Mehmet Toker
Mehmet Toker Bir Masalla Kaç Kişiyi Uyutabilirsiniz?

Bir Masalla Kaç Kişiyi Uyutabilirsiniz?

Son günlerde çarşıda, pazarda, alışveriş merkezlerinde anlamsız bir telaş var. Nedir bu telaşın adı? Noel ve yılbaşı yaklaşıyor, kime ne satalım, kimi nasıl kazıklayalım telaşı. Öyle bir telaş ki AVM'lerde Noel Baba kostümlü animatörler fink atıyor. AVM'ler kar kristali desenli ışklandırmalar, süslenmiş çam ağaçları vb. objelerle dolu. TV'ler de reklamlar, diziler, filmler, yarışma programlarının teması yılbaşı veya noel tatili...
 
Bazı muhafazakar halkımız da "yedi hristiyan bir danaya ortak girmedikçe yılbaşında hindi kesmem" veya "çan sesiyle uyanan ülkelerde kurban telaşı olmazken, ezan sesiyle uyanan ülkelerde bu noel telaşı neden?" türü beylik laflar ediyor. Bilgi ve bilinç düzeyinde ortaya konulan paylaşım yok denecek kadar az. Onun için bilinçsiz ve şuursuz bir özentidir aldı başını gidiyor. Elbetteki Hristiyan dünyada böyle bir telaşın olması normal karşılanabilir. Ancak Müslüman, Budist, Konfüçyanist, Taoist ya da kabile dinlerine inanan toplumlarda bu tür bir telaşın olması, üzerinde durup düşünülmesi gereken bir vakıa olarak karşımızda duruyor. Peki nedir, o zaman Hristiyan olmayan dünyaya yutturulmaya çalışılan bu Noel? 
 
Noel,  Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milat Yortusu olarak da bilinir. Noel kelimesinin kökeni ile ilgili bir Latince, "natalis" doğum kelimesinden geldiği, diğer bir iddiaya göre Noel kelimesi, galya dilinde (keltçe) yeni anlamına gelen "noio" ile Güneş mânâsına gelen "hel"in birleşmesiyle oluşmuş ve "yeni güneş" "Yenigün" manasına gelmektedir. Noel kelimesinin kökeni ile ilgili diğer bir açıklama ise Fransızca haber anlamındaki "nouvelle" kelimesinden geldiği, ayrıca Almanca'da kutsal gece manasında bu kelimenin kullanıldığı bilgileri de vardır.  İngilizler, Noel yerine  "christmas"  ifadesini kullanırlar bu kelime Yunanca "christos" yani Mesih-yağlanmış ve Latince "miss" yollanmış, gönderilmiş kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.  Anglikan Hristiyanlarca İsa'nın son akşam yemeğindeki son sözlerini sembolize ediyor olabileceği düşünülmektedir.
 
Elbetteki Noel, hıristiyanlıkla var olmuş bir kutlama da değildir.  Hristiyanlık öncesi putperest toplumda yeni yılın başlangıcında yapılan şenliklerin adıdır. Halbuki Hristiyanlık öncesinde putperest Pagan Roma kış festivalleri olan Yule ve Satürnalia'daki uygulamalar Noel'in kökenini teşkil etmektedir. Bir anlamda, Pagan Putperest ışık bayramlarının üzerine Hristiyan elbisesi giydirilmiştir. Zira Hz.  İsa'nın doğum günü olarak Batı Hristiyanlarınca kutlanılan 26 Aralık'ın veya Doğu Hristiyanlarınca kutlanan 6 Ocak tarihinin Hz. İsa ile hiç bir bağlantısı yoktur.  Zaten 1 Ocak tarihi yani milat kabul edilen tarih Roma İmparatoru Justinyen'in doğum tarihi olarak kabul edilen tarihtir.
Peki Hz. İsa ne zaman doğdu? Luka İnciline göre, Hz. İsa'nın doğduğu zaman çobanlar kırda sürülerini otlatmaktaydılar ve Meryem kucağında bebeğiyle Nasıra'ya dönerken, O'nu gördüler.
 
Eski Ahit, kış mevsiminin, çobanların açık havada barınamayacak kadar yağışlı ve soğuk olduğunu ifade etmektedir. Bazı kaynaklara göre Vaftizci Yahya, Yahudi Fısıh -mayasız ekmek- Bayramı'nda yani 15 Nisan'da doğmuştur. Vaftizci Yahya'dan 6 ay sonra doğan İsa'nın ekim ayında doğmuş olması gerekir. Yani Noel'in ya da yılbaşının (1 ocak) Hz. İsa'nın doğumuyla uzaktan yakından alâkası yoktur. Roma İmparatoruluğu tebası, Kral Konstantin'in MS. 313 yılında Hristiyanlığı kabul etmesinden önce putperestti ve bu tarihe kadar 25-26 Aralık tarihinde Güneş tanrısı adına ışık bayramı düzenleniyordu. İşte kopyala yapıştır mantığı ile Hz. İsa, "tanrının yeryüzündeki ışığıdır" denilerek putperest "Işık Bayramı", Noel olarak kutlanmaya başlandı.
 
