Bırak şu illeti!
Hani halk arasında çok kullanılan bir tabir vardır ya. ‘Bırak şu illeti’ diye.. Ben de Recep hocaya bunu söyleyerek futbol diline böyle bir tabirle merhaba diyorum. Peki nedir bu illet ?
Halk arasında bu tabir genelde kötü bir alışkanlığı tarif eder. Türk Futbolu’nda ise bazı hocaların egosuna, kibrine, ben bilirimciliğine veya koltuğuna güvenerek at gözlüklerini çıkaramayıp bağımlı olduğun şeyin adıdır bu illet. ‘TAKINTILI 11 LER ‘ Konyaspor üzerinde önce Ali Çamdalı, şimdi de Recep Uçar bu illeti bırakamıyor. Ali Çamdalı’nın gitmesine neden olan bu illet Recep Hoca’ya da ders olmamış anlaşılan. Özellikle bunu görüp yaşamasına, tribünleri doldurup şölen havasındaki bir maçı bile (Konyaspor-Samsunspor) rezil etmesine neden olan sebebe rağmen..
İlk 11 tercihi bana göre futbolda bir maçın kazanılıp kaybedilmesine neden olan en önemli unsur. Bunu iyi yapan ve sahada belli bir 11 i oluşturabilmiş hocalar her zaman istikrarlı ve başarılı olmuşlardır. Genellikle bu hocaları biz taraftarlar ve spor yorumcuları fazla tartışmaz ve eleştirmeyiz. Ancak konu hatalarına rağmen aynı 11 de ısrar eden, daha önce isim yapmış ancak günümüzde sahada ruh gibi gezen, futbolun futbolcuyu bırakmaya başladığı isimlerde ısrar eden ve monotonluğun dışına çıkmayı başaramayan hocalara geldiği zaman yerden yere vurmaya bayılırız. Haksız da sayılmayız. İşimiz bu çünkü. Takımın daha iyi olması. Takımın daha iyi olması için ne gerekiyorsa dışarıdan müdahale etmek bizim görevimiz.
Tam da bu noktada yapıcı eleştiri yapabilmek adına daha önce 9-10 defa yazıp altını defalarca çizdiğim Aleksic – Pedrinho ikilisi Konyaspor’da ilk 11 de sahaya çıkmaması gerekirken yine çıktı. Aleksic’in saha içinde boş kaleye gol kaçırıp, takımı düşürüp, orta sahada bir kişi eksik oynatıp, bir de penaltı yaptırıp mağlubiyete sebep olması Konyaspor Taraftarı’nı deyim yerindeyse çileden çıkarttı. Çünkü ilk yarıda boş kaleye kaçırdığı gol onun mental anlamda ne kadar farklı bir dünyada olduğunu açık seçik gösteriyordu. Duygusal olarak eski takımına oynamak da her futbolcuyu etkiler. Bunları görmesine rağmen ikinci yarının başında onu oyundan almayan Recep Uçar da en az onun kadar suçludur. Bu yüzden de bu maç Aleksic – Pedrinho tandeminde ısrar eden Recep hocaya yazar. Biz Aleksic’e çok kötü bir oyuncu demiyoruz. Ancak hem ilk 11 de çıktığı hiçbir maçta gol atamadık hem de Pedrinho ile aynı anda sahaya çıktığı hiçbir maçı kazanamadık. Bu büyük bir veri. Hadi sen göremiyorsun veya araştırmıyorsun diyelim.. Hiç mi yardımcı antrenörler bunu sana söylemiyor. Anlamak gerçekten güç. Resmen ilk yarıda sözde sağ kanatta oynayan Pedrinho ayağına orada top alıp da bir tane orta yapamadı. Şaka gibi. Yani hiçbir şey yapamıyorsan sağ beke Abdurrahman’ı al. Ndao’yu at ileriye. Kramer’i ve sonradan alacağın Umut’u daha iyi besle..
Bir diğer konu da geç kalınan oyuncu değişiklikleri ve tek forvet hastalığı. Rakibin üzerine gelemiyor ve isteksiz oynuyorsa, senin de galibiyete ihtiyacın varsa al ikinci forveti artık. Ne bekliyorsun. Aleksic penaltıyı yaptırmasa eminiz ki sen bu adamı 80 de çıkartırdın. Tabularını yık hoca.
Konyaspor şu maçı alsa ne kadar rahatlayacaktı herkes farkında. Yediğimiz golden sonra yaptığımız baskıyı genelde ilk yarılarda yapamamamız da Recep hocanın kendi tercihi. Başakşehir çok kötü futbol oynadı ve onlara 3 puanı da biz kendi ellerimizle vermiş olduk. Zor maçlarda kazandığımız sürpriz puanlar olmasa şu an düşme hattının tam içinde belki de en derinindeydik. O maçlar şu an bizi ayakta tutuyor.
Bir köşe yazarı olarak aynı şeyi 9-10 defa yazmaktan bıkmış olsam da hoca hatasından dönene kadar tekrarlamaya devam edeceğim. Bu inat seni bu kulüpten gönderir hocam. Yapma, etme. Orta sahada hem Pedrinho’nun etkinliğini azaltmaya hem de bizi 2 kişi eksik başlatmaya hakkın yok senin. Kadro tercihlerin bu kulübün ve Konya şehrinin kaderini belirleyebilir. Bunun farkında ol ve bundan sonra lütfen ona göre hareket et.. Etmemeye devam edersen taraftarın tepkisine de ŞAŞIRMA