Prof. Dr. Erdal Arslan
Prof. Dr. Erdal Arslan Acil referaduma gitmek lazım

Acil referaduma gitmek lazım

Dünyada var olan ekonomik sistem temlerini bireyselliğe dayamış ‘ben’ merkezli bir modeldir.

Karma Ekonomik model dedikleri bu sistemin kurucu unsurları; Dünya Ekonomisini bu model çerçevesinde istedikleri gibi yönlendirmekte ve şekillendirmektedir.

Ekonomiyi bir oyun modeli olarak kabul edersek, oyunun kurallarını yine bunlar belirliyorlar. Dolayısı ile bunların belirlediği oyunda, bunların kuralları dışında bir yöntem geliştirmek imkânsız olmayabilir fakat kesinlikle çok zordur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın son dönemde uygulamaya çalıştığı model tam olarak bu oyunun alışılagelmiş yöntemleri dışında bir kurgu içermektedir. Başarılı olup olmaması ise ekonomimizin ve vatandaşımızın dayanma gücü ile doğru orantılıdır.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu; Kimin ne yapacağı ve nasıl pozisyon alacağının önceden taraflara anlatılmamış olmasıdır.

Çoğu vatandaşımız, sudan “çıkmış balık misali” ne olacağını bilmeden, kaygılı bir belirsizlik içerisinde kaybolmuş durumda.

Cumhurbaşkanının ekonomide ne yapmak istediğini vatandaşa anlatması gereken yerel paydaşların kendisi ise uygulanmaya çalışılan politikalardan bihaber görünüyorlar.

Söyledikleri şey ise ‘sabır edin’ demek oluyor. İyi de ne için? Ne karşılığında? Ne zamana kadar? Bu soruların yanıtı verilmeden, sadece Sabır deniliyor.

Vatandaşımız da refleks olarak kendini koruma adına, ekonomik tedbirler almak zorunda kalıyor. Siz Merkez Bankası olarak, iktisadi açıdan zamanlaması iyi olmayan bir anda piyasalara müdahalede bulunarak, zaten eksi olan rezervlerimizi boşa kullanıyorsunuz ve ekonomiye daha fazla zarar vererek Merkez Bankasını etkisiz bir kurum haline getiriyorsunuz. Vatandaş da bu kısmi düşüşü fırsat olarak görüp, dolar ya da altın alarak reel kayıplarını telafi etmeye çalışıyor.

Bu da Cumhurbaşkanımızın uygulamaya çalıştığı modele çok daha fazla zarar veriyor.

Enflasyon ile mücadelede ve ekonomik kalkınma modellerinde başarının en öneli kaynağı, size inanan ve güvenen vatandaş, yani paydaşlarınız ve yatırımcılarınızdır.

Siz eğer Faize karşı iseniz; bu, faiz kısmi düşürme çabaları ile gerçekleşmez. Topyekûn bir mücadeleyi gerektirir.

Sözde yüzde 99 Müslüman olan bir ülkede, siz ekonomide faizden rahatsız iseniz, bunu sizinle paylaşan kesimin oranını da bilmeniz gerekir.

Öyle ise yapılması gereken şu olmalıdır:            

Vatandaşa Ekonomik Model olarak “faiz modeli dışında İslâmi Kalkınmayı temel alan bir ekonomik politika ve eğitim modeli benimsemek istediğinizi; Ülkenin, İslâm Âleminin ve aslında tüm Dünya İnsanlığının bu şekilde sömürü düzeninden kurtulabileceğini anlatan bir ekonomik modeli ortaya koyarak” onların kararını ve desteğini alarak yarım yamalak değil, tam ve topyekûn olarak “ekonomik kurtuluş savaşı” vermeye kalkmalısınız.

Plânı, programı, hedefi, süresi belli olan bir program ortaya koyup, “Halk’a Sormalı, Referanduma Gidilmeli” ve halkın desteği alınarak işçi, işveren, esnaf, zanaatkâr, çiftçi, vatandaş üstüne düşen görevi ve yükü bilerek bu adım atılmalıdır. Ancak o zaman başarılı oluruz ve belirsizlikten kurtuluruz.

Yoksa, bu belirsizlik ortamında ekonomimizin çok daha fazla zarar görmesi söz konusu olacaktır.

Onun için tekraren söylüyorum; önemli kararları alırken, madem hep “Halkımıza Sordunuz” referandum yaptık;

BU EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI ise, bunu da HALKIMIZA SORMALIYIZ.

“FAİZSİZ SİSTEME GEÇİŞ İÇİN REFARANDUM YAPMALIYIZ”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Erdal Arslan Arşivi