Peki neden 26 Aralık Işık Bayramı olarak kutlanıyordu? Çünkü yanlış bir hesaplamayla, 21 Aralık olması gereken gün dönümü, yani en uzun gecenin yaşanıp,  gündüzün uzamaya başladığı gün dönümü yanlış bir hesapla 26 Aralık olarak kutlanıyordu. Milattan sonra 354 yılında Papa Liberius, "Hz. İsa'nın, tanrının yeryüzündeki ışığı olduğunu ve Işık Bayramı'nın İsa'nın doğum günü yıl dönümü" olarak kutlanacağını ilan etmiştir. 6 Ocak tarihi de Hristiyanlıktan önceki doğu putperestlerinin Işık Bayramıdır.   Eski putperest ışık bayramlarının Hz. İsa'nın doğum günü olarak kabul edilip kutlanması putperestliğin hıristiyanlaştırması mı, yoksa hıristiyanlığın putperestleştirilmesi mi olduğunun kararını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
 
Peki, gelelim günümüzde çarşıyı-pazarı, alışveriş merkezlerini saran telaşın ne olduğuna? Günümüz Noel kutlamalarında genellikle Hristiyan dünyasında İsa'nın doğumunun canlandırıldığı oyunlar sahnelenir. Noel ağaçları süslenir, ışıklarla (ışık bayramı ya) ev, bahçe, cadde süslemeleri yapılır. Hediyeler alınır. Noel arifesinde Noel Baba'nın gelişi simgesel olarak canlandırılır. Peki kimdir bu Noel Baba ve bizim neyimiz olur? Noel Baba, (Santa Claus, Saint Nicolaos) figürü Hristiyan inancına göre milattan sonra 4. yüzyılda Anadolu'da Myra, bugünkü Demre Antalya yöresinde yaşamış olan Nicolaos adındaki bir miras yedidir.
 
Nicolaos babasından kalan mirası güya insanlara iyilik yaparak tükettiği için bir anda "Aziz" gibi görülmüş ve kabul edilmiş, zamanla Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerin hayır kurumlarının, loncaların, çocukların, denizcilerin ve bazı şehirlerin koruyucu azizi gibi benimsenmiş, çocuklara özel armağanlar getirdiğine inanılan ve "Noel Baba" olarak anılmaya başlanan Nicolaos efsanevi bir masal kahramanına dönüşmüştür. Nicolaos'un,  Noel Baba'ya dönüşmesi ilk önce Almanya'da görülmüştür. Cermen kültüründe mevcut olan yılbaşında hediye verilmesi, İskandinav mitolojisindeki "Tanrı Odin'e" dayanır. Odin'in uçan atı "Sleipnir" için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara ya da kapıya asarlar.
 
Odin'de bu iyilik karşısında çocuklara tatlılar ve şekerlemeler verir.  Roma Pagan geleneğinde Belfana, Alman Pagan geleneğinde Berchta ve Knecht Ruprecht, Anglo Pagan geleneğinde Thor ve Satürn, Viking Pagan gelindiğinde ise Odin/Wodan karakterleri, Kuzey Slavlarının Ded Maroz -buz dedesi- Hristiyan Aziz Nicolaos ile birleşerek Noel Baba efsanesinin oluşturmuştur.  İşin Türkçesi, Noel Baba, bizdeki tepegöz yada keloğlan gibi bir masal karakteridir. 19. yüzyılda özellikle İskandinav ve Kuzey Slav mitlerinden esinlenen karikatüristler, Noel Babayı geyiklerin çektiği bir kızakta uçarken tasarlamışlar ve etrafında bir sürü masallar masallar uydurulmuş. Günümüzdeki Noel Baba'nın beyaz saçlı, beyaz uzun sakallı, koca göbekli, kırmızı elbiseli ve kukuletalı formatının kaynağı ise Haddon Sundblom adındaki ressamın 1931 yılında Amerika menşe'li bir gazlı içecek firması reklamı için yapmış olduğu çizimlere dayanmaktadır.  Yani Amerikan emperyalizmi Noel Baba'yı bir anda ileri karakol görevi üstlenen sömürgeciliğin bir askeri haline getirmiştir.
 
