDEN ÖĞRENİLİYOR

Hz. Peygamberin ümmeti Müslüman Araplar İla’yı Kelimetullah için çıktıkları Orta Asya ve Çin bölgesinde 751 yıllarında Semerkand yakınlarında Çinlilerle yapılan savaşta çok sayıda Çinliyi esir almışlar ve Çinlilerden “Kağıt Sanatı”nı öğrenmişlerdir. Başlangıç ve kağıtla tanışıklık olunca, İslam dünyasında ilk kağıt fabrikası 794 yılında Harun Reşid’in vezirinin oğlu el-Fadl tarafından Bağdat’ta açılmıştır.

Fabrikasyon kağıt imalatı 900 yılında Kahire’de, 1100’de Fas’da 1144’de ise Endülüs Emevi devletine ulaşmıştır. Kağıt ve kağıtçılık Endülüs’ten Avrupa’ya geçmiştir. İtalya’da ilk kağıt imalathanesi fabrika 1268 yılında kurularak imalata başlamıştır. Onu 1228 yılında Almanya kağıt fabrikası ve 1309 yılında İngiltere’de açılan kağıt fabrikası izlemiş ve kağıt kullanmak tüm Avrupa’ya sirayet etmiştir.

Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim diye bir espri vardır. Biz de diyoruz ki Avrupa’ya kağıdı öğreten biz Müslümanlarız binaenaleyh. Müslümanlar tarih boyu ilimin/bilimin öncüleri olmuşlar, İslam alimleri, Avrupalılar Orta Çağın karanlık dehlizlerinde yaşarlarken kendi insanlarına ve aziz İslam’a altın çağını yaşatmışlardır.

KİTAPLAR RAFLARA ZİNCİRLİYDİ AVRUPA’DA

10 milyon kitaplık dev kütüphaneler vardı diye yazıyor tarihi kaynaklar Endülüs kütüphanelerinde, Orta Çağda. Alemi İslam yani İslam dünyası 10. Yüzyılda, hem derlemelerin çokluğu, hem de kütüphanecilik uygulamalarının üstünlüğü bakımından Avrupa’dan 200-300 yıl ileride idi. Orta Çağ Avrupası’nda kitaplar raflara zincirle bağlanırdı okuyucu kitap okumak istediği zaman, bu kitap rahleye zincirle bağlanırdı ve okuyucuya öyle verilirdi. Çok enterest bir durumdur ki bu hususta daha da ileri gidilmiş ve kitaplar demir parmaklıklar arasında okutulmuştur. (-Abdurrahman Ahmet: Garbın İslam’dan Öğrendikleri)

Endülüs’te ilim ve irfan, Avrupa ile kıyaslanamayacak kadar gelişmişti 10. asırda. Halife el-Hakemin kütüphanesinde 600.000 yazma kitap mevcuttu. Bunların 44’ünü de kataloglar oluşturuyordu. O tarihten 400 yıl sonra bile Avrupa’da “Bilge Charles” diye bilinen Fransa kralı V. Charles’in krallık kütüphanesinde sadece 900 eser bulunuyordu. (Mehmed Niyazi: Medeniyet Ülkesini Arıyor)

İSPANYA’ DA 800 SENELİK KÜLTÜR YAKILIYOR NETEKİM

Kurtuba’da, yalnız kataloğu 44 cilt tutan 600.000 el yazması eser/kitap, Gırnata’yı alan Hristiyanlar tarafından şehrin meydanında günde 80.000 adet yakılmak suretiyle sekiz yüz yıllık derin kültür yok edilmiştir. Batılı oryantalist araştırmacı Fransız Roshendal kısaca bu kültür ve medeniyet vahşetini şöyle yorumlamaktadır “Hiçbir dini sistemde İslam’da olduğu şekilde ve üstün ölçüde din-ilim uygunluğu mütenasip şekilde gerçekleşmemiştir.”

Başka yazılarda buluşmak niyazıyla. Esselamü aleyküm herkese…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İhsan Görücü Arşivi