Prof. Dr. Erdal Arslan
Prof. Dr. Erdal Arslan Aşağılık sapıklar!

Aşağılık sapıklar!

Avrupa Medeniyeti?

Sözde İnsan Hakları ve özgürlük naraları atıp ezelden beri Dünyayı sömüren sömürgeci zihniyeti ve katliamlarını bizlere Coğrafi Keşifler diye yutturan bir asalak zihniyet…

Dünya'da halâ birçok sömürgeye direkt olarak sahip olan, sistematik olarak bakıldığında ise kapitalist sistem sayesinde tüm dünyayı sömüren yapının Ana Karası, yuvası, ini…

Dünya'da iki milyardan fazla insanın inancı olarak kabul edilen İslâm Dinini kabul edemeyen ve dahi DÜŞMAN olarak gören ve algılayan karanlık zihniyetin merkezi…

Geçen hafta Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakan alçak, gerçekleştirdiği skandal eylemin ardından aynı provokasyonu Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da da yaptı. Başka bir alçak, yine geçen hafta, Hollanda’da Kuran-ı Kerimimizi yırttı. Daha önceki yıllarda, Fransa’da Resulullah Efendimize yönelik karikatür krizini zaten hiç unutmadık, UNUTMAMALIYIZ…

Aynı İsveç, geçen hafta, İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakmak isteyen başka bir guruba ise izin vermiyor. Kur’an-ı Kerim yakmak özgür düşünce, Tevrat yakmak dine hakaret kabul ediliyor.

Bu arada, Tevrat yakılmasını tasvip ettiğimden değil, bu aşağılıkların olaylara nasıl yaklaştığı görülsün diye yazıyorum.

İki Milyardan fazla mensubu olan İslâm Dinini sembolik de olsa temsil edecek bir HİLAFET MAKAMI'nın ne kadar gerekli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ferdi tepkilerin dışında, tüm Müslümanlar adına her türlü mezhepsel farklılığa rağmen, bu tür olaylarda ortak bir tepki verebilecek bir makamın yokluğu nasıl bir eksikmiş bir kez daha görüldü…

Bu menfur olayların, Ülkemiz öncülüğünde Hilafet Makamının yeniden hayat bulmasına vesile olmasını temenni ediyorum.

İslâm Alemini, gereğini yapmaya davet ediyorum.

Biz Müslümanlar da artık Kur’an-ı Kerimi duvarlardan ya da kitaplıklardan indirip, hayatımızın her alanına sokmalı ve yaşamımıza yön vermesine izin vermeliyiz.

Hayatımıza sokmadığımız dinimizin temeli olan Kur’an-ı Kerimi aşağılıkların yakması doğru değil ve asla kabul edilemez.

Lâkin biz Müslümanlar; Kur’an-ı Kerimi hayatımıza sokmayarak, onun emir ve yasaklarına uymayarak, hayatımızı ona göre belirlemeyerek, Kur’an-ı Kerime gereken değeri vermeyerek bir hata, yanlış ve yanılgı içerisinde değil miyiz???

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Erdal Arslan Arşivi