Günümüzde Noel ağacı olarak süslenen çam ağacı süslemenin yine pagan geleneklerinden gelen bir ritüel olduğu bilinmektedir. Zira yaprak dökmeyen ağaçları, yaşamın simgesi olarak kullanmak, Eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin ortak bir geleneği idi. Avrupalı putperestler arasında yaygın olan ağaca tapınma hıristiyanlığı benimsemelerininden sonra İskandinavyalıların şeytanı korkutup kaçırmak inancıyla yaptığı ağaç süsleme ve Almanların Yule Işık Bayramı'nda ağaç süsleme geleneği Noel çamı süslemeye dönüştü. Almanlar, Adem ve Havva yortusunda evlerine ölümsüzlüğü simgeleyen bir cennet -çam- ağacı dikerler, üzerine komünyondaki kutsanmış ekmeği simgeleyen ince hamursuz ekmek parçaları asarlardı.
 
Bunların yerini daha sonra değişik biçimlerdeki çörekler aldı. Bazı yerlerde "tanrının yeryüzündeki ışığı" kabul edilen İsa'yı simgeleyen mumlar eklendi ve bu zamanla hem üçgeni temsil eden, hem de ölümsüzlüğü temsil eden yaprak dökmeyen çam ağacı birleştirilerek ve dallarına da ışıklar, süsler asılmak suretiyle bugünkü çam katliamına dönüştü. Noelde veya yılbaşında hindi yeme geleneği de Amerikalıların ne kadar çok yerli Kızılderili öldürüp yeni dünyayı kendilerine sömürge alanı olarak kabul ettikleri Şükran Günü yemeğinin yılbaşı ile birleştirilmesinin bir sonucudur.
 
Yılbaşı yada noel sadece bir kültür emperyalizmi olarak mı bütün ülkeleri sömürmektedir? Yoksa bununla beraber toplumları maddi olarak da sömürmenin bir aracı olarak kullanılmakta mıdır? İşte Noel veya yılbaşı, bahane edilerek dünyadaki neredeyse bütün ülkelerde piyango çekilişleri, hediye satışları, çam ağacı ve o çam ağacının ışıklandırılması için süs ve benzeri argümanların satışları vs. baktığımız zaman Noel ya da yılbaşının aynı zamanda maddi bir sömürü aracına dönüştüğünü de söyleyebiliriz. Farkında mısınız bilmiyorum ama özellikle yılbaşı, Saint Valentine (14 şubat sevgililer günü) ve benzeri eski pagan putperest kaynaklı günler kullanılarak dünyada çok ciddi bir pazar oluşturuyor.  
 
Türkiye özelinde de piyango, ne söylenildiği gibi millidir ne de İslam dini buna cevaz verebilir. Milli değildir zira bu topraklar üzerinde piyangoyu ilk defa bir tiyatro salonu işletmecisi olan Yahudi Naum Efendi, seyirci çekebilmek ve tiyatronun masraflarını karşılayabilmek için icat etmiştir. Daha sonra Ermeni Katolik kilisesi, Ermeni hayır kurumlarını finanse edebilmek için piyango çekilişleri tartip etmişlerdir. 1857 tarihinden sonra Osmanlı'da tamamen yasaklanan piyango ilerleyen yıllarda Bulgar, Yahudi asıllı azınlıklar tarafından tekrar bu yasak delinmiştir. 1926-1939 yılları arasında piyango düzenleme hakkı, Tayyare Cemiyeti'ne (Bu günkü adıyla Türk Hava Kurumu) verilmiş 1939'da ise Milli Piyango İdaresi adı altında devlet tarafından tekele alınmıştır. İşte, gerek Noel Babasıyla, gerek çam ağaçlarıyla, gerek hindisi ile piyangosu ile yılbaşı ve Noel asla ve asla bizim kültürümüze ait hususlar değildir.
 
Kökeni Pagan kültürüne kadar dayanan birtakım efsaneler ya da inanışlar, bugün kapitalizmin sömürü aracı olarak bütün dünyanın sömürülmesi noktasında bir araç haline getirilmiştir. Noel Baba masalıyla bugün sadece müslümanlar, İslam Dünyası değil aynı zamanda Budist, Taoist, Hinduist, Şintoist, uzakdoğu coğrafyası ya da Afrika ülkeleri de Yahudi güdümlü, siyonist kapitalistler tarafından sömürülmektedir. Tabiri caizse Hristiyanlık öncesi putperestlerin çocuklarını uyutmak için anlattığı masallar, bugün dünyayı uyutmak için kullanılmaktadır. Uyanalım diye feryat edenlerde maalesef dışlanmak da ya da köktenci gerici yobaz diye yaftalanmaktadır. Putperest veya Hristiyan olmayan toplulukların  pagan masallarına inanıp gaflet içerisinde uyumaya devam etmesi ve uyurken de siyonist kapitalistler tarafından iliklerine kadar ekonomik, kültürel her türlü alanda sömürülmesi Noel ışıklarının altında çok güzel kamufle ediliyor. Şayet uyumaya devam edersek gireceğimiz yeni bir yıl olmayabilir. Bacadan giren Noel Baba torbasına bütün maddi ve manevi değerlerimizi doldurup gidiyor farkında mısınız?
 
Uyanın hırsız var! Soyuluyoruz!!!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Toker Arşivi