El Hakem’in Uluslararası Kitap Tüccarları Vardı
“Kitabım yüzüme bakınca gönlüm eğlenir, emdiğim şeker kamışının sütü gibidir. Sakın kitabımı benden isteme. Çünkü bu elimden sevgilimi almak gibidir” demiş La Edri’nin-söyleyeni belirsiz-birisi.
Sonunda yaşanmaz hale getirilen şu dünyada yüzyıllar boyu çok büyük çaplı sayısız alim-bilgin insan kitapla-ilimle-okumakla içli dışlı hayat sürmüşlerdir.
Hafız Sehavi’nin-rahmetullahi aleyh- naklettiğine göre 234 yılında Isfahanda vefat eden Ebu Eyyüb Süleyman bin Davud eş- Şazeguni dönemin büyük hafızlarından dır.
Ölümünden sonra onu rüyada görürler ve “Allah CC sana nasıl muamele etti? Diye sorarlar. “Beni bağışladı” karşılığını verir. Şazeguni, “Hangi amelinle?” diye sorulunca ise “İsfehan yakınlarında yağmura tutulmuştum. Yanımda kitaplarım vardı. Çatı gibi bir şeyin altına girmedim ve yağmur kesilinceye kadar kitaplarım ıslanmasın diye üzerlerine çömeliverdim. Allah’da C.C. bu hareketimden dolayı beni bağışlayıverdi.” Diye cevabını verir. Her ne kadar kıssa’da olsa ibretlik değil mi? İbret alınacak nitelik taşıyor kıssamız. İslami kültürümüzde kitaba-kültüre verilen değeri ifade etmesi açından gerçekçidir.
JAMES HOWEL: DÜNYAYI YÖNETEN, KALEM, MÜREKKEP VE KAĞITTIR
Tabiidir ki elan dijital kalemin, kağıdın ve mürekkebin pabucunu dama atmış gibi velakin her an silinme yok olma riskini de taşıyor. Bence kağıt yine olmazsa olmazdır.
Çocuk babasına;
-Babacığım şehvet nedir? Diye sormuş. O da: “Evladım anlatılamaz, yaşanır” demiş. Kıraatin yani okumanın ne radde de ehemmiyetli olduğunu okuyan insanlar anlar ancak doğal olarak. O çağlarda dijital edevatlar olmadığından J.Howell “Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kağıttır” diyerek en önemli realiteyi ifade etmiştir.
Aktarılacağı, öğrenileceği elemanı doğru seçmek şartıyla ilim o kadar değerlidir ki ancak Peygamberimizin ifadelerinde hakkıyla-layıkıyla ifade ve anlatımını bulmaktadır. O s.a.v. şöyle buyurmaktadır:
VE HAZRETİ PEYGAMBER S.A.V.
“İlim taleb etmek her Müslümana farzdır. İlmi ona layık olmayan kişilere öğretmek, domuzun boynuna mücevherler, inci ve mercanlar, altınlar takmak gibidir.”
Konuyla ilgili olarak Hz. Mevlana ise: “Hamuru bozuk olana ilim öğretmek, yol kesicilerin eline kılıç vermekten farksız; hatta sarhoşun eline kılıç vermekten beterdir. Mal ve mevki gibi ilim de mayası bozukların elinde fitne ve fesat aletidir.” Tarihi ve ebedi hakikattir.
SAVAŞ TAZMİNATI OLARAK ESKİ EL YAZMALARI
Kendi İslami kültürün tarihi ruh köklerine hakiki derinliklerine biraz inelim. Misallerden birisi olarak Endülüs Hükümdarlarından El-Hakem kitap satın almak üzere “Kitap Tüccarları” yollardı yabancı ülkelere. Henüz yayınlandıkları ülke insanı okumadan satın aldırıp derhal okur ve ulema heyetine okutturup yorumlattırırdı. Bu iş için yolladığı kitap tüccarların büyük meblağlar bağışlardı.
El-Hakem Ebu’l-Ferec el-Isfahani’nin “Kitab’ül-Eğani” isimli bir kitap yazmakta olduğunu duyunca , eserin müellifine saf altından 1.000 dinar yollayarak kitap piyasaya çıkmadan eserini elde eder.
Halife Harun Reşid Ankarayı Bizans’tan fethettiğinde, hem de Halife Me’mun Bizans imparatoru III. Michel’e karşı zafer kazandığında, savaş tazminatı olarak eski el yazmalarını istemişlerdir.
Konu köşe yazılarına sığacak ebatta değil sevgili okuyucu mutlu okumalar herkese.