İsmail Yaşa
İsmail Yaşa Bahaneleri hazır

Bahaneleri hazır

Geçen yıl Haziran ayında bu köşede yayınlanan “Asla inanmayın” başlıklı makalemde Türkiye’nin savunma sanayi alanında elde ettiği başarıların korunması ve daha da ileri taşınması için önümüzdeki seçimlerin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekmiş ve şöyle demiştim:

“FETÖ’cüleri affedeceklerini ve eski görevlerine iade edeceklerini söyleyenler ile PKK/YPG yandaşlarının ittifakı, seçim öncesi Baykar fabrikasına ziyaretler düzenlese ve milli projelerin aynen devam edeceğine dair yeminle söz verse de asla inanmayın.

Seçimi kazanırlarsa ertesi gün o sözlerin unutulacağından ve bütün çabaların boşa gideceğinden emin olabilirsiniz.”

Nitekim bugün muhalif ittifakın söylediklerimi doğrularcasına seçimleri dahi beklemeden ağzındaki baklayı çıkardığını ve niyetini faş ettiğini görüyoruz.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ürettiği insansız hava araçlarıyla tüm dünyada adını duyuran ve Türkiye’nin medar-ı iftiharı şirketlerden biri haline gelen Baykar’ı hedef aldı.

“Burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor” diyen Babacan, ardından da ekledi:

“İşlerini iyi yapıyorlarsa, maliyetleri uygunsa hiç korkmasınlar. Ama buralarda zayıflıklar varsa, kendilerinden daha iyi bu işi yapacak firmalar ‘işimizi elimizden alır’ diye korkarlarsa o zaman ondan da korksunlar.”

Yani suret-i haktan görünüp Bayraktar TB2’yi, AKINCI’yı ve KIZILELMA’yı üreten şirketin kapısına kilit vurduklarında hangi bahaneleri ileri süreceklerini söylüyor.

Çalacakları minare için kılıfı çoktan hazırlamışlar.

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Babacan’ın hezeyanı ve iftirası üzerine yaptığı açıklamada, rekabetten korkmadıklarını; bilakis ABD, Çin, İsrail gibi ülkelerin İHA’larıyla rekabet ettiklerini ve 27 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi.

Şirketlerinin kuruluşundan bu yana devletten tek kuruş nakit teşvik ya da hibe almadıklarını, banka kredisi dahi kullanmadıklarını, tüm projelerini öz kaynaklarıyla geliştirdiklerini belirtti ve Babacan’ı özür dilemeye davet etti.

Geçtiğimiz günlerde Anayasa’nın 66’ncı maddesinde yer alan “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesinin tekrar değerlendirilmesi ve Anayasa’dan Türklüğün çıkarılması gerektiğini söyleyen, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) 'kimyasal silah kullandı' iftirası atan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Eski Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı eşiyle birlikte ziyaret eden DEVA Partisi Genel Başkanı’nın Baykar’ı hedef alması tesadüfî değil.

Son günlerde Altılı Masa’da adaylık yarışmasının kızışması üzerine “Ben de iyi bir cumhurbaşkanı olabilirim” diyerek yarışta kendisinin de var olduğunu söyleyen Babacan, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) göz kırpıyor.

Terörle mücadele tarihini değiştiren SİHA’ların üreticisini hedef alan Babacan, HDP’nin desteğiyle muhalif ittifakın cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor.

Partisinin oy oranını artırmak isteyen Babacan, terör örgütü sempatizanlarının oylarına gözünü dikmiş durumda.

Hatta hazine yardımı kesilen HDP’nin kapatılması halinde adaylarının DEVA Partisi listelerinden seçime girecekleri konuşuluyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı her ne kadar Baykar’a iftira atsa da asıl hedef savunma sanayi alanında destan yazan şirketlerimizin tamamı.

Söz konusu şirketlerin akıbetlerinin de silah ve mühimmat üretmeyi bırakıp soba üretmek zorunda kalan Şakir Zümre’nin fabrikasınınki gibi olmaması için Türk halkının sandık başına gittiği zaman doğru tercihte bulunması ve Babacan gibilere fırsat vermemesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Yaşa Arşivi